Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, enflasyonun 2025 yılı sonunda büyük ihtimalle yüzde 31 seviyelerinde olacağını söyledi. Şimşek, ayrıca "Hedefimiz enflasyonu gelecek sene yüzde 20’nin altına çekmek" ifadesini kullandı.
Abone olHazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İstanbul'da gerçekleştirilen Halkbank Gençİz Gençlik Zirvesi’nde açıklamalarda bulundu.
Mehmet Şimşek, "Enflasyon düşüyor ve düşmeye devam edecek, bu sayede Türkiye çok daha güçlü bir ekonomiye sahip olacak." diyerek enflasyonda 2026'da hedefin yüzde 20'nin altına inmek olduğunu söylerken 2025 yılı sonunda enflasyonun büyük ihtimalle yüzde 31 seviyelerinde olacağını söyledi.
"GELECEK YIL HEDEF, ENFLASYONU YÜZDE 20'NİN ALTINA DÜŞÜRMEK"
Şimşek, enflasyonla ilgili olarak, "Bu yıl bu seviyelerde kalacağız ama gelecek yıl hedefimiz enflasyonu yüzde 20'nin altına düşürmek. Enflasyonu tek haneye düşürmek önemli ama bu gelir dağılımın da bozulmasını da önleyecek. Enflasyon neden yüzde 31; bunda kira, eğitim, hizmet enflasyonu etkili.
"KAMU MALİYESİNDE ÖNEMLİ REFORMLAR PLANLIYORUZ"
Kamu ihale reformu tasarısı hazır, Meclis grubumuza verdik. Gelecek yıldan itibaren belli gelir düzeyinin altındaki ailelere pilot olarak destek uygulayacağız. Maliye politikası olarak daha hesap verebilir hale gelmek istiyoruz. Mali disiplin kurallarını aktif hale getirecek düzenlemeler yapacağız. Önümüzdeki dönemde kamu maliyesinde önemli reformlar planlıyoruz. Belli gelir düzeyi altında olan ailelere pilot proje olarak destek sunacağız, ayrıca yapay zeka dönemine hazırlık yapılıyor." şeklinde konuştu.
ENFLASYON HEDEFLERİ
2025 yılı sonunda yüzde 31 seviyeleri,
2026'da yüzde 20'nin altına inmek.
Mehmet Şimşek'in Zirve'den açıklamasından öne çıkanlar şunlar:
- Enflasyonu düşürmek en büyük önceliğimiz. Hükümetimizin nihai amacı kapsayıcı, sürdürülebilir büyüme.
-Deprem için şu ana dek 90 milyar dolar harcadık, Sürekli dayanıklılık ve şoklara tampon oluşturmaya devam etmek gerekiyor.
REZERVLER
-Rezerv birikimini başardık, TCMB'de tampon görevi görecek net rezerve ihtiyaç var, biz rezervleri 1189 milyar dolar artırdık.
KKM
-143 milyar dolar koşullu yükümlülüğünden (KKM) çıktık, 400 milyon dolar kaldı onun da vadesini bekliyoruz.
CARİ AÇIK
- Bütçe açığını yüzde 3'e indirdik, gelecek yıllarda daha da aşağı çekeceğiz. Vatandaşın ithal ettiği altını kenara bırakırsak neredeyse cari açık kalmıyor. 2026, 2027, 2028 döneminde cari açık sorun olmaktan çıkacak, enflasyon tek haneye düşecek. Altın vatandaşın portföy tercihidir, saygı duyuyoruz, altın ithalatı hariç neredeyse cari açık kalmadı.
- Yatırım yapılabilir seviyeye doğru hızla ilerlemeye devam edeceğiz.
RİSK PRİMİ
- Türkiye'nin risk primi 2018'in başından bu yana en iyi seviyesine geldi.
- Büyümede bize benzer ülkelere göre reel olarak daha iyi bir performans sergiledik.
- Türkiye, dünyanın gelişmiş ülkeleri ile arasındaki farkı kapatıyor.
- (Kredi notu) Yatırım yapılabilir kategoriye doğru hızla ilerlemeye devam edeceğiz.
- Türkiye'nin milli geliri 238 milyar dolardan bu yıl yaklaşık 1,6 trilyon dolara yükselmiş olacak.
- Cari dolar kuruyla kişi başı milli gelirde 16. sıradayız, satınalma gücü ile 16. sıradan, 11. sıraya yükseldik.
- Hizmet ihracatının kârı daha yüksek, hemen hemen her şey yurt içinde kalıyor ama sanayide bazı hammaddeler ithal edilmek zorunda.
- Bölgesel entegrasyona büyük önem veriyoruz.
- Dünyada büyük belirsizlikler var; ancak Türkiye’nin önü açık. Önemli avantajlara sahibiz ve biz bu avantajları harekete geçireceğiz.
"GELECEK SENEDEN İTİBAREN (PROGRAMDA) ÜÇÜNCÜ EVREYE GEÇİYORUZ
Bakan Şimşek, Orta Vadeli Program'ın üç evresinin bulunduğunu belirterek, birinci evrede gerçekleştirdikleri makro risklerin yönetimi, kural bazlı piyasa ekonomisi, enflasyonun kontrol altına alınması, depremin yaralarının sarılması gibi konuları anlattı.
Depreme karşı bugüne kadar 90 milyar dolar harcadıklarını dile getiren Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
Birinci evreyi geçen sene tamamladık. İkinci evre bitmek üzere. İkinci evrede enflasyon düşmeye başladı. Deprem yaralarını sararken mali disiplini tesis ettik, cari açığı düşürdük, kur korumalı mevduat mekanizmasından çıktık ve rezerv birikimini başardık. Gelecek seneden itibaren üçüncü evreye geçiyoruz. Üçüncü evre kazanımların pekiştirildiği, tek haneli enflasyonun başarıldığı, bütçe açığının kalıcı olarak milli gelire oranla Maastricht kriterinin tutturulduğu, cari açığın artık sorun olmaktan çıkıp milli gelire oranla yüzde 1'in altına düştüğü ama en önemlisi verimlilik ve rekabet gücünü artırmak için reformların hızlandığı dönem.
"HEDEFİMİZ GELECEK SENE SONUNDA ENFLASYONU YÜZDE 20'NİN ALTINA ÇEKMEK"
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, enflasyonun düşmeye devam ettiğini kaydederek, "2022'de yüzde 64 civarıydı, 2023'te yüzde 64-65 civarında bitirdik. Geçen sene yüzde 44'e, bu sene kasım itibarıyla yüzde 31 civarına indirdik. Bu seneyi muhtemelen bu civarda bitireceğiz ama gelecek sene hedefimiz bunu yüzde 20'nin altına çekmek. Bir sonraki sene de tek haneye düşürmek." diye konuştu.
Enflasyonun düşmesinin öneminden bahseden Şimşek, şu bilgileri verdi:
Her kesim için enflasyonun tek haneye düşmesi önemli. Enflasyonun düşmesi aynı zamanda gelir dağılımındaki bozulmanın da durması demek. Çünkü enflasyon gelir dağılımını bozar. İşte bu sebeple enflasyonu düşürmek bizim en büyük önceliğimiz. Kasımda yıllık enflasyon yüzde 31 olarak gerçekleşti. Temel mallarda enflasyon yüzde 20'nin altına düştü, yüzde 18 civarı. Gıdada enflasyon yüzde 27 civarı. Manşet enflasyon yüzde 31. Çünkü Türkiye'de kira enflasyonu, eğitim enflasyonu, yani hizmet enflasyonu hala yüksek seyrediyor. Yüzde 97'ye kadar çıkmıştı yüzde 44'e kadar düştü ama işte bunu düşürmek için hükümet olarak hem deprem bölgesini yeniden inşa ediyoruz hem de sosyal konut projelerini hızlandırıyoruz.
Eğitim ücretlerinde de düşüşün sürdüğünü ifade eden Şimşek, "Özetle, enflasyon düşüyor, düşmeye devam edecek ve Türkiye bunun sayesinde çok daha güçlü bir ekonomiye sahip olacak." dedi.
"GERÇEKTEN BİR TASARRUF ÇABASI VAR VE SONUÇ ALIYORUZ"
Bakan Şimşek, yatırımları, istihdamı ve üretimi artırmak için hayata geçirdikleri vergi istisnalarından, kayıt dışı ekonomi ile mücadeleden ve kamu maliyesine yönelik hazırladıkları reformlardan bahsederek, Türkiye'nin kamu borcunun milli gelire oranının yüzde 25 düzeyinde olduğunu söyledi.
Kamuda taşıtlar, binalar, haberleşme, seyahat, enerji, kırtasiye ve demirbaş gibi giderleri kontrol altına alan tasarruf genelgesine değinen Şimşek, "10 yıllık ortalamaya göre bu harcamaların bütçeye oranı yüzde 4,6 olarak gerçekleşti. Geçen sene bu oranı yüzde 3,1'e indirdik. Bu sene muhtemelen yüzde 3 veya onun da bir tık altında olacak. Gerçekten bir tasarruf çabası var ve sonuç alıyoruz." diye konuştu.
Şimşek, kamu maliyesi alanındaki reformlardan bahsederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
Bir de gelecek seneden itibaren belli bir gelir düzeyinin altında olan ailelere pilot proje olarak bir destek programı sunacağız. 2027'den itibaren bu destek programını Türkiye çapında uygulamaya başlayacağız. Son olarak da maliye politikasında ve maliye alanda şeffaflığı, hesap verilebilirliğini artırmak istiyoruz.
"(CARİ AÇIK) İLK DEFA YAPISAL OLARAK BU SORUNU AŞMA NOKTASINDAYIZ"
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, Türkiye'nin hizmet ihracatında yakaladığı ivmeden, sanayide sağladığı dönüşümden, yurt içi petrol ve doğal gaz üretimindeki artıştan bahsederek, şu açıklamalarda bulundu:
Bütün bunlardan dolayı Türkiye'de cari açık azalıyor. Altın ithalatını bir kenara bırakırsak Türkiye'de neredeyse cari açık kalmadı. Osmanlı'nın son 100 yılına da baksanız, Türkiye'nin ilk 100 yılına da baksanız, en büyük darboğaz, döviz darboğazıdır. Cari açıkla ilişkilidir. İlk defa yapısal olarak biz bu sorunu aşma noktasındayız.
"TÜRKİYE'NİN RİSK PRİMİ 7,5 YILIN EN İYİ SEVİYESİNE GELDİ"
Şimşek, "İnsan 5.0-İnsanlık için Gelecek" temasıyla İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Halkbank Gençİz'25 Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, Merkez Bankasının net rezervlerinin son iki yılda, program başladığından bu yana 118 milyar dolar arttığını söyledi.
Kur Korumalı Türk Lirası Mevduat ve Katılma Hesaplarının (KKM) bakiyesini 143 milyar dolar azalttıklarını dile getiren Şimşek, "Yani Türkiye'nin bilançosunu en az çeyrek trilyon dolar iyileştirdik. Yani 250 milyar dolardan fazla bilançoda iyileşme var. Yaklaşık 143 milyar dolarlık devletin koşullu yükümlülüğünden çıktık. Türkiye'nin risk primi 7,5 yılın en iyi seviyesine geldi." diye konuştu.
Şimşek, Türkiye'nin kredi notunun en az iki kademe, bir kuruluş tarafından ise üç kademe artırıldığını, yatırım yapılabilir kategoriye doğru hızla ilerlemeye devam edeceklerini anlattı.
"TÜRKİYE'NİN MİLLİ GELİRİ BU YIL 1,6 TRİLYON DOLARA YAKLAŞACAK"
Bakan Şimşek, Türkiye'nin son 23 yıldaki reel büyüme oranlarından ve bu alanda birçok ülkeyi geride bırakmasından bahsederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
2002'yi 100'e eşitlerseniz, sabit fiyatlarla reel olarak Türkiye'nin milli geliri 312'ye çıkmış, bize benzer ülkeler 298'e çıkmış, Çin ve Hindistan'ı ayırırsanız bize benzer ülkeler 221'e çıkmış. Dünya 213'e, Avrupa Birliği 100'den 138'e çıkmış, AB ile arayı kapatmışız. Bundan dolayıdır ki Türkiye'nin milli geliri dolar bazında 238 milyar dolardan bu sene yaklaşık olarak 1,6 trilyon dolara çıkmış olacak.
Şimşek, Türkiye'nin küresel ticaretten aldığı payın yükseldiğini, sanayi üretiminin Kovid-19 öncesine göre arttığını, hizmet ihracatında başarılı bir ivmenin yakalandığını belirtti.
Mal ihracatında ABD'nin gümrük tarifelerini artırmasının paniğe neden olduğunu ancak bu durumun Türkiye'ye avantajlar sunduğunu kaydeden Şimşek, "Türkiye'nin ihracatının yüzde 62'si kural bazlı serbest ticaret anlaşmalarımızın olduğu ülkelere gidiyor. Yüzde 80-85'i de yakın coğrafyaya, dost ve yakın olduğumuz coğrafyaya gidiyor. Türkiye tabii ki dış şoklara bağışık değil ama Türkiye, ticaretteki korumacılığa ve belirsizliğe karşı daha korunaklı, daha dirençli olacak. Bir de biz bölgesel entegresine çok önem veriyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"BORCUMUZ DÜŞÜYOR, BÜTÇEYİ DE DÜZELTİYORUZ"
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, Türkiye'nin coğrafi konumunun ve üzerinde bulunduğu ulaştırma koridorlarının sunduğu avantajlardan bahsederek, "Türkiye'nin toplam borcunun milli gelire oranı düşük, yüzde 89. Bize benzer ülkelerde bu oran yüzde 242. Dünyada bu oran yüzde 324. Peki bu ne anlama geliyor? Borcumuz düşüyor, bütçeyi de düzeltiyoruz. İmkanları artık daha çok üretken altyapıya, eğitim, sağlığa, kalkınmaya, verimliliği artıracak alanlara aktarıyoruz." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin nitelikli insan kaynağındaki artışa, eğitim kalitesindeki olumlu değişimlere ve bütçedeki en yüksek kaynağın eğitime ayrılmasına işaret eden Şimşek, "Gençlerimize yatırım için her zaman eğitimi önceliyoruz. Eğitimde kalite hızlı bir şekilde artıyor." dedi.
Özellikle matematik ve fen bilimlerindeki ilerlemeye dikkati çeken Şimşek, yurt kapasitelerini artırdıklarını, üniversite harçlarını AK Parti'nin kaldırdığını, 1,5 milyon gence karşılıksız burs verildiğini kaydetti.
"TÜRKİYE, TURİZMDE DÜNYADA ÇOK ÖNEMLİ BİR NOKTAYA GELDİ"
Bakan Şimşek, yapay zekaya hazırlık endeksinde iyi bir noktada olduklarını, yeşil ve dijital dönüşümü hızlandırdıklarını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
Türkiye, turizmde dünyada çok önemli bir noktaya geldi. Bundan 20-25 yıl önce turizme dünyada ilk 20'de değildik şimdi ilk 5'teyiz. 3. çeyrek itibarıyla yıllıklandırılmış turizm gelirimiz 64 milyar dolar oldu. Bu muazzam bir başarı. Medikal turizmde de önemli bir potansiyelimiz var. Dünyada dizi ihracatında ilk üçteyiz. Yine oyun sektöründe, yani video oyunları sektöründe, dünyada önemli bir noktadayız.
Şimşek, dünya savunma sanayisi harcamalarındaki artışa dikkati çekerek, Türkiye'nin bu alandaki yatırımlarının artık meyveye dönüştüğünü söyledi.
Mehmet Şimşek, "Savunma sanayisinde 230 ürünü 180 ülkeye sattık. 1400'e yakın proje var. 100 milyar dolarlık projeler şu anda devam ediyor. Savunma sanayisinde geçen sene dünyanın en büyük 11. ihracatçısı olduk. İlk 10'a doğru gidiyoruz." diye konuştu.
"BELİRSİZLİKLER VAR AMA TÜRKİYE'NİN MUAZZAM AVANTAJLARI VAR"
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, Türk müteahhitlerin küresel alandaki faaliyetlerinden bahsederek, "Biz istikrar ve refah istiyoruz. Bu bölgede barış, refah, istikrar hakim olursa en çok biz faydalanacağız. Çünkü dünya inşaat liginde, yani büyük inşaat firmaları sıralamasında Çin'den sonra ikinci sıradayız. Biz dünyayı inşa etmek istiyoruz. Şu ana kadar 137 ülkede yaklaşık 550 milyar dolarlık projeleri hayata geçirdik." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin belirsizlik ve gerginlik ortamında öneminin arttığını dile getiren Şimşek, Suriye'deki istikrarsızlığın sona erdiğini, Gazze'de ateşkes ilan edildiğini, Azerbaycan ve Ermenistan'ın barış anlaşması imzaladığını anlattı.
Şimşek, "Umudumuz, Rusya-Ukrayna'nın da ateşkes imzalayıp bu yıkıma son vermeleri. Özetle, Türkiye'nin önü açık. Evet, dünyada hakikaten büyük belirsizlikler var ama Türkiye'nin muazzam avantajları var. Biz bu avantajları reformlarla ve sağlıklı makroekonomik politikalarla harekete geçireceğiz." diyerek sözlerini tamamladı.