BIST 10.083
DOLAR 32,39
EURO 34,80
ALTIN 2.442,03
HABER /  GÜNCEL

Londra İşgalcilerine 'ruhani' destek

St. Paul Katedrali'nin etrafını işgal eden kapitalizm karşıtlarının kampa son vermeleri talebinden geri adım atılması ardından, Canterbury Başpiskoposu eylemcilerin taleplerinin ciddiye alınması çağrısında bulundu.

Abone ol

Londra'nın St. Paul Katedrali önüne çadırlarıyla yerleşen kapitalizm karşıtlarına bir destek de İngiltere Hıristiyan âleminin en üst makamından geldi.

Anglikan kilisesinin en üst mercii olanCanterbury Başpiskoposu Rowan Williamsbugünkü Financial Times gazetesinde yayımlanan yazısında eylemcilerin taleplerinin ciddi bir şekilde tartışılması gerektiğini belirtti.

Başpiskopos Williams "Finans âleminin putlarına itiraz etme zamanı" başlıklı makalesinde St. Paul katedrali çevresindeki eylemcilerin ahlaki taleplerinin somut eksenler üzerinden tartışılmasının hayırlı olacağını söyledi ve finans dünyasının ahlaki bir yola sapmasını kilisenin de talep ettiğini ifade etti.

Willams'ın yazısı Londra İşgal Hareketi’ne karşı mahkemeye başvurma tehdidinde bulunan kilisenin dün geri adım atması ardından geldi.

Dün yaşanan gelişme ardından yerel yöneticiler de eylemcilere karşı hukuki işlemleri askıya aldıklarını açıklamışlardı.

Bugünkü Daily Telegraph gazetesi ise başpiskoposun kapitalizm karşıtı eylemcilerin taleplerine destek vermesini "Kilisenin eylemcilere katıldığı gün" başlığıyla haber yaptı.

'Eylemcilerin talepleri tartışılsın'

Başpiskopos Willams yazısında, eylemcilerle katedral arasında yaşanan gerilimin çözüldüğünü belirterek, şimdi yapılması gerekenin eylemcilerin gündeme getirdikleri meselelerin ciddi bir şekilde tartışılması olduğunu söyledi.

Kapitalizm karşıtı eylemcilerin taleplerinin somutlaştırılması amacıyla üç öneri sunan Williams ilk olarak, bankacılık işlemleriyle spekülatif finans işlemlerinin devlet düzenlemesiyle ayrıştırılması gerektiğini belirtti.

Başpiskopos ikinci olarak, bankaların sermaye yapısının kamu kaynağıyla yeniden düzenlenmesini, bunun karşılığında da bankalara reel ekonomiyi canlandırmaları zorunluluğu konulmasını önermiş.

Rowan Williams'ın son önerisi ise kamuoyunda "Robin Hood Vergisi" olarak bilinen, finans işlemlerinden kesilecek yeni bir verginin reel ekonomiye aktarılması.

Katedral tartışması

St. Paul Katedrali, Londra borsasının ve büyük bankaların ana karargahlarının yer aldığı finans merkezinde bulunuyor.

ABD'deki Wall Street İşgalcilerini örnek alan Londra'yı İşgal Hareketi, katedralin girişindeki alana yaklaşık 200 çadırdan oluşan bir kamp kurdu.

Kampa ilk başta göz yuman kilise yetkilileri, daha sonra güvenlik gerekçesiyle St. Paul Katedrali'nin ziyaretçilere kapatılması gerektiğine hükmetmiş ve protestonun katedralin işleyişini aksattığını açıklamışlardı.

Fakat bankacıları protesto eden grupla kilisenin nasıl bir ilişki kuracağı tartışması din adamları arasında görüş ayrılıklarına neden oldu. St. Paul Katedrali'yle bağlantılı önde gelen iki Anglikan din adamı yakın zaman içinde bu tartışma nedeniyle istifa etti.

Çadırları kaldırtmak için mahkemeye gidileceğini söyleyen kilise yetkilileri, dün geri adım atarak, ''protestocularla doğrudan iletişime geçmeyi tercih ettiklerini'' söylediler.

Kilise saf tutmalı mı?

Londra'nın finans merkezinden sorumlu yerel yönetim, St. Paul Katedrali'nin mahkemeye başvurma kararını askıya alması üzerine, protestoculara karşı kendilerinin ayrıyeten başlatacakları hukuk mücadelesinin de askıya alındığını duyurdu.

Finans merkezinin yerel yöneticlerinden Stuart Fraser, ''Kilisenin konuya ilişkin duruşu değişti. Bunun üzerine biz de mahkemeye başvuru hazırlığımızı askıya alıyoruz.'' dedi.

Yerel yönetim, protestocularla çözüme varılması için daha geniş bir manevra sahası sağlandığını söylüyor.

Londra'yı İşgal Hareketi, 15 Ekim tarihinden bu yana St. Paul Katedrali önünde konaklıyor.

Eylemciler, şirket dünyasındaki aç gözlülüğü ve sosyal adaletsizliği protesto ettiklerini belirterek, kilisenin savunduğu değerlerle aynı çizgide olduklarını söylüyorlar.

İşgal hareketinin sözcülerinden Sam Chase, kilisenin açıkladığı son kararını ''şahane bir haber'' diye değerlendirdi.