BIST 9.916
DOLAR 32,49
EURO 34,88
ALTIN 2.436,22
HABER /  POLİTİKA

Libya'ya müdahale Erdoğan'ı kızdırdı

Başbakan Erdoğan, AB'ye seslendi vize muafiyeti konusunda çifte standart uygulandığını söyledi!

Abone ol
Türkiye'nin bu yıl partner ülke olarak katıldığı CeBIT 2011 Fuarının açılışı öncesi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Hannover'i ziyaret etti. Ziyarette Avrupa Birliği'nin vize uygulamalarını eleştiren Erdoğan; NATO'nun Libya'ya müdahale tartışmalarına ise Almanya'dan sert çıktı!

Erdoğan, CeBIT Kongre Merkezi'nde, Türk Alman Ticaret ve Sanayi Odasınca düzenlenen ''Türk Alman Ekonomi Kongresi''nde yaptığı konuşmada, karşılıklı yatırım ve ticari ilişkilerin gelişmesinin en güzel yollarından birinin de turizm olduğunu vurguladı. Türkiye'yi ziyaret eden her altı turistten birinin Almanya vatandaşı olduğunu belirten Erdoğan, Türkiye'de ikamet eden on binlerce Alman vatandaşı bulunduğuna işaret etti.
 
''NEREDE AHDE VEFA''

Almanya'nın Türk vatandaşlarına uyguladığı vize konusuna da değinen Erdoğan, ''bunun ciddi sorunlara yol açtığını, birçok sosyal sorunun yanında ticareti ve ekonomik işbirliğini ciddi ölçüde etkilediğini'' vurguladı.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Tabii bunu sadece Almanya için söylemiyorum, aslında AB geneli için söylüyorum. Avrupa Birliğinin bize karşı ciddi bir yanlışı var, bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Az önce burada herhalde unutulmuş veya farkında olunmamış olsa gerek, Geri Kabul Anlaşması aslında imzalanmış değil. Bunun müzakereleri sonuçlandı. Sonuçlandı da bu müzakerelerde ne oldu? Burada 'diyalog süreci kabul edilmesi' diye bir karar çıktı. Biz zaten diyalog halindeyiz. Bizim derdimiz diyalog değil ki bizim derdimiz buradan vize muafiyetinin sağlanması.

Siz, AB'nin genelini kastediyorum, Brezilya'ya vize muafiyeti vereceksiniz, Paraguay'a vize muafiyeti vereceksiniz, Uruguay'a vize muafiyeti vereceksiniz, Bolivya'ya vize muafiyeti vereceksiniz... Bu ülkelerin Avrupa Birliği ile neyi ortak? Müzakere süreci içerisinde mi, aynı coğrafyada mı, hangi ortak yanı var? Onlara kalkıyorsunuz vize muafiyeti diyorsunuz, 50 yıldır Avrupa Birliğinin içinde olan, Gümrük Birliği olan, bunun yanında şu anda müzakere süreci içinde olan bir Türkiye'ye hala Schengen'i müsaade etmiyorsunuz. Bunu neyle izah edeceğiz? O zaman benim aklıma başka şeyler geliyor. Demek ki Avrupa Birliği Medeniyetler İttifakı'nın merkezi olmayı düşünmüyor, Hristiyan birliğinin merkezi olmayı düşünüyor. 

Ben açık sözlü olmayı severim. Benim gizli ajandam yok. Her şeyi açık konuşurum. Öyle değilse çıksın desinler ki 'Biz Türkiye'yi istemiyoruz'. Başım gözüm üstüne. Eyvallah. Ama bizi oyalamayın. Ne siz yorulun ne biz yorulalım. Birbirimizi oyalamayalım. Birbirimize çalım atmayalım. Yani Avrupa Birliği müktesebatının bütün kuralları belli, maç başlamış, maçın içerisinde bunlar kural koyuyorlar. 'Penaltının kuralları değişti'. Maç başlamış, gidiyor. Öyle kural değişir mi? Öyle şey olur mu? 

"BÖYLE SAÇMALIK OLMAZ"

Başbakan Erdoğan, ''Libya'daki olaylar karşısında müdahale ya da yaptırımların gündeme alınmasını Libya halkı adına, Libya'daki yabancılar adına kaygı verici buluyoruz.
Yönetimlerin yanlışlarının faturası, halklara ödetilmemelidir. Libya halkının cezalandırılması anlamına gelecek her türlü yaptırım ve müdahale büyük ve kabul edilemez sıkıntılara sebep olabilir. Şimdi bize basın mensupları soruyor. NATO Libya'ya müdahale etmeli midir? Böyle bir saçmalık olur mu yahu? NATO'nun ne işi var Libya'da? Türkiye olarak biz bunun karşısındayız, böyle bir şey konuşulamaz, tartışılamaz'' dedi.

BİZ MESELELERE ÇIKAR ODAKLI BAKAMAYIZ

Bu konudaki açıklamalarını sürdüren Başbakan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
''Bu noktada çok dikkatli hareket edilmesi, Libya halkını ve yabancı ülke vatandaşlarını sıkıntıya sokacak her türlü girişimden sakınılması gerekiyor.
Biz meselelere çıkar odaklı bakamayız. Bizim bakış açımız insan odaklı olmalıdır, adalet, hak, hukuk odaklı olmalıdır. Yaşanan son olaylar elbette uzun süre tartışılacak, bu konuda değerlendirmeler, analizler yapılacaktır. Ama, en önemlisi, Avrupa Birliği, yaşanan olaylar karşısındaki tavrını sorgulamak, bir özeleştiri yapmak durumunda kalacaktır; kalmalıdır da.''