BIST 10.106
DOLAR 32,38
EURO 34,77
ALTIN 2.413,21
HABER /  GÜNCEL

Küçükçekmeceye gel kuçu kuçu

Artık sokak hayvanları da beklenilen ilgiyi görecek. Küçükçekmece Belediyesi onlar için devreye girdi. Onların da sıcak birer yuvaları olacak.

Abone ol

...ADVERTORİAL...

5199 sayılı bir kanun var sokak hayvanlarının korunmasıyla ilgili. Sevgiyi kanunlaştıran ender ülkelerden biri olmamız ne enteresan.

Yolda yürürken birden bire yanınızda biten sevimli köpeğin ıslak burnunda yakaladığınız o masumiyeti duyumsamak için ille de kanuna mı gerek var? Aslında sevginin kendisi en büyük yaptırım gücüne sahip değil midir?

KÜÇÜKÇEKMECE'NİN DEĞİŞEN YÜZÜNDE HERKESE YER VAR



2004 yılı Küçükçekmece için bir milat oldu ve yeni belediye başkanı Aziz Yeniay'ın göreve gelmesiyle, İstanbul'un bu şirin semti nefesini maratonunun son kilometrelerine saklayan bir sporcu gibi atağa kalktı. Yarışın "muasır medeniyetler seviyesi" başlıklı olduğundan da dem vurursak, ilçenin bugün itibariyle geldiği noktanın -yarışta elde ettiği derecenin- ne derece önemli olduğunu da kavrayabiliriz.

Kentsel dönüşüm, sosyal alandaki gelişmeler ve kültür-sosyalite alanındaki ivmelenmelerle revize edilen Küçükçekmece'nin aynadaki parlak duruşunu, büyük oranda Başkan Yeniay'ın modernist vizyonuna bağlamak da mümkün.


 
"Çok güzel kentler, modern binalar inşa edebilirsiniz. Ama o kentte yaşayan bireylere kentli olma duygusunun aşılamazsanız, inşa ettiğiniz yapıların ömrü kalıcı olmaz."

Böylesi optimist söylemleri politikacılardan duymak eşine ender rastlanır bir durum.

Genel olarak futurist yaklaşımcıların ve iş dünyası kritistlerinin seslendirebileceği bir sosyo-politik teori bu. Teorinin deneysellik aşamasıyla gerçekliğe kavuşması ise ortaya konulan eserler sayesinde yaşanmış. 2004 yılından bu yana çoğu tamamlanıp, hizmete açılmış 313 eser ilçenin akciğerlerine sağlam bir nefes aldırmış. Küçükçekmece bugün artık İstanbul'un cazibe merkezlerinden biri.



Fiziki, kültürel, sosyal alandaki yapılaşmanın ardından Yeniay yönetimi, insanı insan yapan yan unsurlarla ilgilenmeye başlamış. Kapsamı son derece geniş bir skalaya sahip bu enstrümanlardan biri de "hayvan hakları". Küçükçekmeceli, dünya var olduğundan bu yana yerküreyi yan yana paylaştığı hayvan dostlarına sıcak ortamlar sağlıyor.

Küçükçekmece'yi gezerken yolumuz "Sokak Hayvanları Rehabilitasyon Merkezi"ne düştü.

HAYVAN SEVGİSİ ACİL SERVİSİ

Yapımına 25 Aralık 2005'te başlanıp, 18 Mayıs 2006'da hizmete açılan Küçükçekmece Belediyesi Sokak Hayvanları Rehabilitasyon Merkezi, ilçe sınırlarındaki sahipsiz, yardıma muhtaç, yaşlı, hasta veya saldırgan hayvanlara ev sahipliği yapıyor.

1170 m2 kullanım alanı olmak üzere toplam 4000 m2 genişliğe sahip olan merkez, 350 hayvan barındıran bir kapasiteye sahip. 43'ü köpekler, ikisi kediler ve biri de kanatlılar için tasarlanmış olan açık ve kapalı alan kapsamında toplam 46 kafes bulunuyor.

Merkezde bulunan uzman veteriner kadrosu sayesinde gerekli görülen hayvanlara muayene, cerrahi operasyon ve eczane hizmetleri veriliyor. Tedavisi yapılan ve kısırlaştırılan hayvanlar, gönüllü aile çıkması durumunda sahiplendiriliyor ve sıcak bir ev ortamına kavuşması sağlanıyor.

Merkezde ayrıca yabanıl hayvanlara da hizmet veriliyor. Küçükçekmece Gölü'nde kanadı kırık halde bulunan iki martı ve bir de pelikan tedavileri yapıldıktan sonra doğal ortamlarına kazandırılmış. Aman doktor derdime bir çare dedikleri bu olsa gerek…



HİZMETTE SINIR YOKTUR

Açılışı Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay tarafından yapılan merkezde, hizmete başladığı günden bu yana toplam 7000 sokak hayvanına kuduz aşısı yapılırken, 2200 kısırlaştırma işlemi gerçekleştirilmiş.

Uzun makalenin kısası; başlıkta gel kuçu kuçu dedik. Bu söylem aslında ülkemizde sokak hayvanı deyince akla ilk olarak sahipsiz köpeklerin gelmesinden kaynaklanıyor.

Tabii ki bu durumun gerçekliğe yansıması böyle değil. Mevcut hayvan barınakları, popüler deyimle "hayvanı bağlasan durmaz" koşullarında olduğu için, Küçükçekmece Belediyesi aslında bir "hayvan oteli" açmış hizmete…

Hayvana sevgi besleyen insana da saygı duyar. O halde düşünenin aklına, yapanın ellerine, okuyanın gözlerine sağlık…