BIST 10.320
DOLAR 32,16
EURO 35,06
ALTIN 2.462,07
HABER /  GÜNCEL

Kansız değiliz ama nedense...

Yıllık kan ürünü ihtiyacı 3.5 milyon ünite olan Türkiye’de, sadece 1 milyon ünite civarında kan bağışı yapılıyor. Bu rakam ancak İstanbul ve birkaç şehre yetebiliyor.

Abone ol

Türkiye Kızılay Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Mehmet Kaan Kırali, “amacımız, bağışlanan kanın her damlasının hastalara en etkin şekilde kullanılmasını sağlamaktır” dedi.

Doç. Dr. Mehmet Kaan Kırali, birçok gelişmiş ülkede nüfusun yüzde 5’inden fazlasının kan bağışında bulunduğunu söyledi. Gelişmemiş ülkelerde bu oranın yüzde 1’in altında olduğunu ifade eden Kırali, her ülkenin donör kazanım programının, ihtiyaçları karşılayabilmek için nüfusun yüzde 5’inin gönüllü kan bağışçısı olmasını sağlamayı amaçlaması gerektiğini kaydetti.

Kırali, yıllık kan ürünü ihtiyacı 3.5 milyon ünite olan Türkiye’de, sadece İstanbul’da yaklaşık 500 bin üniteye ihtiyaç duyulduğuna dikkati çekerek, “Oysaki, ülkemizde yılda toplanan kan bağış miktarı sadece 1 milyon ünite civarındadır. Kızılay dışında üniversite hastaneleri, devlet hastaneleri, özel hastaneler de kan alıyorlar. Bunların hepsinin toplamı, her yıl hemen hemen bir milyon ünitedir” dedi.

KAN ÜRÜNÜ KULLANIMI YAYGINLAŞIYOR

Türkiye Kızılay Derneği’nin halen 10 bölge kan merkezi ve bunlara bağlı 19 kan istasyonuyla faaliyetlerini sürdürdüğünü anlatan Kırali, tam kanın komponentlerine (kan bileşeni) ayrıştırıldığını ve komponent kullanımının gittikçe daha yaygın hale geldiğini vurguladı. Kırali, klinik durumlarına göre çoğu hastanın bir komponent veya ürüne ihtiyaç duyduğuna değinerek, şunları söyledi:

“Komponentlerine ayrıştırma işlemi, bir ünite tam kanın bir hastada değil, daha fazla hastada kullanımına imkan vermektedir. Ayrıca, komponent kullanım yoluyla hastaya, hastalığına özel olarak ihtiyaç duyduğu madde verilebilmektedir. Örneğin bağışıklık sistemi hastalığı olanlarda immünglobülinler, yanıklarda, kanamalarda, şokta albümin gibi. Artık klinisyenler tam kan yerine, kan komponentleri istemektedirler. Kanın bileşenlerine ayrıştırılarak kullanılması hem hasta güvenliği hem de verimlilik açısından çok önemlidir.”

Kızılay’ın, kan hizmetlerinde üzerine düşeni yapabilmesi amacıyla, kan toplama birimlerinde komponent üretimine ağırlık verdiğini, 2004 Ekim ayından itibaren komponent üretiminin, ülke genelindeki kan toplama birimlerinde yüzde 85’in üzerinde çıkarıldığını belirten Kırali, “Amacımız, bağışlanan kanın her damlasının hastalara en etkin şekilde kullanılmasını sağlamaktır” dedi.

Kırali, ihtiyaç sahibi hastalara yeterli ve güvenli kan ve kan komponenti temini konusunda tüm dünyada özel düzenlemelere gidildiğine değinerek, Türkiye’de 1950’li yıllardan bu yana gönüllü kan bağışçılarının eğitimi ve organizasyonu konusunda özel kazanım programları düzenleyen tek kuruluşun Kızılay olduğunu bildirdi.

1983 yılında çıkan kan ve kan ürünleri kanununun, eğitim faaliyetinde bulunan devlet hastaneleri ve üniversite kan merkezlerine donör organizasyonu yapabilme yetkisini vermesine rağmen, söz konusu kuruluşların bu yetkilerini uygulamada atıl kaldıklarını ifade eden Kırali, şunları kaydetti:

“Bu noktada güvenli kana ulaşabilmek için sivil organizasyonlara ağırlık verilmektedir. 2004 yılı, sivil kan bağış oranlarının askeri bağışlara göre en yüksek olduğu yıl olmuştur. Güvenli, bilinçli, düzenli donör kazanım projesi başlatılmıştır. Gönüllü ve güvenilir kan bağışçılarının kazanılmasına yönelik projeler gerçekleştiren tek kuruluş Kızılay Derneği’dir. Bu projeler daha sağlıklı ve daha kaliteli kan ve kan ürünleri elde etmemizi sağlayacaktır.”

Kaynak: