BIST 10.557
DOLAR 32,21
EURO 35,14
ALTIN 2.429,17

İzmir Kalesi!

İzmirli artık poster değil vizyon bekliyor!

Dün İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümünü kutladık.

Şöyle bir düşündüm; “hey gidi İzmir, güzelce İzmir” dedim. İşgale uğradığında bir bıçak gibi Anadolu insanının böğrüne saplanan İzmir.

İzmir çocukluğumda rüyalarımın şehriydi. Çeşitli maksatlarla İzmir’e giden büyüklerimizden zamanın mekanın ötesindeki masallar alemini dinler gibi dinlerdim İzmir’i.

Kaf Dağı’nın ardındaki prensesin, güzelliklerle dolu fantastik topraklarıydı sanki İzmir.

İzmir’e yolum 1994 senesinde düştü. İzmir Fuarı’nın zamanıydı, ilk defa üç boyutlu sinemayı orada görmüştüm. İstanbul’a bile gelmesi yıllar alacaktı 3 boyutlu sinemanın.

Yine güzel bir İzmir akşamında İbrahim Tatlıses’in konseri uğurlamıştı beni İzmir’den. “Saza niye gelmedin söze niye gelmedin”…

İyi ki o zamanlar görmüşüm, meğer ben İzmir’in ihtişamlı haline şahitlik eden son şanslı insanlardanmışım.

Sonra damla damla eridi İzmir.

İzmir bugün eski şaşaalı günlerine tutunmuş, onlarla avunan ihtiyar bir bina gibi.

İdeolojik taassup her alanda esir almış durumda İzmir’i.

Havaalanından çıkıp Kordon’a gelene kadar çarpık yapılaşmanın birbirinden seçkin örnekleri eşlik ediyor size.

Refüjlerin üzerinde ilk zerrelerinin İsmet Paşa’yı gördüğüne emin olduğum toz yığınları feryat ediyor.

Allah aşkına İzmir Belediyesi’nin temizlik aracı personeli de mi yok?

Kordon’a girip denizi görene kadar burası bir 3. Dünya ülkesinin başkenti mi yoksa uğruna şarkılar söylenen, türküler yakılan İzmir mi diye sormadan edemiyorsunuz.

Her türden keşmekeşin hüküm sürdüğü bunca saçmalığın arasında tuhaf tuhaf yazılar “Çağdaş İzmir” yok artık daha neler!

İzmir Belediyesi’nin yetkililerini bence yurt dışına filan göndermeye de gerek yok, hatta İstanbul’a da gerek yok. Bursa’yı görsünler, Kayseri’yi görsünler, Konya’yı görsünler hadi diyelim parti taassubu var Eskişehir’i görsünler. Buralara gidip de görsünler çağdaşlık mavraları altında İzmir’i ve İzmirlileri memleketin kaç yıl gerisindeki bir anlayışa hapsettiklerini.

Evet İzmir kaledir;

İzmir çağdaşlığın kalesidir, çağdaşlık maskesiyle sunulan 1980’lerin belediyecilik vizyonunun değil.

İzmir kültürün sanatın kalesidir, Yılmaz Özdil’in İzmir tekerlemelerinin değil.

İzmir rahatlığın, bolluğun, bereketin kalesidir, “arsenik Aksenikten iyidir” pişkinliğinin değil.

İzmir’e son gidişimde esnafla, vatandaşla epeyce konuşma fırsatım oldu. Taksicilerle berberlerle epey söyleştim.

İzmirli artık belediyelerinden Atatürk’ün boy boy kalpaklı resimlerinin ötesinde de şeyler bekliyor.

Vizyon bekliyor, İzmir’i tekrar eski heybetli günlerine kavuşturacak projeler bekliyor.

Sosyal belediyecilik bekliyor.

Foça’daki hain saldırının hemen ardından hastanelerde kan vermek için kuyruk oluşturan İzmirliler ölen PKK’lılara “şehit” deme cüretinde bulunan isimlere “İzmir Milletvekili” unvanını reva gören zihniyetle hesaplaşmayacak mı sanıyorsunuz?

Bekleyelim görelim…