BIST 10.159
DOLAR 32,18
EURO 35,04
ALTIN 2.469,20
HABER /  GÜNCEL

İsyankar Kılıçdaroğlu itaatkar Bahçeli!

Can Dündar, CHP lideri Kılıçdaroğlu ile MHP lideri Bahçeli'nin üniversite yıllarından bu yana gelen tarihlerini yazdı...

Abone ol

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu milletvekili yaptığı Ergenekon sanıkları Mehmet Haberal ile Mustafa Balbay'ın tahliye edilmemesi üzerine yemin etmeme kararı aldı. Benzer bir davadan yargılanan MHP Milletvekili Engin Alan için ise MHP lideri Devlet Bahçeli'nin tavrı yargı kanalıyla bu sorunun çözülmesini beklemek oldu.

İki liderin aynı soruna karşı ortaya koydukları bu iki farklı tavrı yorumlayan Milliyet yazarı Can Dündar "Liderler biraz da mazilerinin ürünüdür" diyerek iki liderin üniversite yıllarına gitti.

Aynı yıllarda aynı fakültede eğitim görüp aynı yıl mezun olan bu iki liderin o zaman yaşadıklarıyla bugünü karşılaştıran Dündar, "Bahçeli'nin kampında disiplin, saygı ve itaat esas. Kılıçdaroğlu kampında ise isyan, itaatsizlik ve sorgulama..." diyerek etkileyici bir yazı kaleme aldı. İşte Dündar'ın yazısından bazı bölümler:

"1968 yılı... Ankara Ticari İlimler Akademisi... Öğrenciler arasında iki genç dikkati çekiyor. İkisi de 20 yaşında... Aynı sınıftalar... Biri Elazığ Ticaret Lisesi'nden gelmiş. Parkalı, pos bıyıklı, kasketli bir devrimci... Diğeri, liseyi İstanbul'da bitirmiş. Türkeş'in seminerlerini izleyen, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'nden gençlere yakın bir ülkücü... Biri eylemlerde sol yumruğu havada "Tam bağımsız Türkiye" sloganı atıyor. Diğeri okulu solcuların elinden kurtarabilmek için işgal eylemi yapıyor.

BAHÇELİ TARAFINDA İTAAT ESAS

68 kuşağının iki ana damarını buluşturan o sınıftan, iki lider çıktı. İkisi, o dönemden birbirini tanırdı. Bahçeli ve arkadaşlarının örgütlediği işgal eyleminde Kılıçdaroğlu ve arkadaşları okula girememişlerdi. Ama aralarında kişisel bir husumet yoktu.
Kılıçdaroğlu, Bahçeli'nin derslere fazla devam etmediğini gözlemişti, ama Faruk Bildirici'ye, "O, kantine geldiği zaman, ülkücüler ayağa kalkardı" diye anlatmıştı. Bahçeli'nin kampında disiplin, saygı ve itaat esastı. Kılıçdaroğlu kampında ise isyan, itaatsizlik ve sorgulama... Bütün olaylara rağmen ikisi de okulu 1971'de bitirebildi. Sonra da siyasete yine kendi çizgilerinde devam ettiler ve çizgilerin liderleri olarak Meclis'e geldiler.

KANTİN YILLARINDAN MECLİS YILLARINA!

Bahçeli'nin yemin krizindeki tavrını eleştirirken Kılıçdaroğlu'nun "Biz arkadaşlarımızı satmayacağız" demesi, bana ikilinin gençlik yıllarını hatırlattı...

Demem o ki: Liderler, biraz da mazilerinin ürünüdürler. Devlet Bahçeli, her zaman kendisine adını veren devletin yanında duran, onu kollama refleksi olan, itaatkâr bir hareketin içinden geldi. Kemal Kılıçdaroğlu ise devlete her daim mesafeli durmuş, ondan çoğu zaman muzdarip olmuş, isyankâr bir mazidendi. Yemin krizine verdikleri tepki, 60'lı yılların siyasetinde oluşmuş kişiliklerinin yansımasıdır. Kılıçdaroğlu cephesinden bakıldığında CHP, "sarı öküzü kaptırmama" politikasında haklıdır. Taviz, yeni tacizlerin anahtarıdır. Çünkü tarih, direnenlerin yanındadır. Bu politikadan, hem kurtlar tarafından zayıf düşürülüp hedef seçilmiş sarı öküzlerin, hem yem olma sırasını bekleyen aciz sürülerin, hem de her kuşun etini yiyebileceğini sanan aç kurtların alacağı nice dersler var."