BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53
HABER /  GÜNCEL

İşte PKK'nın dağa adam çekme planı

Terör örgütü PKK'nın, infaz ettiği Haki Karer'e 'ilk şehit' diyerek sahip çıkması kardeşi Baki Karer'in sert tepkisine yol açtı

Abone ol

Terör örgütü PKK, 'şehitler ayı' diyerek geçtiğimiz günlerde Fırat Haber Ajansı üzerinden bir açıklama yaptı. 18 Mayıs'ta öldürülen Haki Karer, Halil Çavgun, Dörtler ve İbrahim Kaypakkaya'nın adı anılarak Karer için 'ilk şehit' ifadesi kullanıldı. Ancak, PKK'nın kurucularından olan ve örgütte Merkez Komite üyeliği de yapan Baki Karer, abisi Haki Karer'in bizzat PKK tarafından öldürüldüğünü vurgulayarak bu açıklamaya tepki gösterdi.

Abisinin Öcalan'ın rakibi olduğu ve onu eleştiren bir mektup yazdığı için infaz edildiğini belirten Karer, 10 yıl içerisinde bulunduğu PKK'nın 'şehit ticaretini' anlattı.

BDP'nin özellikle Uludere olayı sonrasında yaptığı açıklamaları da değerlendiren Karer, "34 insanın ölümüne timsah gözyaşı döken bu kesim işçilerin kaçırılmasını, sokakta işlenen cinayetleri, çocuklara atılan bombaları savunuyor.

Sokakta patlayan bombalara suskun kalıp sevinç duymak hangi insanlık anlayışıyla bağdaşır?" diye sordu. İşte Karer'in birbirinden ilginç değerlendirmeleri:

AMAÇ İNSANLARI DAĞA ÇEKMEK

Apocular sadece 18 Mayıs'ta değil, son dönemlerde yayınladıkları bildiri ve verdikleri demeçlerde başta Haki Karer olmak üzere katlettikleri birçok insanı yeniden sahiplenme yüzsüzlüğünü ayyuka çıkarmış durumda.

Çünkü iç infazlar nedeniyle köşeye sıkışmış durumdalar ve şaşkınlık içindeler. Sessiz kalırlarsa, işledikleri cinayetlerin 'faili meçhul' olarak kalacağını ve Kürt toplumunda yarattığı infialin bir süre sonra yatışacağı ümidi içindeler.

Tartışmalarında bunları açıkça dillendirmekteler. PKK dışındaki tüm siyasal oluşumlar, çevreler ve tüm Kürt toplumu, PKK'dan işledikleri örgüt içi cinayetler konusunda net bir açıklama beklentisi içinde. Ama olumlu veya olumsuz tek bir açıklama bugüne kadar yok. Çünkü inkâr etmeleri mümkün değil. Bu tür propagandalarla kandırdıkları bilinçsiz insanları dağa çekmeye çalışmaktalar.

EKMEK PEŞİNDEKİLERİ KAÇIRTTI

Haki Karer'le Öcalan yan yana getirilemez. Öcalan, Kürt halkının evlatlarına kurşun çekmiş, ailesine akşam olduğunda bir parça ekmek götürmenin çabası içinde bulunan işçiyi kaçırtmış, makinelere sabotaj yapacak kadar ilkel, çağdışı metotlara başvurmuş, okul öğretmenlerini kurşunlatmıştır. Farklı düşüncesi nedeniyle insanları katletmiştir.

Apocular, önümüzdeki süreçte, örgüt içi infazlar konusunda Kürt toplumunda yaygınlaşan kanıyı bertaraf etme adına bir dizi taktiğe başvurmayı planlamıştır. Bunlardan en önemlisi de, BDP aracılığıyla Uludere olayı başta olmak üzere birçok konuda karşı atağa geçmeyi planlamaktalar. BDP içinde geçmişte farklı siyasal eğilimler içinde yer almış ve sonradan Apoculuğa devşirilmiş kişiler de verilen bu görevi sevinçle karşılamışlardır.

PKK içinde katledilen 15 bin insan hakkında sus-pus olanların Uludere öldürülen 34 insan için söyleyeceği hiç bir şey yoktur. Kürt halkı nezdinde de en ufak inandırıcılıkları yoktur. Uludere'de 34 insanın ölüm olayının elbette açıklığa kavuşturulması gerekir. Ancak, bu olaya PKK ve yandaşlarının dört elle sarılması düşündürücüdür.

İHALEYLE SUİKAST

34 insanın ölümüne timsah misali gözyaşı döken bu kesim, işçilerin kaçırılmasını, sokak ortasında işlenen cinayetleri, okul çocuklarına yönelik bombalı saldırıları savunmaktalar.

Sokakta patlatılan bombalar karşısında suskun kalmayı tercih etmekle kalmamaktalar, sevinç duymaktalar. Bu tutum hangi insanlık anlayışıyla bağdaşır?

İnsan haklarını savunduğunu iddia eden bu Apocular, Siirt'te öldürülen 5 genç kadının, Bingöl'de canlı bombaya kurban giden Nesibe Belgin ve daha nicelerinin katledilmeleri karşısında neden suskun kalmaktalar?

Son dönemlerde, 90 yıllarda olduğu gibi ihaleyle cinayet işlenmeye başlanmıştır. Şırnak'ta AK Parti temsilcisinin öldürülmesi, PKK'nın ihale ile cinayet işlediğinin en temel kanıtıdır.

Önümüzdeki günlerde vur-kaç yöntemiyle ihale üzerine cinayetler işlenecektir. Yine 90'lı yıllarda olduğu gibi kırsal kesimden kentlere göçü zorlayacak çabalar içine girecekler.

GLADİO OPERASYONU PKK'YI ZAYIFLATTI

Gladyo'ya yönelik operasyonlar PKK'yı zayıflattı. Türk Gadyo'sunu en büyük destekçisi olan İsrail, istediği zamanda ve biçimde Antep-Maraş-Amanos hattında eyleme başvuruyor.

Suriye'de kümelendirilmiş PKK grubu da İsrail denetimindedir. Gladyo, uluslararası bağlantılarıyla tutuklanan elemanlarını serbest bıraktırma ve sivil anayasa yapılmasını engellemek istemekte.

Başarı elde edilebilirse, askerin sivil siyasete hükmetmesi yeniden sağlanmış olunacaktır. Kaybettikleri mevzileri yeniden kazanmayı umuyorlar. Bu hedeflerine ulaşabilmek için kullandıkları PKK, bu bölgelerde bahar hazırlıklarını yapmış durumda.

ÖLDÜRECEKLERİNİ SINIRA GÖNDERİYORLAR

PKK'nın, ülkeye gönderdiği silahlı grupların imha edileceğini bildiği için grupların arkasından yapılacak açıklama ve bildirileri dahi hazırladığı belirtiliyor. Gönderilen bu grupların içindekiler Kandil yönetimi tarafından 'gereksiz' olarak nitelendirilenler arasından seçilmiştir.

Yani ülkeye gönderilmeseler iç infazlarla yok edilecek kişilerdir. Şu ana kadar ''gereksiz' diye nitelendirilenlerden 30 kişi ölmüştür. Mayıs'ın ilk haftasında Bitlis'te ölüme terk edilenler 'gereksiz' olarak nitelendirilen gruba aittir. İşte PKK'nın şehit ticareti bu temel üzerine kuruludur. Ya iç infazlarla, ya da çatışmaya gönderilerek yok edileceklerdir.

KÜRT ANNELER HESAP SORMALI

Kürt anne ve babalar, iç infazlara kurban gitmiş çocuklarının hesabını sormalılar. Kandırıp dağa çıkarılan çocukların akıbetini soruşturmalıdır. Yok yere, bir hiç uğruna gencecik bedenlerin yok olmasına seyirci kalmasınlar.