BIST 10.895
DOLAR 32,19
EURO 34,95
ALTIN 2.505,22
HABER /  POLİTİKA

İşte Erdoğan'ın 2014 planı!

Başbakan Erdoğan'ın "başkanlık sistemini şimdilik beklemeye alıp bu sistemi hedef gösterildiği konuşuluyor.

Abone ol

BANU İRİÇ

İNTERNETHABER.COM (ÖZEL İÇERİK)- Başkanlık Sistemine muhalefetin sert tepkileri üzerine AK Parti yeni formül arayışına girdi. Başbakan Erdoğan'ın 2014'te üç kez sandık kurulacağını açıklaması üzerine tartışmalar alevlendi.

AK Parti çevrelerinde yeni dönemde ibrenin başkanlık yerine partili cumhurbaşkanından yana döndüğü ve bunun için yasal çalışmaların hazırlandığı konuşuluyor. Gündemde ilk olarak 2014 Ağustos'ta cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılıp sonbaharda da referandumda başkanlık sisteminin de olabileceği bir paketin oylanması konuşuluyor.

Kulislerde yıllardır fısıltı halinde konuşulan ve son yıllarda artık alenen tartışılmaya başlanan başkanlık sistemi üzerine yapılan tartışmalar sürüyor. Yeni anayasa çalışmalarında sık sık başkanlık yüzünden çıkan tartışmalar gündeme geldi. Hatta CHP kanadından 2007 referandumunda kabul edilen cumhurbaşkanının 5+5 sistemiyle halk tarafından seçilmesi yasasının iptal edilmesi dahi teklif edilmişti. CHP cumhurbaşkanını yeniden parlamento tarafından seçilmesini önermişti.

Başbakan Erdoğan ise son yıllarda başkanlık sisteminin tartışılması gerektiğini sık sık gündeme getirdi. ABD'deki gibi başkanlık, yarı başkanlık, ya da partili cumhurbaşkanı sisteminin Türkiye'ye uygun olup olmayacağının Türkiye gündemine gelip uzman kişilerce tartışılmasını önermişti.

ETKİN PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI GÜNDEMDE

AK Parti'nin son genel kurulunda Başbakan Erdoğan, genel başkan ve başbakan olarak son görev döneminin olduğunu parti tüzüği gereği son kez geneş başkanlığa aday olduğunu vurgulayarak "Yetki verilirse Allah izin verirse 3 yıl partimin başındayım. Ardından partimin vereceği sorumlulukları yüklenerek o alanlarda görev ifa edeceğim. Allah ömür verirse, bu can bu bedende olursa inşallah farklı görevler, unvanlar altında yine bir ve beraber olacağız. Partim bana 'Ağrı'ya git dedi, Ağrı'ya gideceğim 'Edirne'ye git dedi Edirne'ye gideceğim, Hatay'a git dedi Hatay'a gideceğim Ne derse onu yapacağım" diyerek yeni dönemin sinyalini vermişti. Erdoğan'ın bu konuşması yeni dönemde cumhurbaşkanı ya da başkan olarak devam edeceği olarak algılanmıştı.

Hüseyin Çelik de geçtiğimiz aylardaki açıklamasında "Partili cumhurbaşkanlığı çok konuşuldu biz neden birbirimize karşı rol yapıyoruz. Sayın Gül oy vermeye gittiğinde heralde CHP'ye oy vermiyor" demiş ve İnönü ve Celal Bayar döneminde de benzerlerinin yaşandığını vurgulamıştı.

Başbakan Erdoğan geçtiğimiz aylarda yaptığı açıklamalarında Süleyman Demirel ve Turgut Özal'a atıf yaparak cumhurbaşkanlarının adeta "vitrin süsü" haline getirildiklerini söylemiş artık cumhurbaşkanının da halkın seçmesiyle cumhurbaşkanının yetkilerinin güçlendirilmesi gerektiğine işaret etmişti.

BAŞKANLIK ÇÖZÜM SÜRECİNDE FARKLI ALGILANDI

Çözüm sürecine girilmesiyle beraber yeni anayasa tartışmaları AK Parti'nin de istemediği boyuta sürüklenerek muhalefet tarafından kamuoyunda farklı algılar oluşturulmaya çalışıldı. Muhalefet tarafından AK Parti'nin çözüm sürecinde İmralı ve BDP ile anlaştığı propagandası yapılması AK Parti'yi zor durumda bıraktı. Kamuoyu anketlerinde başkanlık sistemine halk tarafından verilen desteğin beklenen düzeyde olmaması AK Parti kulislerinde halkın henüz geçişe tam hazır olmadığı intibası uyandırdı. AK Parti bunun üzerine geçtiğimiz aylarda başkanlık sistemi üzerine broşürler hazırlatarak teşkilatlar tarafından halka sistemin anlatılmasına karar verdi.

Akil İnsanlar Heyeti üyeleri de gittikleri toplantılarda başkanlık sistemine halk tarafından sıcak bakılmadığını, halkın arasında başkanlık konusunda AK Parti'nin BDP ve İmralı ile pazarlık yaptığı iddialarının konuşulduğunu belirtmişlerdi. Başbakan Erdoğan'a da son Akil İnsanlar Heyeti toplantısında halkın bu konudaki düşünceleri iletilmişti.

AK Parti kulislerinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlık sisteminden vazgeçmediği ancak çözüm sürecinde yaşanan kavram karmaşasından dolayı halkta tepki doğurduğundan başkanlık sistemini rafa kaldırmasa da tartıştırmaya devam edeceği ve önümüzdeki dönemde partili cumhurbaşkanlığı formülü üzerinde duracağı konuşuluyor.

ÖNCE CUMHURBAŞKANLIĞI SONRA ANAYASA

Başbakan Erdoğan'ın ABD ziyaretinde söylediği "2014'te üç sandık olabilir" ve "İlla da başkanlık sistemi olacak diye bir şey yok" sözleri yeni dönemin işaretini verdi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve milletvekili Hüseyin Çelik de yaptığı açıklamalarında "3-8-11" formülünü ileri sürmüştü. Buna göre 2014 yılının Mart ayında yerel seçim, Ağustos ayında Cumhurbaşkanlığı seçimi ve son olarak Kasım ayında anayasa referandumu hazırlanıyor.

5+5 SİSTEMİYLE CUMHURBAŞKANI OLACAK

Bu formül üzerine anayasa paketine başkanlık sistemi girse dahi yeni seçilecek cumhurbaşkanı eski sisteme göre seçilecek. Yapılacak ufak değişikliklerle "partili cumhurbaşkanlığı" formülünün yeni sisteme entegre edilmesi ve bu sayede Erdoğan'ın hem yetkileri genişletilmiş bir cumhurbaşkanı hem de partideki etkisini sürdüren bir cumhurbaşkanı olabileceği iddiaları kulisleri hareketlendiriyor.

ANAYASANIN 101'İNCİ MADDESİNE NEŞTER

Kulislerde partili cumhurbaşkanlığı formülünün uygulanabilmesi için 2007'deki referandum sonrası kabul edilen anayasadaki 101'inci maddede değişiklik yapılması öngörülüyor. Anayasanın 101'inci maddesinde "Cumhurbaşkanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri içinden veya Meclis dışından aday gösterilebilmesi yirmi milletvekilinin yazılı teklifi ile mümkündür. Ayrıca en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde geçerli oylar toplanı birlikte hesaplandığında yüzde onu geçen siyasi partiler ortak aday gösterebilir. Cumhurbaşkanı seçilenin varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer" hükmünün yediden düzenlenmesi konuşuluyor.

BAŞKANLIK CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ SONRASINA

2014 yılında Cumhurbaşkanı seçilme ihtimali olan Erdoğan'ın yeni dönemde terör sorunun da çözülmüş olabilmesi halinde başkanlık sistemini daha iyi gündeme getirebilecek. Yeni anayasa paketinde başkanlık olmasa dahi bu sorunlar çözüldükten sonra daha rahat bir zeminde tartışılıp yeni sistemin getirilebileceği belirtiliyor.