BIST 10.793
DOLAR 32,18
EURO 34,83
ALTIN 2.414,87
HABER /  GÜNCEL

İsrail-Filistin görüşmeleri: Kim ne istiyor?

İsrail ve Filistinbugün ABD'nin arabuluculuğunda üç yıl aradan sonra ilk doğrudan barış görüşmelerine başlıyor. BBC tarafların ve ABD'nin, 'sorunun özü' diye adlandırılan sınır, güvenlik ve mültecilerin dönüşü gibi başlıklardaki tutumlarını derledi.

Abone ol

İsrail ve Filistinliler bugün Amerika Birleşik Devletleri'nin arabuluculuğunda üç yıl aradan sonra ilk doğrudan barış görüşmeleri başlıyor. İşte görüşmeler başlarken, tarafların ve Washington’ın sorunun özü diye adlandırılan meselelerdeki tutumları;

Kudüs'ün statüsü

İsrail

İsrail hükümeti Kudüs'ün bölünmesini istemiyor ve kentin Yahudi halkının siyasi ve dini merkezi olmasını istiyor. 1980'de çıkartılan İsrail Temel Yasası'ndaki 'Tam ve birleşik Kudüs İsrail'in başkentidir' ifadesinden geri adım atmaya niyetli değiller. Geçmişte İsrail bu konuda küçük de olsa taviz vermekten bahsetmişti. 2000 ve 2007'deki görüşmelerde dönemin İsrail hükümeti, kentin dışındaki, sonradan ilhak edilen bazı mahalleleri takas etmeyi önermişti.

Filistinliler

Filistinliler önce Ürdün tarafından işgal edilen, daha sonra da 1967 savaşından sonra İsrail'in ilhak ettiği Doğu Küdüs'ün Filistin devletinin başkenti olmasını istiyor. İslamiyet’in en kutsal üçüncü mekânı, Muhammed Peygamber'in göğe yükseldiği yer olduğuna inanılan El Aksa Camii ve Kubbet üs Sahra Doğu Kudüs’te bulunuyor.

ABD

ABD İsrail'in Doğu Kudüs'ü ilhakını tanımıyor ve büyükelçiliğini Tel Aviv’de tutuyor. ABD Başkanı Barack Obama, İsrail'in Doğu Kudüs'te Yahudi yerleşimi inşasına karşı çıkmıştı. Ancak Obama başkan olmadan önce şehri bölmenin 'uygulaması çok zor bir şey' olduğunu söylemişti.

Sınırlar

İsrail

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu bir Filistin devleti kurulması ve bunun için de İsrail'in 1967'de ele geçirdiği Batı Şeria'nın bazı kesimlerinden çekilmesi gerekeceğini kabul ediyor. İsrail daha önce Gazze'den ordusunu ve yerleşimcileri çekmişti. İsrail tarafı, Batı Şeria ve Kudüs'teki büyük yerleşimlerin sınırları içinde kalmasını istiyor. Ancak kabinedeki ve Netanyahu'nun Likud Partisi'ndeki bazı sağcı isimler, iki devletli çözüm fikrini kabul etmiyor.

Filistinliler

Görüşmelerin, İsrail'in 1967 savaşında ele geçirdiği toprakları, Batı Şeria, Doğu Kudüs ve Gazze'nin Filistinlilere ait olduğu ilkesinden başlamasını istiyorlar. İsrail'e bırakılacak herhangi bir toprağın dengeli bir değiş tokuşla tazmin edilmesini talep ediyorlar. BM'nin bu tutumu tanıması ve AB'nin 1967'deki ateşkes sınırlarına dayalı yeni pozisyonunun İsrail ile görüşmelerde ellerini güçlendirmesini umuyorlar.

ABD

ABD, 1967 sınırlarının başlangıç noktası olması fikrini kabul ediyor, ancak bitiş noktası olmaması gerektiği görüşündeler. Herhangi bir anlaşmanın toprak takası temelinde olması gerekeceğini vurguluyorlar.

Yahudi yerleşimleri

İsrail

İsrail hükümeti daha önce Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki büyük Yahudi yerleşimlerinin kendilerine ait olması gerektiği konusunda ısrarcıydı. Bu tutumdan herhangi bir sapma İsrail'deki koalisyon hükümetinin sonunu getirebilir. İsrail, görüşmelere dönüş için bu yerleşim inşaatlarının kısmen dondurulması önkoşulunu reddediyordu. İsrail'in son aldığı inşaatları dondurma kararının süresi 26 Eylül 2010'da dolmuştu.

Filistinliler

Filistinliler, Gazze'de olduğu gibi tüm yerleşimlerin terk edilmesi gerektiğini savunuyor. Ama bazı yerleşimlerin kalması gerekebileceği fikrini kabul ediyor gibi görünüyorlar. Ancak bunların minimum düzeyde kalması ve verilen toprak karşılığında dengeli bir takasta bulunulması şartıyla.

ABD

Doğu Küdüs'ün ilhakında olduğu gibi, ABD Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimlerinin uluslararası meşruiyetini tanımadı. Ancak Washington da bunu artık bir gerçeklik olarak kabul ediyor ve Beyaz Saray taviz için bastıracak.

Mülteciler

İsrail

İsrail geçmişteki savaşlar nedeniyle mülteci durumuna düşen Filistinliler'in eski evlerine 'dönüş hakkını' reddediyor. İsrail bunun demografik üstünlük yoluyla birleşik bir Filistin devleti kurarak, İsrail'i yok etmek için kullanılan bir araç olduğunu söylüyor. Netanyahu bu nedenle İsrail'in bir Yahudi devleti olarak tanınması çağrısında bulunmuştu.

Filistinliler

Filistinliler resmen 'dönüş hakkını' savunuyor ve bu olmadan büyük bir adaletsizliğin düzeltilemeyeceğini söylüyorlar. Ancak Filistinliler arasında bu 'hakkın' tazminat ödenerek teslim edilebileceği konuşuluyor. İsrail'i bir 'Yahudi devleti' olarak tanınması fikrini, bunun gereksiz olduğunu ve Arap İsrail vatandaşlarını görmezden geldiğini söyleyerek reddediyorlar

ABD

ABD, İsrail'in mültecileri geri almayı reddetmesini anlıyor ve bu sorunun evlerine geri dönemeyenler ödenecek tazminat ve kalkınma yardımı yoluyla çözülebileceğini umuyor.

Güvenlik

İsrail

İsrail hükümeti Filistin devletinin bir gün Hamas'ın eline geçebileceğinden ya da İsrail'e saldırı için kullanılabileceğinden korkuyor. Bu nedenle Ürdün Vadisi de dahil olmak üzere, güvenlik alanında denetimin kendi elinde olmasını ve Filistin devletinin büyük ölçüde silahsızlandırılmasını istiyor.

Filistinliler

Filistinliler güvenlik sorununun iki devletli çözümle giderilebileceğini savunuyor. Mümkün olduğunda normal devlet hakları ve hukukundan yararlanmak istiyorlar. Filistin yönetimi lideri Mahmud Abbas vekil devlet statüsünün sürdürülemez ve Hamas'ın ele geçirmesine müsait bir durum olacağından korkuyor.

ABD

ABD İsrail'in güvenlik, Filistinliler'in de devlet kurma ihtiyacını kabul ediyor ve ABD diplomasisinin amacı da bu çelişen ihtiyaçları uzlaştırmak. Ancak Washington müzakereler yoluyla oluşmayan bir Filistin devletini çok büyük ihtimalle tanımayacak. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry emekli General John Allen'ı İsrail'in güvenlik ihtiyaçları konusunda özel danışman olarak atadı.