BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  GÜNCEL

Iraklı Kürtler'e yardım eden senatör!

Avusturalyalı bir senatör'ün Irak'taki Kürtler'e bir petrol şirketi yoluyla yaptığı kaçak para yardımı ve peşmergelele çektirdiği fotoğraflar, büyük yankı uyandırdı.

Abone ol

Avustralya'nın Güney Avustralya Eyaleti Liberal Parti üyesi Senatör Ross Lightfoot'un yasal olmayan yollardan Iraklı Kürtler'e para yardımı ulaştırdığı ve peşmergelerle birlikte elinde Kalaşnikof silahla resim çektirdiği ortaya çıktı. Curtin Üniversitesi'nde profesörlük yapan Kürt asıllı Robert Amin'in Avustralyalı Senatör'e yardımcı olduğu ve profesörün 2003 yılında başkent Canberra'ya gelerek resmi temaslarda bulunan Celal Talabani'nin sağ kolu olduğu öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, geçtiğimiz Ocak ayı içerisinde Irak'a bir resmi ziyarette bulunan Senatör Lightfoot, Avustralya'nın en büyük petrol şirketi Woodside Petroleum'un yöneticilerinin Kürt yöneticilere ulaştırılmak üzere ceketinin astarına 20 bin ABD dolarını (25 bin 300 Avustralya Doları) paketleyerek dikti. Woodside Petroleum'dan yapılan açıklamada ise, bağışın kendileri tarafından yapıldığı yönündeki iddialar yalanlandı. 23 Ocak 2005 tarihinde saat 13.00'de Türkiye sınırına Irak'a geçmek için gelen senatörün iddialarına göre, önce pasaportu çalındı, ardından Türk gümrük memurlarının saygısızca davranışlarına maruz kaldı. Buradan 140 dolar ödeyerek bir taksiyle Erbil'e geçen senatörü 6 silahlı Kürt muhafız, 2 araçla gelerek karşıladı. Bu arada, senatöre ellerindeki AK-47 model silahlardan birini veren Kürt peşmergeler, senatörle hatıra fotoğrafı çektirdi ve 38 kalibrelik silahla ateş etmesi istendi. Senatör Lightfoot daha sonraki günlerde Süleymaniye'ye geçerek temaslarını sürdürdü. Bu arada 28 Ocak günü Perth'teki Curtin Üniversitesi'nde görevli profesör Robert Amin'den telefon alan senatör, Woodside Petroleum'un bağışı olan parayı yerel Kürt Hükümeti Başbakanı Ömer Fatah'a iletilmek üzere başsekretere verdi. Başsekreter de bu parayı Halepçe Hastanesi'nin imarında kullanılacağını açıkladı. 31 Ocak 2005 tarihinde saat 19.40'da Türkiye sınırına gelen senatör yine kendi iddialarına göre Türk memurların kaba davranmaları sonucu rüşvet vererek Türkiye'ye giriş yapabildi. Avustralya'nın Irak'ta faaliyet gösteren petrol şirketlerinden olan Woodside Petroleum'un hisselerinden aldığını 23 Kasım 2004 tarihinde parlamentoya beyan eden senatör Ross Lightfoot'un, şirket adına Irak'a kaçak yollarla para götürmesi skandala yol açarken, şirketin hisselerinin bu hafta 15 dolar 45 sentten, 24 dolar 45 sente sıçrayarak tavan yaptığı bildirildi. Global Petroleum, Pancontinental Oil, Sub-Sahara Resources ve Hardman Resources adlı şirketlerle de ortaklığı olan Woodside Petroleum, geçen yılın Ağustos ayında yapılan anlaşmayla Çin'e 25 milyar dolarlık doğal gaz satmasıyla Avustralya'nın en büyük petrol şirketi oldu. Avustralya'nın tarihindeki en büyük ihracat rakamı olan bu anlaşmayı gerçekleştiren Woodside, Irak'ta 115 milyar varil rezervi olan kuyuların da işleticisi konumunda. Woodside'ın bir önceki net karı 526.68 milyon dolarken, bu rakam geçen yıl 1.08 milyar dolara çıktı. Irak'a yasal olmayan yollardan para kaçırdığı ortaya çıkan senatörün ne tür biz cezaya çarptırılacağı gündemde yer alırken, hukuk uzmanları yurtdışına 10 bin doların üzerinde beyan edilmeden nakit para götürmenin yasadışı olduğunu hatırlatarak bu suçu işleyenlerin 2 yıl hapis ve 13 bin dolara kadar para cezası alabileceğini söyledi. 69 yaşındaki Güney Avustralya Eyaleti senatörü Ross Lightfoot, politikaya atılmadan önce bir dönem polislik, madencilik ve bazı filmlerde figüranlık yaptı. Mülteci ve Aborjiniler'e karşıtlığıyla tanınan senatör Lightfoot, bir dönem polislik yaptıktan sonra satın aldığı maden ocağından zengin oldu. 1970 yılında çevrilen The Nickel Queen filminde figüranlık yapan senatör 2001'deki seçimler öncesi parti lideri Başbakan John Howard tarafından daha disiplinli olması konusunda uyarılmıştı. Avustralya'nın yerli ırkı Aborijiniler için, "Dünyanın en ilkel insanları" diye konuşmasıyla oldukça tepki gören senatör, mültecilerin de "Avustralya'nın davetsiz misafirleri" olduğunu sık sık telaffuz ediyor.