BIST 10.209
DOLAR 32,39
EURO 34,79
ALTIN 2.398,66
HABER /  GÜNCEL

İnegöl'de 39 kişinin sorgusu sürüyor

Bursa Valisi Şahabettin Harput, İnegöl'de meydana gelen olaylarda gözaltına alınan kişilerin sorgusunun sürdüğünü açıkladı.

Abone ol

Bursa Valisi Şahabettin Harput, İnegöl ilçesinde dün gece üç kişinin beş kişiyi bıçakla yaralamasının ardından çıkan olaylarla ilgili şu an itibariyle 39 kişinin gözaltına alındığını bildirdi.

Bursa Valisi Şahabettin Harput yaptığı açıklamada, geceden beri devam eden olayların, saat 04.30 sıralarında sonuçlandığını, bu süre zarfında olaylara karışan kişiler üzerinde gerek bizzat gerekse kamera ve fotoğraflarla tespit çalışmalarının devam ettiğini belirtti. Harput, şu bilgileri verdi:

''Şu an itibariyle 39 kişi, zanlı olarak sorgulanmak üzere alınmışlardır. Olayların sonucunu biliyorsunuz, maalesef 20'den fazla güvenlik personelimiz, çeşitli şekillerde çok ağır olmamak üzere yaralanmış, yine 15 civarında araç ağır tahrip edilmiş, gerek İlçe Emniyet Müdürlüğü gerekse İlçe Belediye binalarının camları tamamen dağıtılmış ve yakılmak istenmiş, burada yine ambulans ve benzeri hizmet araçları da bir şekilde tamamıyla kullanılmaz hale getirilmiş, bir sorumsuz aklı selimden tamamıyla uzak, bir yanlış dedikoduyla şayialarla insanların ne yaptıklarını bilmeden çılgınca yaptıkları bir hareket, İnegöl'e Bursamıza, ülkemize ciddi bir sıkıntı yaşatmıştır.''

Adli işlemler bir taraftan yürütülürken, olayların yanlışlığının anlatılması, anlaşılması, bu yanlışların bir kez daha tekerrür etmemesi, insanların üzülmemesi, incinmemesi, bir daha bu sıkıntıları yaşamaması için İnegöl'ün ileri gelen insanlarıyla bir değerlendirme toplantısı yapacaklarını ifade eden Harput, şöyle dedi:

''Bu noktada onların da düşüncelerini ve görüşlerini alacak ve bu olayla ilgili yanlışları kendilerine anlatarak, hiç olaya müdahil olmadığı halde, oradan geçerken masum insanların bile yaralandığı, sıkıntı çektiği böyle bir olayın yaşanmaması için alınması gereken hususlar konusunda kendilerine kararlı bir tavır içinde devletin izleyeceği uygulama yöntemleri anlatılacaktır.''

''İNEGÖL, GÖÇ ALAN BİR ŞEHRİMİZ''

Vatandaşların esasen bugüne kadar İnegöl'de çok sıcak, uyumlu, huzurlu bir hayat sürdüregeldiklerini vurgulayan Harput, şöyle devam etti:

''Çünkü, İnegöl göç alan bir şehrimiz. İnegöl, Balkanlardan, Kafkaslardan olduğu gibi Anadolu'muzun dörtbir yanından Güneydoğudan Doğudan göç almış, tarım ve sanayi kentidir. Hatta şu anda da İnegöl'ümüzde 5 binin üzerinde Güneydoğulu insanımız, işçi olarak bölgedeki vatandaşlarımızın arazilerinde çalışmaktadır. Bu Türkiye'deki insanlarımızın birbiriyle ne kadar iç içe olduğunun, birbirine ne kadar muhtaç olduğunun birbirleriyle ne kadar bütünleştiğinin bir göstergesidir. Bir yanlış anlamayla da insanların nasıl büyük zararlar verebileceğinin anlaşıldığını burada çok iyi anlaşıldığını görmek ve göstermek istiyoruz. Bir daha bu tür olayalar yaşamamak için de herkesin üzerine düşeni yapmasını, halkımızın üzerine düşeni yapmasını, sorumluların üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesini ve daha huzurlu daha mutlu daha büyük bir geleceğe beraber omuz omuza yürümek istiyoruz.''

''BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU ALKOLLÜ''

Bir gazetecinin ''Olaya öncülük yapan kişilere ulaşılabildi mi?'' yönündeki sorusu üzerine, şunları kaydetti:

''Başta söylediğim gibi; 39 kişi tespit dilerek gözaltına alındı. Bunların içinde ilk olaya katılanlar olduğu gibi, daha sonra olayları tahrik edenler, provoke edenler, olayın içinde bizzat yer alıp yönlendirenler var, ama kimin hangi pozisyonda hangi noktada olduğu konusunda, şu anda sorgulama süreci devam ettiği için bir şey deme imkanımız yok. Olaya karışanların büyük bir çoğunluğunun, maalesef alkollü ve bilinçsizce yapılan eylemler türünden, ne yaptığını niçin yaptığını bilmeden yapılan eylemler türünden eylem olduğunu özellikle belirtmek istiyorum.''

Olaylar sırasında ''2 insan ölmüştür'' diye bir dedikodu çıktığını ifade eden Harput, şöyle devam etti:

''(Nasıl oldu, kim öldürdü? O zaman bu insanların üzerine gidelim.) Bir şuursuzca, bilinçsizce ve çılgınca bir fikir. Böyle bir şeyi kim söyler nasıl söyler? Halbuki bu şehrin emniyetini huzurunu sağlama görevi devletin. Vatandaşların herhangi bir yanlışı varsa, yaralanan birisi varsa bir mağdur olan vatandaşımız varsa o mağdurun mağduriyetini gidermek, o yaralanan insanı yaralayan sanıkların, faillerin bulunmasını sağlamak onları adli mercilere teslim etmek devletin görevidir. Vatandaş devletin, hem adaletine hem şefkatine hem yansızlığına tarafsızlığına güvenmek durumundadır. Kim yanlış yaparsa, nereden gelirse, hangi siyasi görüşten olursa olsun, hiçbir yanlışa karşı müsamaha ve müsaade etmek katiyen mümkün değildir. Ama doğruyu kim söylerse, o doğruya da hep beraber sahip çıkmak durumunda ve böylece doğrunun hakim olduğu, yanlışın yer almadığı bir Türkiye'ye yürümek istiyoruz.''