BIST 10.277
DOLAR 32,25
EURO 34,78
ALTIN 2.395,82
HABER /  GÜNCEL

Bu imza Başbuğ'un mu değil mi?

Çetin Doğan'ın 2003 yılında düzenlenen seminer sonrası Başbuğ tarafından uyarıldığı iddiasına TSK cevap verdi.

Abone ol

Türkiye Başbuğ'un Çetin Doğan'ın 2003'teki seminerinin sakıncalı olduğuna dair rapordaki imzasını tartışıyor.

Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Metehan Demir'in haberi gündeme oturdu.

Habere göre Başbuğ o dönemde Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı olarak Doğan'ın yasal sınırları aştığı yönünde hazırlanan rapora imza atmış..

İşte TSK'nın gerçeği yansıtmıyor dediği o haber:

"Balyoz soruşturması sürecinde eski 1. Ordu Komutanı Emekli Orgeneral Çetin Doğan ile eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral Hilmi Özkök’ü karşı karşıya getiren en kritik belge İstanbul’da Balyoz soruşturmasını yürüten savcılıkta bulunuyor.

Belge, üst düzey emekli ve muvazzaf komutanların gözaltına alınmasının ardından Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı’nı Çankaya Köşkü’nde biraraya getiren zirvede de gündeme geldi.

İMZA İLKER BAŞBUĞ'A AİT

TSK ne cevap verdi? 
1.   8 Nisan 2010 günü bir gazetede, 5-7 Mart 2003 tarihleri arasında icra edilen 1'inci Ordu Plan Seminerinin icrasını müteakip hazırlandığı iddia edilen, bir belgeye (incelemeye) ilişkin haber yer almıştır.

2.   Söz konusu haber gerçeği yansıtmamaktadır.

Belgedeki imza, dönemin Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı; bugünün ise Genelkurmay Başkanı olan Orgeneral İlker Başbuğ’a ait.

Belgeye göre, Orgeneral Başbuğ, seminerin özel bölümünde, Orgeneral Çetin Doğan’ın oturumu yönetirken, resmi ve yasal çerçevenin dışına çıktığına dair ciddi çekince ve eleştirilerde bulunuyor. Başbuğ bu belgeyi, Aytaç Yalman’ın Kara Kuvvetleri Komutanı, Hilmi Özkök’ün de Genelkurmay Başkanı olduğu o dönemde “Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı” sıfatıyla durumla ilgili yapılan inceleme, gelen bilgiler ışığında hazırlıyor.

TOPLANTIDA YASAL SINIRLAR AŞILMIŞ

Başbuğ’un değerlendirmesinde, Çetin Doğan’ın 4-7 mart 2003’de Genelkurmay kayıtlarına göre Meriç olarak görünen ve yasal sınırlar içinde gerçekleşen toplantının devamında, mevcut senaryoya gerçek isim ve kişilerle devam ettiğine ve yasal olmayan bu durumun sakıncalarına işaret ediliyor.

Zamanında ilgili komutanlıklara da sunulan değerlendirmede, Emasya planı bazlı oluşturulan senaryoda, gerçek isim ve koşullarla devam edilmesinin, TSK’nın görev alanı içinde olmadığı gibi seminer yönetmeliklerine de aykırı olduğu ifade ediliyor.

Bazı askeri personelin, “Gerçek kişiler ve yerlerle devam edelim” emri üzerine bizzat isimler vererek, “Ben o zaman hemen filanca belediye başkanını, şu ismi hemen görevden alıyorum, şunu yapıyorum, bunu ediyorum" gibi kastını aşan ifadeleri kullanma durumuna girdiği anlatılıyor.