Hyundai İoniq Test Sürüşü

İçten yanmalı motorların çevreye olan zararlarını artık hepimiz biliyoruz. Hatta bu boyut o kadar ileri ki Avrupa’da birçok şehre girmeleri yasak. Bunun yanında yine Bazı Avrupa ülkeleri özellikle dizel motorların üretimini yapmayacaklarını açıkladılar. Bu bölgelere sıfır emisyonlu yani elektrik motorlu araçlarla girilebiliyor. Ülkemizde de İstanbul’da tarihi yarımada pilot bölge olacak şekilde bu tür çalışmaların yapılacağı netleşmese de konuşuluyor. Ancak tamamen elektrikli araçların hem menzillerinin kısa olması hem de uzun süreli şarj konusu onları şimdilik çok da tercih edilir yapmıyor. Tabi bunun yanında birde yüksek fiyatları var. Tamamen elektrikli araç yerine menzil sorunu olmayan çevreci ve de ekonomik olmasıyla hibrit otomobiller daha tercih edilir şimdilik. Hemen hemen her marka hibrit bir modelini piyasaya sürmüş durumda. Hyundai İoniq de yeni tanıştığımız hibrit modellerden biri. Ancak bence bu otomobil hak ettiği değeri henüz göremiyor. Bence etrafta çok daha sık görmemiz gereken bir otomobil.

Şimdi nedir bu hibrit. Basit haliyle otomobilde hem elektrikli hem de benzinli motor bulunan araçlara hibrit otomobil diyoruz. Sistem otomatik olarak otomobilin o anki ihtiyaçlarına göre hangi motorun devreye gireceğini kendisi belirler. Yani basitçe sakin sürüşlerde elektrikle performanslı sürüşlerde benzinle ilerlersiniz. Hibrit otomobillerdeki pilleri tamamen elektrikli otomobiller gibi ayrıca şarj etmeye gerek yoktur. Çünkü otomobil frene bastığınızda veya süzülme anındaki hareketle elektrikli motorun ürettiği kinetik enerji pili şarj ediyor. Yani yoğun trafikte gaza bastığınızda kullandığınız elektriği yine frene basınca geri kazanıyorsunuz. Bu şekilde yoğun trafikte benzinli motoru kullanmadığınız için kirli gaz salınımı olmuyor.

Gelelim benim test otomobilim Hyundai İoniq’e.  Tasarımı futuristik izler taşısa da oldukça sade dikkat çekmeyen bir görüntüsü var. Ön kısımda en çok dikkat çeken detay hava girişi etrafındaki D şeklinde led gündüz farları. Projeksiyon tipi farlar ise gece muhteşem bir aydınlatma sağlıyor ki aklımda kalanların başında geliyor bu. Farlarla birleşen piyano siyahı ızgara aynı zamanda otomatik olarak içindeki kanatçıkları ortam şartlarına göre açıp kapatarak hem motor ısısını hem de sürtünmeyi ayarlamada rol alıyor. Arkada entegre spoyler elbette yine hava direnci ve türbülans için etkin tasarlanmış ama öncelikle otomobile karakterini bu kısım vermiş bence. Sedan ve hatchback arası bir gövde bagaj kapağı arka camla birlikte açılıyor.

Genel olarak sade bulduğum tasarım iç kısımda da aynen sadeliğe devam ediyor. Ama teknoloji birazda bunu gerektiriyor sanırım olabildiğince kafa karışıklığından uzak sade ama fonksiyonel tasarım. Hyundai nin mavisini zaten çok severim otomobillerinin ambiyas aydınlatmalarında ve gösterge panellerinde ancak bu modelde birazda elektrik vurgusundan sanırım apayrı bir havası var. İçerideki tasarım yine dışarısı gibi sade.  Direksiyonu çok şık buldum krom detaylı altı düz bu şekilde sportif bir havası var. Orta konsolda 8” dokunmatik ekran bulunuyor. Bu ekranda geri görüş kamerası, otomobilin enerji kullanım şeması görülebildiği gibi aynı zamanda Apple Car Play ve Android Auto yazılımlarıyla akıllı telefonunuzla bağlantı kurabiliyorsunuz. Aynı zamanda uyumlu akıllı telefonunuz için kablosuz şarj cihazı bulunuyor. Otomobilde koltuk ısıtma yanında aklımda kalan en önemli detay birde koltuk havalandırma olması özellikle yaz döneminde uzun yolculuklarda konforu iki misli artıran bir detay bence. Otomobildeki tavan döşemesi, halı, kapı pervazları bazı plastiklerde geri dönüşümlü malzemeler kullanılmış hatta yapımında şeker kamışı ve volkanik taşlar da var.Yani çevre dostu malzemeleri kullanarak duyarlılığını göstermek istemiş Hyundai. 443 litrelik geniş bagaj hacmi yanında uzun boylularında rahat edebildiği diz ve baş mesafesi sunuyor arka kısımda.

Test otomobilimde  1.6 litrelik 105 beygir güç üreten Hyundai nin Kappa tipi benzinli motoru bulunuyor ve bu motora  43,5 Ps güç üreten elektrikli motor eşlik ediyor. Birlikte ise 147 beygirlik bir güce sahip oluyorlar. Bu motorlara eşlik eden birde 6 ileri çift kavramalı (DTC) şanzıman var. Otomobilin en sevdiğim detaylarından biri bu şanzıman oldu bu arada. Vites geçişleri sarsıntısız ve çok seri. Tabi otomobilde birde Lityum İyon polimer batarya bulunuyor. Bu pilin 7 yıl ve ya 100.000 km garantisi bulunuyor. Kullanım detaylarına gelirsek hibrit bir otomobilden hem ekonomi hem de çevrecilik adına beklentiniz varsa ki olmalı bu otomobili ona göre kullanmalısınız. İoniq de verimli olmak için sakin bir kullanıma ihtiyaç duyuyor eko ve sport modu bulunan otomobild elektrikli motorla yani Ev modunda uzun süre kullanım beklentiniz varsa ani hızlanmalardan ve yüksek devirden  uzak kalmanız gerekiyor. Ne kadar sakin kullanırsanız otomobiliniz o kadar verimli olacak ve C2o salınımı o derece azalacaktır. Otomobil ilk kalkışta ve trafikte elektrikli motoru kullanıyor hatta fabrika verilerine göre 120 km hıza kadar elektrikli motoru kullanmak mümkün ancak ben 90 km ye kadar başarabildim. Hızlı gitmeniz gerektiğinde yani ortalama 70-80 in üstüne çıktığınızda ve yokuşlarda benzinli motora geçiş yapıyor. Bu şekilde ortalama 4.5 litre civarında bir tüketim değeri gösterdi otomobil. Bunun yanında performans isterseniz sport moduna geçerek hızlı vites değiştiren şanzıman etkisiyle de 1.6 litrelik motor size oldukça keyifli bir sürüş de sağlıyor. Otomobilin fiyatı (aralık 2017) 137.000 TL