BIST 10.209
DOLAR 32,36
EURO 34,78
ALTIN 2.401,09
HABER /  GÜNCEL

Hüseyin Çelik:'Tablo yerine oturuyor.'

Taksim'deki olayların, ABD'de olası İstanbul isyanı" adıyla tartışıldığının ortaya çıkması üzerine konuştu.

Abone ol

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik, "Taksim'deki olayların, ABD'de "olası İstanbul isyanı" adıyla tartışıldığının ortaya çıkması üzerine, "Tablo yerli yerine oturuyor" dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, Taksim'de başlayan olayların, şubat ayında ABD'deki Amerikan Girişimcilik Enstitüsü'nde "olası İstanbul isyanı" adıyla tartışıldığının ortaya çıkması üzerine, "Tablo yerli yerine oturuyor. Seçilen yer İstanbul, seçilen mekan Taksim. Apolitik olan gençliğin politize edilerek sokaklara sürülmesi... Bunların hepsi bir senaryonun yazıldığını ve bu senaryonun birileri eliyle tatbik edildiğini gösteriyor" ifadelerini kullandı.

Çelik, Washington'daki Amerikan Girişimcilik Enstitüsü'nde (American Enterprice Institute) "olası İstanbul isyanı" adıyla bir senaryonun ele alındığının ortaya çıkması üzerine soruları cevapladı. Senaryoda, ele alınanların son günlerde Türkiye'de yaşananlarla paralellik arzettiğini kaydeden Çelik, "Son günlerde yaşadıklarımız, bir oyun" dedi.

İSTANBUL İSYANI PLANI

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçmiş başbakanlardan farklı bir yapısının bulunduğunu söyleyen Çelik, "Bugüne kadar Batılı ülkeler nezdinde hak ettiğimiz dik duruşu sergileyemeyen maalesef başbakanlar vardı. ABD Başkanları veya gelişmiş ülkeler karşısında el pençe divan duran başbakanlar, maalesef bizim tarihimizde var. Recep Tayyip Erdoğan, uluslararası haksız nizamı eleştiren bir lider. Birleşmiş Milletler sistemini, özellikle Güvenlik Konseyini kuvvetlilerin hakkı olarak kabul edildiği işleyişi eleştiriyor. 'Kuvvetliler haklı değil, haklılar kuvvetli olmalıdır' diyor. Avrupa Birliği ülkeleriyle eşit ilişki kuran bir Başbakan var. İşte bunlar birilerini rahatsız ediyor. Onun için maalesef bu son senaryoda da bunu görüyoruz. ABD'deki NeoCon'ların bizimle ilgili tavrını, düşüncelerini biliyoruz. Oradaki çeşitli lobilerin tavrını biliyoruz. 1915 olaylarına yönelik yapılan hazırlığı biliyoruz" ifadesini kullandı.

"Bizim etkin bir dış politika ortaya koymamız, onurlu haysiyetli durmamız, başımızı dik tutmamız birilerini rahatsız ediyor" diyen Çelik, şunları söyledi :

"Tablo yerli yerine oturuyor. Seçilen yer İstanbul, seçilen mekan Taksim. Apolitik olan gençliğin politize edilerek sokaklara sürülmesi... Bunların hepsi bir senaryonun yazıldığını ve bu senaryonun birileri eliyle tatbik edildiğini gösteriyor. Bir işin startıyla o işin aldığı şekil çok farklı olabilir. Bir noktadan hareket edilir, sonra o nokta büyütülür. Gezi Parkı, yeşil ve çevre duyarlılığı gibi masum bir hadise olarak başlatılır ama farklı farklı yönlere çekilir. İşte tam da burada bu planın içinde 'Kod Adı İstanbul İsyanı' denilen tezgah tam da istenilen noktaya getirilmiştir"

SENARYOYU OYNAYIP OYNAMAMAK BİZİM ELİMİZDE

"Dış güçler ve onların yerli işbirlikçileri" diye sık sık söylenen kalıp söze atıfta bulunan Çelik, şöyle devam etti :

"Benim yadırdağım şudur. Birileri dışarda şunu veya bunu tezgahlayabilir. Ben o tezgaha niye geliyorum kardeşim. Aslında orada dikkat etmesi gereken biziz. Biz, millet olarak başımıza gelen felaketleri, musibetleri hep dışarı havale ediyoruz. Evet birileri dışarıda bizim için senaryo yazıyor ama o senaryoyu oynayıp oynamamak bizim irademizde."

FİTNENİN DEĞİRMENİNE SU TAŞIYORLAR

Bazı ünlü gazetecilerin yanı sıra sanatçı ve aydın olarak bilinen pek çok kişinin bu süreçte sosyal paylaşım ortamlarından paylaştıkları ifadelerle, yaptıkları açıklamalarla halkı tahrik ettiğini söyleyen Çelik, "Resmen fitnenin değirmenine su taşıyorlar. Birileri, bu Gezi olaylarının rüzgarıyla 'ben yelkenimi şişirebilir miyim' gayreti içine girdi. Rant elde gayreti içindeler" diye konuştu.

CENAZE ÜZERİNDEN ÖFKE KABARMASI AMAÇLIYORLAR

Ankara'daki gösteriler sırasında yaralanıp hastanede hayatını kaybeden Ethem Sarısülük'ün cenaze töreni sebebiyle yaşanan gerginliği de değerlendiren Çelik, CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç'un kendisini arayarak cenazenin önce Batıkent'teki cemevine oradan da memleketi Çorum'a defnedilmek üzere götürülmek istendiğini iletmesi üzerine bizzat İçişleri Bakanı Muammer Güler'i arayarak bu talebi aktardığını kaydetti.

Çelik, "İçişleri Bakanımız 'hay hay, götürsünler cemevine' dedi. Fakat cenaze merasimi yapmak yerine Kızılay'a Sıhhiye'ye getirip, merasimi yapmak yerine bunu bir kalkışma malzemesi yapmak, bir ölünün cenazesi üzerinden bile bir öfke kabarması oluşturmak isteyen bir anlayış var. Bu, hasta bir zihniyettir. AK Parti'ye zarar veriyorum diye ülkesine zarar veren bir zihniyettir. İnşallah sağduyu galebe çalar" diye konuştu.

BAZI GARİBANLARI PİYON OLARAK KULLANIYORLAR

Yabancı medyanın, olayları abartarak, Türkiye'de adeta iç savaş yaşanıyormuş gibi yayın yaptığını da ifade eden Çelik, "Bunlar, menfaatsiz, bir şekilde mama almadan kimseye günahlarını vermezler. Sincan'da nerdeyse bir milyon insanın toplandığı meydandan neredeyse hiç yayın yapmadılar. Bu olacak şey mi? Birileri bunları besliyor. Bunların hangi lobiler adına, hangi zihniyetler adına hareket ettiği bizce biliniyor ama halkımızın intibaha gelmesi, uyanması lazım. Bunlar topyekün Türkiye'yi hedef almışlar ama Türkiye'den de bazı garibanları maalesef piyon olarak kullanıyorlar. Bu meselede kimsenin, özellikle iyi niyetli insanlarımızın kendini kullandırmaması lazım."

KOD ADI İSTANBUL İSYANI

Yeni Şafak gazetesinin bugünkü sayısında "Kod Adı İstanbul İsyanı" şeklinde manşete taşınan senaryonun, şubat ayında ABD'de tartışıldığı ortaya çıktı. Washington merkezli İsrail kuruluşu Amerikan Girişimcilik Enstitüsü (American Enterprice Institute) adlı kuruluşta, "Büyük gösteri olursa Taksim, Tahrir gibi kimlik kazanır. Türk gençliği apolitik, meydanlara inerse zaman içinde politikleşir. Sokaklar canlı tutulmalı. Ulusal sol hareketler, ilerici hedefler ortaya koyamadığı için meydanı bir halk hareketine dönüştürmek zor olabilir" yorumları yapıldığı kaydediliyor.

Toplantıya, ABD'nin eski Başkanı George W. Bush'un ekibinde yer alan ve Türkiye karşıtlığıyla bilinen Donald Rumsfeld, Paul Wolfowitz, Richard Perle, Bernard Lewis, Elliot Abrams, John Bolton, William Kristol ve Douglas Feith gibi isimlerin katıldığı belirtiliyor. Türkiye karşıtı söylem ve politikalarıyla bilinen "NeoCon" isimler, 2007 yılında da Türkiye'yi karıştırmaya yönelik "Hudson Planı" ile gündeme gelmişti.