BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  GÜNCEL

Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak

Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, dünyada ve Türkiye'deki son ekonomik gelişmeleri değerlendirdi.

Abone ol

Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, finansal piyasalarda yaşanan gelişmeleri çok büyük bir deprem olarak nitelendirdi ve ekledi: “Benim beklentim hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.” 

Sabancı, 2008’in başından itibaren bir finansal krizin dalga dalga derinleşeceğini ve yılın “bıçak sırtında” geçeceğini öngördüklerini hatırlattı.

Krizin derinleştiğini ancak bu derinliğe ulaşmasını kendilerinin de beklemediğini kaydeden Sabancı, “Ama yine de ‘krizin boyutlarını henüz tam bilmiyoruz’ demiştik. Nitekim hakikaten ciddi boyutlarda olduğu son dönemlerde ortaya çıktı” dedi.

Finansal piyasalarda “çok büyük bir deprem olduğunu” ifade eden Sabancı, “ortalığın henüz yatışmadığını” ancak yatıştırmak için başta Amerikan Merkez Bankası olmak üzere dünya merkez bankalarının büyük çaba gösterdiğini anlattı.

Sabancı, “Bunun sonucunda daha çok denetim, daha çok gözetim ve daha çok regüle olan finansal piyasalar göreceğiz. Benim beklentim; hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Finansal piyasalarda ciddi değişiklikler göreceğiz. Ciddi yeni regülasyonlar göreceğiz. Bunları yaşayıp görmemiz gerekecek. Muhasebe sistemlerinde, şirket değerleme sistemlerinde ciddi yeni bir döneme giriyoruz. Bunun etkilerini 2009 yılında da göreceğiz” diye konuştu.

YÜZDE 4’ÜN ALTINDA BÜYÜMEYLE 2008’İ KAPATACAĞIZ
Güler Sabancı, krizin Türkiye’yi nasıl etkileyeceğine yönelik soruya da “Hiç etkilenmeyeceğiz diye bir şey söz konusu olamaz. Dünyadaki bu büyük dalga, bu kriz büyümeleri etkileyecek, likiditeyi etkileyecek. Bu ikisi de Türkiye’nin ihtiyacı olan şeyler. Türkiye’nin büyümeye de ihtiyacı var, likiditeye de ihtiyacı var. Dolayısıyla iki türlü de etkileneceğiz” karşılığını verdi.

“Finansal sistemimiz çok şükür sağlam” diyen Sabancı, 2001 ekonomik krizinin ardından alınan kararlar ve yapılan düzenlemelerin finansal piyasaları dayanıklı hale getirdiğini, bunun da “bir avantaj oluşturduğunu” söyledi.

Sabancı, sürecin Türkiye’nin büyümesine etkisini değerlendirirken “Tabii büyümemiz etkilenecek. Yüzde 4 gibi bir büyüme, 4’ün altında bir büyümeyle 2008’i kapatacağız gibi gözüküyor. Bu, her halükarda yüzde 2 olan OECD ortalamasında daha iyi. Dolayısıyla bizim, hala götüren ve etkileyen kendi iç dinamiğimiz var” diye konuştu.

KRİZİ, FIRSATA ÇEVİRME İMKANIMIZ OLABİLİR
Krizin Türkiye’ye etkisinin sınırlı kalması için neler yapılması gerektiğine ilişkin soru üzerine Sabancı, “Tabii bir kere sakin olmamız ve istikrarı bozmamız lazım. Mali disiplini, bütçe disiplinini bozmamamız gerek. Bu disiplinleri bozmadan götürmek, geçmişten daha da çok önem kazandı” dedi.
Bu noktada Uluslararası Para Fonu (IMF) ile bir anlaşma yapılmasını arzu ettiğini kaydeden Sabancı, anlaşmanın çerçevesine yönelik soruyu şöyle yanıtladı: “Geçmişteki gibi değil ama yine de şu anda dünyadaki en önemli finansal akredite gruptur, bir ufak sigortadır, bir anlaşma yapmamız iyi olur diye düşünüyorum.

Temkinli olmamız lazım ama ben pozitif bir insanım biliyorsunuz. Her kriz aslında bir de fırsat getirir. Bu dönemi eğer Türkiye istikrarlı bir şekilde, mali disiplini bozmadan götürürse bunu bir fırsata çevirme imkanımız olabilir. Yani temkinli olmalıyız ama dünyada olanlara bakınca da bizim mali sistemimiz ve altyapımız oldukça dayanıklı gözüküyor.”

FAİZLER BİR SONUÇ, ENFLASYONİST BASKI VAR
Sabancı, “Merkez Bankası faizlerini yüksek buluyor musunuz, düşürülmesi beklentiniz var mı?” şeklindeki soruya da “Faizler bir sonuç, dolayısıyla Türkiye’de, dünyada da bir enflasyonist baskı var. Bunu göz ardı edemeyiz. Faizler, bunların bütününden çıkan sonuçtur. Başbakan da bugünkü basın toplantısında Merkez Bankası özgür demiş” yanıtını verdi.

Bu arada Başbakan Erdoğan’ın aynı zamanda kişisel olarak faizlerin biraz daha düşürülmesinden yana olduğunu da belirttiğinin hatırlatılması üzerine Sabancı, gülerek, “İş dünyası her zaman düşürülmesinden yana” dedi. Sabancı, ancak “mühim olanın piyasanın doğru olanı yapabilmesi” olduğuna dikkati çekti.