BIST 10.026
DOLAR 32,38
EURO 34,73
ALTIN 2.432,35
HABER /  GÜNCEL

Güneydoğu sokakları savaş alanı gibi!

Diyarbakır'da KCK duruşması için yürüyüş düzenleyen BDP'li gruba polis adliye önünde müdahale etti.

Abone ol

Diyarbakır' da KCK duruşması için yürüyüş düzenleyen BDP'li gruba polis adliye önünde müdahale etti. Göstericiler polise havai fişek atarken, polis göstericileri gaz bombalarıyla dağıtmaya çalışıyor. Hakkari, Yüksekova ve Mardin Nusaybin'de de olaylar çıktı. Nusaybin'de göstericilerin attığı molotof kokteylli yoldan geçen bir vatandaşın ayağına isabet etti. Vatandaşın ayağı yandı.



PKK’nın gizli şehir yapılanması Kürdistan Topluluklar Birliği Türkiye Meclisi (KCK/TM) davasının sürdüğü Diyarbakır adliyesi önünde olaylar çıktı.    

Adliye önünde toplanan bir grup, önlem alan polise havai fişek ve molotof kokteyli ile saldırdı. Polis grubu dağıtmak için gaz bombası ve tazyikli su kullandı. Adliye önü savaş alanına döndü.

Daha sonra göstericiler adliyenin değişik cephelerinden binaya taş ve molotof kokteyli ile saldırdı. Atılan taş ve molotof kokteyllerinden yaralanan bazı polisler, ambulanslarla hastaneye kaldırıldı. Adliye önünde gerginlik sürüyor.

HAKKARİ VE YÜKSEKOVA'DA DA OLAYLAR ÇIKTI

Hakkari ve Yüksekova İlçesi'nde BDP tarafından yapılan basın açıklamaları sonrası olaylar çıktı. Polis kendisine taş, molotof ve havai fişeklerle saldıran göstericilere gaz bombası ve tazyikli su ile müdahale etti.  

Hakkari'de BDP binası önünde toplanan aralarında BDP'li Belediye Başkanı Fadıl Bedirhanoğlu ve İl Başkanı Orhan Koparan'ından bulunduğu 500 kişi belediye binasına kadar slogan atarak yürüdü. Burada KCK operasyonları ve yöneticilerin mahkemede Kürtçe savunma yapmalarına izin verilmemesini protesto etmek için basın açıklaması yapıldı. Basın açıklaması sonrası dağılan 30 kişilik bir grup Dağgöl Mahallesi'nde yola barikat kurup ateş yakıp PKK ve Abdullah Öcalan lehine slogan atmaya başladı. Polisin dağılın uyarısına göstericiler taşla karşılık verdi. Bunun üzerine polis de göstericilere gaz bombasıyla müdahale etti. Olaylar ara sokaklarda sürüyor.

YÜKSEKOVA DA KARIŞTI   

Yüksekova İlçesi'nde de 2 bin kişi Diyarbakır'da başlayan KCK duruşmasını protesto etmek için basın açıklaması yaptı. Yüksekova-Şemdinli karayolu üzerinde yapılan basın açıklamasının metnini BDP'li Belediye Başkan Vekili Muhittin Önal okudu. Sıksık PKK ve elebaşı Abdullah Öcalan lehine slogan atılan basın toplantısı sırasında polis geniş güvenlik önlemi aldı. Basın açıklaması sonrası dağılan bir grup slogan atarak ilçe merkezine doğru yürümek istedi.

Ancak polis ilçe merkezine yürümek isteyen yaklaşık 100 kişilik gruba izin vermeyince olaylar çıktı. Polis kendisine taş, molotof ve havai fişeklerle saldıran göstericilere gaz bombası ve tazyikli su ile müdahale etti. Ara sokaklara dağılan göstericiler ile polis arasında kovalamaca yaşandı. Göstericiler ara sokaklarda barikat kurup ateş yakarak eylemlerini sürdürüyor.

ŞANLIURFA’DA ÖCALAN SLOGANLI YÜRÜYÜŞ

Şanlıurfa'da, BDP ile Urfa Kent Konseyi Girişimi tarafından ’Kürt sorununa demokratik çözüm’ adlı yürüyüş düzenlendi. Aralarında BDP Milletvekili İbrahim Binici, PKK elebaşı Abdullah Öcalan ve Murat Karayılan’ın kardeşlerinin de bulunduğu yaklaşık bin kişinin katıldığı yürüyüşte Öcalan posterleri ile PKK flaması açılıp, sık sık terör örgütü ve elebaşı lehine sloganlar atıldı.

Öğle saatlerinde Topçu Meydanı’nda toplanan yaklaşık bin kişi, burada PKK ve Öcalan sloganları atıp, Kürtçe müzik eşliğinde halay çekti. Kalabalık, daha sonra BDP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici, PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan ve PKK’nın lider kadrosundaki Murat Karayılan’ın kardeşi Bozan Karayılan’ın gelişinin ardından yürüyüşe geçti. Polisin geniş güvenlik önlemi aldığı kentte, kalabalık kol kola girip, PKK’yı simgeleyen renklerdeki bezler ve Öcalan posterleri açarak yürümeye başladı. Yaklaşık bir kilometre süren yürüyüş sırasında kalabalık sık sık, PKK ve Öcalan lehine Türkçe ve Kürtçe slogan attı.

ÖNÜMÜZDEKİ 3 AY HAYATİ BİR SÜREÇ

Yaklaşık bir kilometre yürüyen kalabalık, BDP İl binasının da bulunduğu Ahmet Bahçıvan İş Merkezi önünde durdu. Burada sloganlar atan ve zılgıtlar çeken kalabalığa, Kent Konseyi Girişimi Sözcüsü Ahmet Tutal hitap etti. Ellerinde PKK ve Öcalan lehine yazılı dövizler taşıyan kalabalığa konuşan Tutal, 9 maddeden oluşan ’Kürt Sorununa Demokratik Çözüm’ başlıklı deklarasyonu okudu.

Konuşmasında PKK elebaşı Abdullah Öcalan’a ’Sayın’ diye hitap eden Tutal, şunları söyledi:

"Önümüzdeki üç ay, Kürt sorununun çözümü veya çözümsüzlüğü noktasında hayati bir sürece işaret etmektedir. Bu süreçteki gelişmeler özelde Kürt, halkı, genelde ise Türkiye halkları açısından sarsıcı sonuçlar doğuracaktır. Kürt sorununun ulaştığı düzey, artık bu sorunun barış ve demokrasi zemini üzerinde çözülmesi gerektiğini, günden güne kendini daha da hissettirmektedir. PKK ve KCK, Kürt sorununun şiddet yöntemleri dışında çözme arayışını 1993’ten bu yana çeşitli dönemlerde ilan ettiği tek taraflı ateşkeslerle ortaya koymuştur. Fakat bu adımlara rağmen hükümetler ve devlet içerisindeki bazı kişiler, komplo ve savaş rantçılığını yaparak bu süreçler boşa çıkmıştır. Şiddeti körükleyecek ve bin yıllık kardeşliği zehirleyecek 50 bin kişilik paralı asker uygulaması çözümsüzlüğün dayatmasının göstergesidir. Silahları susturacak somut bir adım atılmamıştır. Bunun en somut örneği ise kendi cumhurbaşkanını zehirleyip öldürecek kadar gözü kara ve canileşmiş savaş rantçıların zihniyeti gerçekliğiyle karşı karşıyayız."

İŞTE DİYARBAKIR'DA YAŞANANLAR



AHMET TÜRK'ÜN 'BİLİNMEYEN DİL' ÖFKESİ
KONUYLA İLGİLİ DETAYLI BİLGİ DİĞER SAYFADA...
TIKLAYIN...

[PAGE]

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Genel Başkanı Ahmet Türk, ''Mahkeme dilimize 'bilinmeyen bir dil' diyor. 'Bilinmeyen bir dil' demek bize ve halkımıza hakarettir, bunu kınıyoruz'' dedi.Türk, DTK'nın İstasyon Meydanı'nda düzenlediği ''Demokratik Özerklik'' mitinginde yaptığı konuşmada, ''Kürtlerin özgürlük mücadelesi için her gün daha da fazla örgütlendiğini'' ifade etti.

''Kürt halkının demokratik özerklik için haykırdığı ve örgütlülüğünü güçlendirdiği'' iddiasını dile getiren Türk, şöyle konuştu:

''Bir taraftan halkımız ayakta mücadele verirken, diğer taraftan Kürt siyasetçileri tutuklanıyor. Kaç aydır siyasetçilerimize geri adım attırmak istiyorlar. Ama onlar onurlu mücadele verdi. Ana dillerinin arkasında onurlu bir duruş sergilediler. Ana dillerine sahip çıktıkları için önlerinde saygı ile eğiliyoruz. Zulüm ile Kürt halkını durduramazsınız. Barış ve eşitlik konusunda adımlar atılmasını istiyoruz. Fakat hala düşüncelerin ve beyinlerin bu konuda değişmediğini görüyoruz. Bugüne kadar halkımızın verdiği mücadelede yanlarında yer almayanlara da sesleniyoruz. Gelin bu mücadeledeki yerinizi alın. Halkımız kimliğini, dilini ve demokratik özerkliği istiyor. Birlik ve bütünlüğümüz arttığı sürece mücadeleyi kazanırız.

Mahkeme dilimize 'bilinmeyen bir dil' diyor. 'Bilinmeyen bir dil' demek bize ve halkımıza hakarettir, bunu kınıyoruz. Ama yıllardır bu halk bu dili konuşuyor. Birlik olsak kimse dilimizle alay edemez, bizi küçük göremez. Şüpheniz olmasın bu mücadeleyi kazanacağız. Bunun yolu da birlikten, beraberlikten geçer.''

Mitinge, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, DTK Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk ile BDP'li belediye başkanları, bazı sivil toplum örgütü temsilcileri ve çok sayıda kişi katıldı.

KÜRTÇE KONUŞAMAYAN SANIĞA HAKİM ESPRİSİ

HABERİN DEVAMI İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...

[PAGE]

PKK'nın gizli şehir yapılanması Kürdistan Topluluklar Birliği Türkiye Meclisi (KCK/TM) ana davasına bugün Diyarbakır 6'ıncı Ceza Mahkemesi'nde 15'inci duruşması bugün yapıldı.

Davada aralarında BDP'li belediye başkanlarının da bulunduğu 104'ü tutuklu 152 sanık yargılanıyor. Polis adliye çevresinde geniş güvenlim önlemi aldı.

Duruşmada yoklamanın ardından Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, iddianamenin okunduğu duruşmalarda bulunmayan tutuklu sanık Seyithan Haran ile ilgili suçlamaları okudu. Kürtçe konuşan ve kimlik tespiti yapılan Haran, doğum tarihinin söylenmesini isteyince durakladı. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Yılmaz, "Sanırım karıştırdın" diyerek espiri yaptı.

Sanık avukatlarından Mehmet Emin Aktar, müvekllerinin tutulduğu nezarethanelerin çok soğuk olduğunu belirterek, hakim tayin edilerek, insan sağlığına elverişli olup olmadığını incelemelerini istedi. Mahkeme bu talebi reddederek, sanıkların duruşma salonunda bekletilmesine karar verdi.

MAHKEME BAŞKANI UYARDI

Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, sanıkların savunmalarına geçeceklerini belirterek, "Daha önce Kürtçe savunma ısrarla talep edildi. Bizde yasalar çerçevesinde karar verdik. Her sanığa söz vereceğiz. Söz alan sanık, Kürtçe demiyorum Türkçe dışında da herhangi bir dilde konuşursa, diğer sanığa geçeceğiz" uyarısında bulundu.

İlk sözü alan sanıklardan kapatılan DTP'nin eski Genel Başkan Yardımcısı Kamuran Yüksek, konuşmasına Kürtçe başladı. Mahkeme Başkanı ise mikrofonun sesini kapatarak, "Sanık Kürtçe olduğu düşünülen dilde konuştu" diyerek, diğer sanığa söz verdi.

AVUKAT KOZAĞAÇLI: KÜRTÇE SORGU İSTİYORLAR

Bu sırada söz alan sanık avukatlarından Selçuk Kozağaçlı, sıkıntı ile karşı karşıya olduklarını söyledi. Kanunların müvekkillerine, 'Biz hakim karşısına çıkmak, suçlamalarla ilgili açıklama yapmak istiyoruz' hakkı tanıdığını söyleyen Kozağaçlı, "Benim müvekkillerim sorgu vermeyi, Kürtçe sorgu vermeyi istiyorlar. Ara kararla bunu sonuca bağlamış sayılmazsınız. Biz yargılamanın burada tıkanması taraftarı değiliz. Ağır bir hak ihlali ile karşı karşıyayız. Bu işlem tamamlanmayıncaya kadar avukatlar olarak söz almayacağız" dedi.

MAHKEME BAŞKANI: KÜRTÇE SAVUNMA KARARINA SAYGI DUYARIZ

Sanıkların söz vermeyi sürdüren Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz'ın, avukatlardan söz alan olup olmayacağı yönündeki birkaç yaptığı çağrı üzerine, avukatlar itiraz etti. Avukat Meral Danış Beştaş, yargılamanın hızlı yapılabilmesi için, her sanıktan sonra avukatların söz almayacakları yönünde karar aldıklarını bildirdi. Başkan Yılmaz da, "Her karara saygımız var. Kürtçe savunma hakkına da saygı duyarız" dedi.

Sanıklar ve avukatları ile Mahkeme Başkanı arasında da zaman zaman ilginç diyaloglar yaşandı. Sorgu için öğleden önceki bölümde söz verilen 31 sanığın tümü Kürtçe yaptıkları konuşmada, mahkeme heyetine 'Kürtçeyi engelliyorsunuz, zulüm ediyorsunuz' şeklinde tepki gösterdi. Sanıklardan Mehmet Abbasoğlu'na söz sırası geldiğinde savunmasını Kürtçe yapacağını, söyledi. Mahkeme Başkanı ise, "Daha önce Kürtçe bilmediğinizi söylemiştiniz" dedi.

Avukat Mehmet Emin Aktar, yeniden söz alarak, tutanaklara "Sanık Kürtçe olduğu düşünülen dilde konuştu" şeklinde geçtiğini bunun, sadece 'Kürtçe' olarak geçmesini talep etti. Mahkeme Başkanı ise, talebe karşılık, "Benim onu demem için Kürtçe biliyor olmam gerekiyor" diyerek talebi reddetti.

Tutuksuz yargılanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile tutuklu yargılana İHD Diyarbakır Şube BaşkanıMuharrem Erbey'in avukatı İbrahim Tali Uysal da, "Siz ne kadar inkar ederseniz edin, milyonlarca insan Kürtçe konuşuyor" şeklindeki sözleri üzerine Başkan Menderes Yılmaz, "Biz milyonlarca insanın Kürtçe konuştuğunu kabul ediyoruz. Bununla ilgili bir tavrımız yok. Söylenenler doğru değil" karşılığını verdi.

BAŞKANI YILMAZ: KÜRÇEYE SAYGILIYIZ

Ayrıca, sanıklardan Temer Tanrıkulu, Kürtçe konuşarak, "Ben savunmamı anadilde Kürtçe yapmak istiyorum. Türkçe'ye saygılıyım. Hani kardeşlik, hani barış" dedi. Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz'da, sanığın bu sözleri üzerine "Bizde Kürtçeye saygılıyız" karşılığını verdi.

Duruşmaya daha sonra 14.30'a kadar ara verildi.

DEMİRTAŞ'TAN MAHKEMEYE TEPKİ
HABERİN DEVAMI İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...


[PAGE]



CHP'Lİ TANRUKULU DA KATILDI

CHP Genel Başkanlığı'na seçilen avukat Sezgin Tanrukulu, daha önce duruşmalara sanık avukatı olarak katılırken, bugünkü duruşmayı CHP Genel Başkan Yardımcısı sıfatıyla izledi.

DEMİRTAŞ: SAVUNMA HAKKI İHLALİ

Duruşmaya verilen aranın ardından BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile yardımcısı Gültan Kaşınak, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Demirtaş, mahkeminin sürdüğünü ve nasıl sonuçlanacağını bilmediklerini belirterek, şöyle dedi:

"Bu tutum savunma hakkının ihlalidir, Adil yargının ihlalidir. Adil yargılanma hakkının ihlalidir. Türkiye'de ana dille ilgili bu kadar pozitif tartışma varken, bu pozitif tartışmanın mahkemeye yansımamış olması üzücüdür. Tabi ki, temennimiz bugün burada ana dille ilgili sorunun çözülmesi idi ama maalesef bu sorunun çözülmediği görülüyor, Günün ilerleyen saatlerinde ne olur bilmiyoruz ama, bugün zaten bir mitingimizde var. Anadilde eğitim hakkı, ana dilde savunma hakkının önemini bir kez daha hep birlikte vurgu yapacağız. Sonuç itibariyle bütün arkadaşlarımızın tahliye edilmesini de bekliyoruz"

Mahkemede yoklamada herhangi bir gerginlik yaşanmadığını belirten Demirtaş, "Kürtçe yoklama sırsısında arkadaşlar herhangi bir sıkıntı yaşamadı. Şunu kadar mahkemede her hangi bir sıkıntı yok. Ancak, mahkemenin tutumu devam ediyor. Yargılananların tutumu devam ediyor bir değişiklik yok" dedi.

KIŞANAK: HERKES ANA DİLDE SAVUNMA HAKKINA SAHİPTİR

BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, gazetecilere nasıl soru sormaları gerektiğini söyledi. Kışanak, gazetecilere, "Kürtçe savunma talebi sürecek mi?" sorusu yerine, "Mahkeme bu hukuksuzluğa devam edecek mi?" şeklinde sormalarını gerektiğini ve doğrusunun da bu olduğunu söyledi. Kışanak, şöyle devam etti:

"Çünkü ortada evrensel insan haklarına göre en doğal, en vazgeçilemez hakkından bahsediyoruz. Ve bu hakkı kullanma hakkından bahsediyoruz. Türkiye'nin altına imza koyduğu söylemlerden doğan yükümlülükleri var. Lozan sözleşmesinden doğan yükümlülüğü var. Bu kadar bariz, net tanımlanmış bir hakkı ihlal eden bir durum söz konusu. Doğru soru mahkeme hukuğu ihlal etmekte ısrar edecek mi sorusudur. Yoksa insanların kendi ana dillerinde konuşmalarını talep etmeleri bir ısrar etme konusu değildir. Bir tercih ya da tutum değildir. Her insan kendi ana dilinde kendisini savunma hakkına sahiptir. Bunu kullanmasını engellemek anormal bir şeydir"