BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

Gir Kandil’e, kazı PKK’nın kökünü!

Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, Kandil'e girmek için neden üç şart sıraladı? Asker aslında ne demek istedi?

Abone ol

Radikal Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can'a göre Özel, Kandil’e girmenin zorluğu ve anlamsızlığını anlatmak için 3 şartı sıraladı.

Asker gerçekten Kandil'e girmek istiyor mu? Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'in basına yansıyan sözleri gündeme bomba gibi düştü. Kandil'e girmek için üç şart sıralayan Özel, aslında ne demek istedi?

Radikal'in tepe ismi Eyüp Can, bugünkü Kandil'in şifresini araladı. Can, o açıklamaların arka planını yazdı:

DESTİCİ'NİN TEMENNİSİNE CEVAP

"İşte bu ortamda BBP Genel Başkanı helikopterin düşmesiyle ilgili soruların ardından Genelkurmay Başkanı’na “Kandile niye girmiyoruz?” diye sordu.
Sorudan çok, milliyetçi bir partinin genel başkanının temenni cümlesiydi bu.
“Daha ne bekliyorsunuz, girin Kandil’e ve altını üstüne getirin” anlamında hayli yaygın bir temenni.
Bunun üzerine Genelkurmay Başkanı 3 başlıkta Kandil’e girmenin askeri, siyasi ve insani açıdan zorluklarını anlattı.
“Devlet kararı gerekir” dedi, “Amerika ve Irak’ın ikna edilmesi gerekir” dedi ve en önemlisi “Muhtemel ağır kayıplara kamuoyunun hazır olması gerekir” dedi.
Askerin Kandil’e karadan girmek istediğini ne ima etti ne de bu anlama gelebilecek bir cümle kurdu.
Aksine, bu üç şartı Kandil’e girmenin zorluğu ve anlamsızlığını anlatmak için saydı.
Fakat BBP Genel Başkanı Destici, Özel’in saydığı şartları askerin Kandil’e girme şartları olarak anladı. Ya da öyle anlamak istedi.
Nitekim Ömer Şahin’e o görüşmede geçen konuşmaları kendi anladığı ya da anlamak istediği şekliyle aktardı.

ASKER ÜZÜLMEKTE HAKLI

Konunun hassasiyetini ve tek yanlı aktarımın sakıncalarını bildiğimiz için biz bu haberi Radikal’de ‘Asker Kandil’e girmek istiyor’ tonunda vermedik.
Fakat buna rağmen Ömer’in kulis haberi ertesi gün birçok gazete ve internet sitesinde sanki asker Kandil’e girmek istiyor, hükümet ya da ABD engel oluyormuş gibi sunuldu.
Bunun üzerine Genelkurmay, “O görüşmeye farklı anlamlar yüklenmesine üzüldük” açıklaması yaptı. Genelkurmay üzülmekte haklı.
Asker her fırsatta bu sorunun sadece güvenlik sorunu olmadığını, asimetrik bir savaşta düzenli ordu mantığıyla hareket edilemeyeceğini, Kandil’e kara kuvvetleriyle girmenin zorluklarını, girilse bile bu sorunun Kandil’e girerek çözülemeyeceğini anlatıyor ama hâlâ bazı siviller askere “Kandil’e gir” gazı veriyor.
“Daha önce girildi de ne oldu?” diyen yok.
“Sonuç alınır, alınmaz?” soran yok.
“Kaç cana mal olur?” önemi yok.
“Gir Kandil’e, kazı PKK’nın kökünü!”
“30 yıldır kan akıyor, kök nerede, Kandil nasıl bir yer?” düşünen yok."

ÖZEL'İN KANDİL TESPİTLERİ DOĞRU MU? DENİZ ZEYREK YAZDI... SONRAKİ SAYFADA

[PAGE]

Genelkurmay'ın, Kandil'e kara harekâtının zorlukları ve olası sonuçlarına dair çalışmaları mevcut. Tespitler objektif şartlara dayanıyor.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ’in Kandil ’e yönelik bir kara harekâtıyla ilgili BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’ye yaptığı değerlendirmeler, bazı yorumcular tarafından “Genelkurmay operasyon yapmak istiyor ama koşullar uygun değil” şeklinde algılandı. Oysa Destici tarafından Radikal aracılığıyla kamuoyuna yansıtılan bu değerlendirmeler, Türk Silahlı Kuvvetleri ’nin herhangi bir kara harekâtının olası unsurlarıyla ilgili tespitlerinden ibaretti. Genelkurmay, BBP’nin de aralarında bulunduğu bir kesimin ısrarla talep ettiği bir kara harekâtının yapılması durumunda ortaya çıkacak sonuçları ve sorunları değerlendirmek zorunda. Genelkurmay’ın arşivlerinde de böyle bir operasyonun nasıl yapılabileceğine ve nasıl sonuçlanabileceğine dair somut çalışmalar bulmak mümkün. Radikal'den Deniz Zeyrek yer haberde sözü edilen üç unsuru böyle değerlendirdi:

1- Devlet kararı olmalı: Kara harekâtı TBMM’nin hükümeti yetkilendirmesiyle ancak mümkün oluyor. Ancak böylesine bir operasyonun devletin bütün kurumlarıyla birlikte halk tarafından da desteklenmesi şart. Devlet kararından kastedilen şey, bu ulusal mutabakatı yansıtıyor.

2- Uluslararası kamuoyunun tepkisi dikkate alınmalı: Türkiye , 1990’dan beri Kandil’e olmasa da Türkiye ’ye daha yakın bölgelerdeki PKK kamplarına irili ufaklı 27 sınırötesi kara operasyonu düzenledi. 1997’de 7. Kolordu Komutanı Korgeneral Yaşar Büyükanıt ’ın koordinasyonunda düzenlenen Çekiç operasyonunda birçok PKK kampı ele geçirilse de birlikler geri çekildikten sonra PKK yeniden bölgeye yerleşmişti. Son sınırötesi operasyon Güneş Harekâtı adıyla bu kez Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde 21 Şubat 2007’de kış koşullarında gerçekleşti. AB “ Türkiye ’nin kaygılarını anlıyoruz, ancak Irak’ın toprak bütünlüğüne önem veriyoruz ve harekâtın en iyi yanıt olmadığını düşünüyoruz” açıklaması yaptı. BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon da ‘sınırlara saygı’ uyarısında bulunmuştu. ABD ise operasyonun en kısa sürede bitirilmesini istemiş ve bölgenin istirarsızlaştırılmaması gerektiğini dile getirmişti. Aynı şekilde, Mesud Barzani, Celal Talabani memnuniyetsizliklerini dile getirirken, İngilizler, Ruslar, Almanlar ve Avustralyalılar Türkiye ’yi Irak’ın egemenliğine saygı duymaya çağırmıştı. Kandil ’e bir kara harekâtı Güneş Harekâtı’ndan en az beş kat daha büyük ve daha uzun süreli olmak zorunda ve öyle bir operasyonda Türkiye BM Güvenlik Konseyi’nin gündemine gelebilecek sorunlarla karşılaşabilir. ABD ’nin desteği alınsa bile, Rusya ve Çin Türkiye aleyhine kararlar çıkarmak için BM Güvenlik Konseyi’nde bastırabilir. Uluslararası kamuoyundaki ‘işgalci ülke’ yaftası da cabası...

3- Kayıplara hazırlıklı olunmalı: PKK 1998’den beri Türkiye sınırından kuş uçuşu 150 kilometre güneyde olan Kandil ’i komuta karargâhı olarak kullanıyor. Kandil , Erbil, Süleymaniye gibi Kürt kentlerine yakınlığı nedeniyle de stratejik bir bölge olarak görülüyor. Erbil’e yaklaşık 100 kilometre uzakta bulunan Kandil bölgesinde Kuzey Iraklı Kürtlerin de yaşadığı ikisi büyük onlarca yerleşim yeri ve köy mevcut. PKK yönetici kadroları, bugüne dek hava operasyonlarında bu yerleşim yerlerinde saklanmıştı. Hava operasyonlarından sonra PKK , Avrupa’da “siviller vuruldu” propagandası yapmıştı.
Kamuoyunda zaman zaman “İran yapıyor, biz neden Kandil ’e operasyon yapamıyoruz” sorusu gündeme geliyor. Bunun çok basit bir coğrafi sebebi var: Kandil Dağı’nın bir kısmı İran topraklarında yer alıyor ve İran ordusunun operasyon yapmak için 200 kilometre kat etmesi gerekmiyor. Kandil ’e kuzeyden karayolu ile gitmek pek mümkün değil. Güneyindeki Erbil’den, Kandil civarındaki yerleşim yerlerine dek çıkan karayolu bittikten sonra kontrol PKK ’ya geçiyor. TSK’nın Kandil ’e kapsamlı bir kara harekâtı düzenleyebilmesi için önce Türkiye ’nin hemen güneyindeki Metina ve Gare bölgelerini, Zagroslar’ı, Hakurk’u, Zap’ı ve Haftanin’i ele geçirip tutmak gerekiyor. Ardından Kandil ’e uzanan bölgedeki Sidekan, Diana, Revanduz ve Ranya gibi PKK kampları var. Son aşamada da Kandil ’e en yakın bölgedeki yerleşim yerleriyle iç içe geçmiş PKK kamplarının ele geçirilmesi gerekiyor. Bu nedenle çok uzun sürmesi gerekecek bir harekâta çok sayıda askerin katılması şart ve bu da kayıp olasılığını arttırıyor. Küçük çaplı bir savaş tatbikatına dönüşecek harekâtın olumsuz sonuçları minimum tutulsa bile çok şehit verilebilir. Bütün bu bedellere rağmen PKK ’nın tamamen temizlenememesi ve TSK çekildikten sonra yeniden bölgeye yerleşmesi ihtimali de var.