Gaziantep: Suriyeliler ve işsizlik gündemiyle seçim

AKP'ye Türkiye ortalamasının hep 10 puan üzerinde oy vermiş olan kentte sokağın gündemi Suriyeli göçmenler ve işsizlik. Alper Ballı kentin nabzını tuttu.

MHP'nin ilk sıra adayı Ümit Özdağ'ın seçim bürosu hareketli.

"Ben bir anket yaptırdım, seçmen en önemli sorunu kentteki Suriyeliler olarak görüyor. Yüzde 84 bu yanıtı vermiş, ardından işsizlik, pahalılık.."

Özdağ'ın anketinde çıkan sıralama aslında Gaziantep sokaklarındaki sıralamayla da örtüşüyor.

Suriyelilerle ilgili sorun olarak dile getirilenler, ağırlıklı olarak ekonomik ve sosyal konular üzerine yoğunlaşıyor. Ucuz işgücü olarak görülüyorlar, kayıtdışı çalıştırılıyorlar, ev kiralamaya giriştiklerinde de fahiş fiyatlarla karşılaşıyorlar.

Buna yerel halkın bakışı ise, 'Suriyeliler işlerimizi çalıyor, onların yüzünden ev kiraları arttı' oluyor.

Suriyeli sığınmacıların kamp dışında yoğun olarak yaşadığı yerlerde meydana gelen çatışma, hırsızlık gibi asayiş olayları da varolan duyarlılık nedeniyle tepkiyi güçlendiriyor.

Bütün bunlar da, Gaziantep ekonomisinin sıkıntılı bir süreçten geçtiği bir dönemde yaşanınca Suriyelileri 'sorun' olarak ilk sıraya çıkarıyor.

MHP adayı, Suriyelilere çadır kamplarda bir yaşam değil, geri dönebilecekleri bir vatan vermek istediklerini söylüyor. Suriye'de barış kurulurken de, MHP'nin katkısının radikal dinci grupların Suriye'ye geçişine engel olmak olacağını vurguluyor Özdağ.

Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekili, eski Sanayi Odası Başkanı Nejat Koçer ise, Suriyelilerle ilgili sorunların ciddi olduğunu, ama bir önceki seçimdeki kadar ana başlık olarak kampanya gündeminde yer almadığını, seçmenin kendilerine Suriyelilerin 'ne zaman gideceklerini' sorduklarını aktarıyor.

İktidar partisi, ölümden kaçan insanlara kucak açtıklarını anlatıyor seçmene.

Asıl öne çıkan ise, Koçer'e göre, muhalefetin "populist, hamasi vaatleri."

37 gün önce kampanya başladığında seçmenin kafasını biraz karışmış, ama Koçer, seçmenin bu "hamaset"e prim vermediğini ve istikrarın önemini, bütçesi olmayan kaynağın verilmeyeceğini anladığını savunuyor. "Seçmen siyasi istikrarın ekonomik istikrar getireceğini düşünüyor" diyor.

Koçer, işsizliğin arttığı savlarına da karşı çıkıyor ve sanayicinin işçi bulamamaktan yakındığını söylüyor. Koçer'e göre, sorunlardan biri de iş arayanların iş beğenmemesi.

Kampanyası dikkatle izlenen parti ise HDP.

CHP'li eski belediye başkanı Celal Doğan listenin ilk sırasında. Adaylardan ithalat-ihracatçı Osman Demirci, il eşbaşkanı Mehmet Karayılan'la sorularımızı yanıtlarken, Suriyelilerin istismar edilmesine son verilmesi ve kent yaşamına entegre edilmesi, kayıt altına alınması için kampanya yürüttüklerini söylüyor.

Demirci'ye göre, kentte işsizlik ve hayat pahalılığı sorunları var, ama göze batan Suriyeliler.

Barış sürecinde gelinen nokta HDP'nin kampanyasının öne çıkan unsurlarından.

İl eşbaşkanı Karayılan, Kürt seçmende hükümetin ve cumhurbaşkanının Kürt sorununa ilişkin söylemlerinin rahatsızlık yarattığını söylüyor. Roboski ve Kobani'de yaşananların üstüne bir de 'Kürtler daha ne istiyor' açıklamaları gelince AKP ile Kürt seçmen arasına mesafe girdiğini savunuyor HDP.

600 bin seçmene sahip kentte Kürt seçmen sayısı 70-80 bin civarında.

Selahattin Demirtaş'ın da cumhurbaşkanlığı seçiminde 83 bin oy aldığı dikkate alındığında, barajı aşması durumunda en az bir milletvekili çıkarması sürpriz olmayacak HDP'nin. İkinci milletvekilini çıkarabilmesi ise, HDP'nin barajı geçmesi için kendisine 'ödünç oy' verecek seçmeni; bu oyların AKP'nin planlarına destek olarak kullanılmayacağına ikna edip etmemesinde yatıyor.

Zira AKP'ye karşı stratejik oy kullanmayı düşünen seçmenin kaygısı oylarının AKP'yi iktidarda tutmak için pazarlık masasında kullanılması.

HDP il eşbaşkanı Karayılan, bu olasılığa Demirtaş'ın net olarak 'hayır' dediğini hatırlatıyor.

Gaziantep'te CHP, 2011 seçimlerinde yaklaşık bin oy farkla üçüncü milletvekilliğini kılpayı farkla kaçırmıştı. Bunu telafi etmeye çalışıyor, ancak bunda zorlanacağı açıkça görülüyor.

İlk zorluk, HDP'ye kayabilecek oyları tutabilmek, ikincisi eski belediye başkanı Celal Doğan'ın HDP'den adaylığı, üçüncü zorluk ise kendinden kaynaklanıyor. Ön seçim yapılmayan kentlerden olan Gaziantep, ön seçim yapılan kentlerdeki ivmeyi yakalamış görünmüyor.

CHP'nin il kadın kolları başkanı, milletvekili adayı Semra Harman, Celal Doğan faktörünün, eski belediye başkanının "siyasetteki zigzagları" yüzünden tabanda varolan tepki nedeniyle büyütülmemesi gerektiği görüşünde.

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı vaatlerin toplumda karşılık bulduğunu savunan Harman, CHP seçmeninin HDP'ye "etnik siyaset" yaptığı gerekçesiyle 'ödünç oy' vermeyeceğini söylüyor.

AKP'nin en güçlü olduğu kentlerden Gaziantep'te ekonomik daralma nedeniyle organize sanayi bölgesinden yoğun işten çıkarmaların yaşandığını kaydeden Harman, ekonomideki karamsar tablonun faturasını AKP'ye çıkaracak seçmenin CHP'ye yöneleceğini savunuyor.

Bu yönelim gerçekleşir mi gerçekleşmez mi bilinmez, ama işsizlik seçimlerin belirleyici faktörlerinden biri olacak gibi görünüyor.

DİSK Bölge Temsilcisi Ali Güdücü, TÜİK rakamlarına göre yüzde 9'un biraz üzerindeki işsizliğin aslında iki kat olduğunu savunuyor.

Muhalefetin asgari ücret vaatlerinin bu çerçevede DİSK'in asgari geçim tutarı hesaplarının altında olduğuna dikkat çeken Güdücü, şu hesabı yapıyor:

"2002 yılında asgari ücret 126 liraydı ve bununla 26 gram altın alınabiliyordu. 2015 yılında 26 gram altının fiyatı 2,600 lira. Örneğin CHP'nin teklif edilen asgari ücret artışında bile işçinin 9 gram altını kaybolmuş oluyor."

AKP'ye sadık kent

Seçmen bu denli ince hesap yapacak mı, onu pazar günü sandıklar açılınca görebileceğiz. Ancak Gaziantep'te Adalet ve Kalkınma Partisi'nden milletvekili almak kolay olmayacak.

AKP'nin kentte aldığı oy, Türkiye ortalamasının hep 10 puan üzerinde olmuş. 2011 seçimlerindeki oy oranı da yüzde 60 civarında. Bu oy oranı, iktidar partisine 12 milletvekilliğinden dokuzunu kazandırdı, kalan üç milletvekilliğinden ikisini CHP birini de MHP kazandı.

Şimdi HDP'nin de yarışa katılmasıyla tablo yeniden şekillenecek. Ama yeni tablonun nasıl oluşacağı, en başta söylediğimiz sorunlardan seçmenin kimi sorumlu tutup, çözüm için hangi partiyi daha güvenilir göreceğine bağlı olacak.