BIST 10.657
DOLAR 32,06
EURO 34,81
ALTIN 2.423,18
HABER /  GÜNCEL

Gülen AB'yi neden istiyor?

Fethullan Gülen Avrupa Birliği'ne (AB) karşı değil. Karşı olanların gerekçelerini sıralayan Gülen, neden AB'yi istiyor? İşte Gülen'in gündeme ve AB'ye ilişkin görüşleri.

Abone ol

Fethullah Gülen, Türkiye’de hak arama mücadelesi adına sokağa dökülenler arasında kargaşa çıkartmak isteyenlerin bulunduğunu söyledi. Gülen, devletin dışında bazı özel birliklerin bir yerden düğmeye basılınca sokaklarda kargaşa çıkardığını dile getirdi. 6 yıldır sağlık sorunları sebebiyle gurbette yaşayan Fethullah Gülen, Samanyolu Televizyonu’nda yayınlanan röportaj serisinin beşinci bölümünde Avrupa Birliği süreci ve sokak hareketlerine ilişkin görüşlerini açıkladı. Problemlerin çözüm yerinin sokak olmadığını söyleyen Gülen, şöyle konuştu: “Sokak problemlere problem ilave eder. Aslında sokağa dökülen insanların hepsi bir hak alma mülahazasıyla sokağa dökülmüyorlar. Onlara karşı çıkanlar da yine hak adına yapmıyorlar bunları. Bu ülkede kargaşa olsun diye yapıyorlar. Bana öyle geliyor ki, Türkiye’de devletin dışında hususi oluşturulmuş birlikler var. Bir yerden düğmeye basınca harekete geçiyorlar gibi. Bunlar sokaklarda kargaşa çıkarıyorlar. ‘Cumhuriyet gidiyor’ adına da olsa kargaşayı çıkaran bunlar. Karşı çıkanlar da yine o başıbozuk insanlar. Türkiye’de kargaşayı çıkaran da aynı ekip, onlara karşı çıkanlar da aynı ekip.” Fethullah Gülen, STV’de yayınlanan televizyon dizisi Şubat Soğuğu’na atıf yaparak dizide resmedildiği gibi Türkiye’de istikrardan, Müslümanların başarısından, huzurdan hoşlanmayanların bulunduğuna dikkat çekiyor. Gülen şunları söyledi: “Türkiye’de istikrardan, Müslümanların başarısından, huzurdan hoşlanmayan ve Türkiye’nin her zaman böyle cankeş gibi yaşamasını arzu eden, ‘istedikleri gibi kullansınlar ve kullanmadıkları zaman da partal bir eşya gibi bir yana atsınlar’ mülahazasını taşıyan insanlar her iki tarafı da idare ediyor. Topyekûn millet olarak bu düşüncelere karşı çıkmalı. Buna devletin içinden derin devlet diye de bir şey derler. Birileri yapsa bile buna karşı çıkmak lazım. Tavırlarınızla, medyayla buna karşı çıkmak lazım. Karşı çıkmak şöyle olmalı: Halk uyarılmalı bu mevzuda, oyuna gelmesinler, bu kavgaya katılmasınlar, bu kavga Türkiye’nin aleyhinde olur. Türkiye’nin kredisine dokunur. Türkiye dünyada itibarını yükseltiyor. Devletler muvazenesinde yerine doğru yürüyor. Bu güzelim yürüyüşün önünü almamak lazım. Türkiye varabileceği yere gitsin. İşte bu mülahazayla ona böyle karşı çıkmak lazım. Halkı aydınlatmak lazım. Sakın karışmayın devletin ordusu var, devletin polis teşkilatı var, emniyet teşkilatı var. İstihbarat ne güne var? Hadiseler olmadan onları tespit etsinler, haber versinler ve nasıl uyuşturucuda, bombada haberdar oluyor, anında başkalarının arzularını kursaklarında bırakıyorlar. Bu mevzuda da yaparlar vazifelerini ve suiniyetli insanların arzuları kursaklarında kalır. Bu işi doğrudan doğruya hukuk devletinin gereği olarak yapacak insanlar varsa sağdan soldan o işe karışmak, problemi derinleştirir, çözülmez hale getirir.” AB konusunda da görüşlerini açıklayan Fethullah Gülen, kendi değerlerimizden şüphe duymadığı için eskiden beri Avrupa Birliği’ne girmede mahzur görmediğini söylediğini hatırlattı. Gülen, “Kendi değerlerinin gücünden şüphe eden ve Avrupa Birliği’ne girdiği zaman kendi değerlerini koruyamayacağından endişe taşıyan insanlar AB’ye girmeye karşı olabilirler.” diyor. Karşı olanların bir kısmının yıllarca Müslümanlıklarından dolayı, ‘Hıristiyan kulübü’ dedikleri için inatlarından, bir kısmının ise bu işin Müslümanlara mal olmasını hazmedemediği için onlarla aynı çizgide olmamak için muhalefet ettiklerini kaydeden Fethullah Gülen sözlerini şöyle sürdürüyor: “Parlamento’nun dışında birileri bir muhalefet oluşturarak, dikkatleri üzerlerinde toplamak istiyor ve ileriye matuf belli yatırımlar arkasında koşuyorlar. Samimi bulmadığımdan dolayı bu meselelerin üzerinde durmayı da düşünmüyorum. Samimi bulmuyorum ben AB karşısında olmayı. Kaldı ki Avrupa Birliği’ne hemen alacaklar mı, almayacaklar mı? O da belli değil. Yani alacağız deseler bile 10-15 sene sürer. Evet, meselenin mantığı yok, muhalefetin mantığı yok.”