BIST 10.209
DOLAR 32,37
EURO 34,78
ALTIN 2.395,33
HABER /  GÜNCEL

Feyzioğlu: Bu siyasetse siyaset yapıyorum

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Danıştay töreninde ‘siyaset yaptı’ eleştirilerine “Bu siyasetse siyaset yapıyorum” diye cev...

Abone ol

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Danıştay töreninde ‘siyaset yaptı’ eleştirilerine “Bu siyasetse siyaset yapıyorum” diye cevap verdi.
Danıştay’ın kuruluş yıl dönümünde Başbakan Erdoğan’la yaşadığı diyalogla Türkiye gündeminde oturan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, İzmir Ege Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Topluluğu’nun düzenlediği ‘Gençler Soruyor Feyzioğlu Yanıtlıyor’ etkinliğine katıldı. Feyzioğlu, söyleşide, siyaset yaptığına ilişkin eleştirilere cevap verdi. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve ana muhalefet partisinin bulunduğu bir törende sorunları konuşmak siyasetse siyaset yaptığını söyleyen Feyzioğlu, halk ‘devam’ derse rahatsız etmeye devam edeceğini, ‘sus’ derse yine halkın kararı olduğunu belirtti.
Konuşmasında Danıştay töreninde Başbakan Erdoğan ile tartışmasına değinen Feyzioğlu, Danıştay konuşmasında siyaset yapmadığını öne sürerek şöyle konuştu: “Ne yaparlarsa yapsınlar ne kadar tehdit ederlerse etsinler ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar, toplarıyla tüfekleriyle, bizim birbirimize olan sevgimizi önleyemeyecekler. Alışmamışlar insan için bir şey söylenmesine, hizmet edilmesine, merkeze insanın konduğu hukuka. Ne dersek siyaset yapıyor diyorlar. Bu siyasetse siyaset yapıyorum. Bu birilerinin dediği gibi seviyesiz siyasetse seviyesiz siyaset yapıyorum var mı? Ama biz buna insanlık diyoruz. Biz buna insan odaklı hukuk diyoruz, insan merkezli hukukçuluk diyoruz. İnsanlığı hatırlasınlar insan olmanın ne demek olduğunu gördüklerinde yaptığımızı kendi yaptıkları siyasete hiç benzemeyen bir hukukçuluk olduğunu görürler.”

“İNSANA DAİR HER ŞEY YARGININ SORUNUDUR”
Danıştay’daki Van konuşmasının ‘yeri olmadığı’na ilişkin eleştirilere de yanıt veren Feyzioğlu, “Neymiş efendim başkanı Van’da konteyner kentte açıkta kalan 44 kiracının derdini selam getirdim diye dile getiremezmişim. Yeri burası değilmiş. Yeri neresi? İşte orada bunu çözecek herkes. Açsın okusunlar. Anayasanın 2. maddesi ‘Türkiye Cumhuriyeti sosyal hukuk devletidir’ diyor. O değiştirmeyi kafalarına koydukları Anayasanın 2. maddesi. Diyorum ki bütün mal sahiplerine yıkılan evleri verdiniz Allah sizden razı olsun. Biz hepimiz seferber olduk. Sadece Ankara Barosu 5 TIR malzeme topladı. Van’ın acısı bizim acımızdır dedik. Kuradan çıkmayanlar ne olmuş. Bu kadar insanı ve hukuki bir talebi getirmekten ibaret. Yargının sorunu değilmiş. Nerede insanın sorunu vardır, yargının sorunudur. İnsana dair her şey yargının sorunudur. 1 Mayıs’ı gündeme getirme yeri orası değişmiş. AİHM 1 Mayıs’ı yasakladığınızda Türkiye’yi mahkum etti. İnsanların istedikleri meydanda bu bayramı kutlama hakları vardır dedi. Siz yine yasakladınız. Ama cümle yapıcı başlıyor.2011’de meydanı açtınız teşekkür ederiz gurur duyduk ama 2014’teki yasağınız devletimizin polisi ile yurttaşı provokatörlerin çabasıyla karşı karşıya getirdiniz.”

“BAŞBAKAN’IN MAHKUM EDİLMESİNE DOĞRUDUR DİYEN VAR MI?”
Konuşmasında Başbakan’ın şiir okuması nedeniyle mahkum edilmesini de eleştirdiğini kaydeden Feyzioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yanlış var mı? Asla yok. 1960’ta bu ülkede başbakanı astı. Acısını yüreğimizde taşıyoruz. Üzülmeyenimiz var mı? Deniz Gezmişlerin asılmasına üzülmeyeniniz var mı? Sayın Başbakan’ın belediye başkanlığı döneminde şiir okuduğu için mahkum edilmesine ‘Doğrudur’ diyen var mı? Hemen arkasından da Hrant Dink’in cımbızla seçilmiş cümlesini gerekçe gösterip cahilce mahkum edenleri kınıyorum. Sivas’ı Çorum’u Kahramanmaraş’ta kaynayan kazanlara atılarak öldürülen yurttaşlarımızı burada anmayacak mıyız? Ne demek yeri değilmiş. Yeri miting meydanları mı?”

“SUS DERSENİZ KARAR SİZİN”
Konuşmasında siyasetçilere seslenen Feyzioğlu, güç kimin eline geçtiyse ülkeye barış ve mutluluk getirmesini istedi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 30 Mart seçimleri gibi göz oymadan yapılması gerektiğini belirten Feyzioğlu, ”O zaman gelin süreci birbirimizi kucaklayarak götürelim derken, iletişim kuralım derken kıyamet kopuyor. Ama ben düşman ilan edilmeye bütün gazetelerinde hedef gösterilmeye her türlü tehdite hepsine bin kere katlanmaya arazıyım. Söylediğimiz doğruysa ‘devam’ diyorsanız ben devam edeceğim. Deseniz ki ‘sus’, karar sizin. Bu ülke çok zulüm gördü. Açık konuşalım şapkamızı önümüze koyup konuşalım. Bu ülkede Atatürk’ü anamayanlar, Atatürk ayağa kalksa sen Kemalistsen ben değilim deyip sopayla kovalayacağı insanlar, kızlarımızı başı kapalı diye üniversite kapısından döndürdü. Elimizi yüreğimize koymadık. Zor durumda olanları sahiplenmek için örgütlenmedik. Şimdi birileri çıkmış paarmak sallayarak başını açacaksınız diyor açmıyor açmayacak. Başı açığımız, başı kapalımız, Alevimiz Sunnimiz, Türk’ümüz Kürt’ümüz bir elin beş parmağı gibiyiz. Dünya görüşümüz ayrı olabilir. Siyasetçi olarak bakışımız olabilir ama kolumuz birdir. Biz Türk milletiyiz. Her insan değerdir, değerlidir” dedi.

“SATIR SATIR OKUYUN”
İnsanları biat eden, göbek kaşıyan, cahil, anlamaz bilmez diye küçümsemek, başı açıksa böyledir başı kapalıysa şöyledir diye kategorize etmek, eline içki alıyorsa dinsizdir almıyorsa yobazdır diye etiketlemek yerine hepimiz insanız denirse daha farklı bir dünya oluşabileceğini kaydeden Feyzioğlu, “Danıştay konulmasını lütfen satır satır okuyun. O konuşmada Türkiye’yi insani hukuk anlayışı ile kucaklayan bir yaklaşım vardı. Türkiye’yi dışarıda bir tek yurttaşı bile öksüz bırakmayacak şekilde sahiplenen bir hukuk anlayışı vardı. Öfkelendiren budur. Öfkelendirmeye siz istiyorsanız devam” diye konuştu.

“100. YIL MARŞINI YAZACAĞIZ”
10. yıl marşını, 100. yılda da söylemeye devam edeceklerini kaydeden Feyzioğlu, şu ifadelere yer verdi: “Buraya Sarı Saçlım Mavi Gözlüm çalıyordu. 10. yıl marşımızı da 100. yılımızda gururla söylemeye devam edeceğiz. Birileri varsın küçümsesin. ‘10 yıla kadar neler yaptınız’ diye. Bilsinler ki bu cumhuriyet 1 lira dış borç alamdan ve Osmanlı’nın bütün borçlarını tıkır tıkır ödeyerek bu işleri yaptı. 10 yılda yaptığı mucizedir mucize ama bu mucizenin değerini bilip daha yüzlerce yıl millet bu marşı söylerken bizim görevimiz, cumhuriyetin 100. yıl marşını bestelemek. 10. yıl marşı ile gurur duymaya devam ama sermayesini yemeye hayır. 10 yılın sermayesini zaten yiyen yedi, satan sattı. 100. yıl marşımızı yazacağız sizinle mücadelemiz budur. Bu cumhuriyetin 100. yıl marşında devlet dairelerin ön kapıları protokole değil sıradan diye küçümsedikleri yurttaşa açık olmalı. Bu cumhuriyet 100. Yılında eğitim politikasını insan planlamasını bitirmiş ve pırıl pırıl güvenli geleceğe yol alıyor olmalı. Yüksek teknoloji üretimini zirveye taşımış olmalı ki, hala inşaat sektörüne şişirilmiş bir ekonomi değil gerçekten dünya liderliğine oynamalı. Sanatı ve sanatçıyı baş tacı etmeli. Sanatın köleleştirildiği bir yete bilim gelişemez. Sanatın içine tükürenler, toplumu tavuk toplumu olmaya mahkum ediyorlar. Yani yumurtası sürekli altından alınan sömürülen toplum. Biz 100. Yıl marşımızda sömürüye hayır diyeceğiz var mısınız?”

“RAHATSIZ OLMAYA DEVAM EDEBİLİRLER”
Bugünlük sohbetin sonuna geldiklerini ama verecekleri rahatsızlığın son bulmadığını belirten Feyzioğlu, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Rahatsız olmaya devam edebilirler. İnsani hukuktan rahatsızlık duyanlar istedikleri kadar rahatsız olabilirler. Biz insan demeye, insani hukuk demeye, sosyal hukuk devleti demeye, ödleri koparsa da Atatürk demeye, hiç hoşlanmasalar da bu milleti inanan inanmayan diye din istismarı yaparak birbirine düşüremeyeceksiniz, hepimiz kardeşiz demeye devam edeceğiz. Tek kişi kalsam bile diyecektim ama tek kişi kalma gibi bir ihtimalim yok. Üslübumuz yapıcı tarzımız herkesi kucaklayıcı.”
(İHA)