BIST 10.740
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.515,39
HABER /  POLİTİKA

Felsefenin hikmeti kalmadı

Müfredattaki hikmet konuları nedeniyle tartışma konusu olan lise Felsefe müfredatı yenilendi

Abone ol

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), felsefe müfredatında yer verdiği 'hikmet tartışması'nı gelen tepkiler üzerine geri çekti.

Bakanlık, 27 Ocak 2010’da hikmet tartışmasını müfredattan çıkarırken, Ali Öztürk imzalı ‘İmajoloji, Felsefe ve Hikmet’ metnine de yer vermedi. Programda hikmet kavramı tanımlanırken, İslam’daki hikmet felsefesi olmadığı ısrarla vurgulandı, “Bütün bilgiye ulaşılması anlamındaki hikmet (bilgelik)” denilerek ayrıntılı açıklama yapıldı.

GERİ ADIM
MEB’in iki yıllık çalışmanın ardından hazırladığı felsefe dersi müfredatı yoğun eleştirilere neden olmuştu. Felsefe ders programında önemli düzenlemeler yapılırken birçok kaynakta İslam felsefesi içerisinde kullanılan ‘Hikmet’ kavramına yeni programın ilk ünitesinde yer verilmişti. Felsefeciler Derneği Başkanı Yaşar Küpeli, “Felsefeye giriş ‘Hikmet’ tartışmasıyla başlamaz. Bu felsefenin ruhuna tamamen aykırıdır. Yeni müfredat Türk-İslam sentezinin felsefeye yansıması, felsefe muhafazakârlaştı” eleştirisinde bulunmuştu. Çıkan haberler üzerine Bakanlık müfredatta geri adım attı.

Talim Terbiye Kurulu’nca değiştirilen programda, ilk ünitedeki ‘Felsefe ve Hikmet’ başlıklı konu ve konu çerçevesinde amaçlanan ‘Hikmet kavramını fark eder’ kazanımına yer verilmedi. İlk ünitede sadece ‘Kazanımlar’ kısmında ‘Felsefe ve hikmet (bilgelik) arasında bağ kurar’ ifadesi yer aldı. Bu konuyla ilgili olarak da programda, “Felsefe kavramına esas olan; varlık, bilgi ve değer üzerine tam ve bütün bir bilgiye ulaşılması anlamındaki hikmet (bilgelik/sophia) kavramına değinilmelidir. Felsefede sorgulamanın esas olduğu vurgulanarak, felsefenin hikmeti sevme ve ona yönelme anlamında bir bilgi olduğu açıklanmalıdır. Felsefe(philosophia) ve Hikmet (bilgelik/sophia) arasındaki etkileşim ve ilişki açıklanmalıdır” denildi.

Eski programda bir açıklama yapılmazken, yeni programda Hikmet kavramının geçtiği her yerde ‘bilgelik/sophia’ açıklamasına yer verildi. Önceki programda yer alan, “Hikmet kavramının kökeni belirtilip kadim düşünce çevrelerindeki (Hint, Çin, Pers, Yunan, Türk vb.) yansıları kısaca vurgulanmalıdır” açıklaması da yeni programda yer bulmadı.
Programda yer verilen Ali Öztürk’e ait ‘İmajoloji, Felsefe ve Hikmet’ başlıklı okuma parçası da müfredattan çıkarıldı. Felsefeciler bu okuma parçasına ilişkin tepkilerini, “Felsefeyle Tanışma ünitesinde seçilen İmajoloji başlıklı metin çok vahimdir. Her şeyden önce bu konu felsefede hiç tartışılmadığı gibi yazarı hakkında da felsefe çevrelerinde de hiçbir bilgi yoktur” diye dile getirmişlerdi.

AKIL EMANETİ ÇIKARILDI
Önceki programda yer alan “İnanan bir varlık olarak insan, akıl emanetinin taşınması ve kullanımı, Tanrının varlığı, evrenin yaratılışı, vahyin imkânı, ruhun ölümsüzlüğü gibi konuların felsefi temalar olarak nasıl tartışılabileceği gösterilmelidir” cümlesindeki ‘akıl emanetinin taşınması ve kullanımı’ ifadesi de felsefecilerce, “Yani biz insanlar mülkiyeti tanrıya ait olan bir aklın hamallarından başka bir şey değiliz” sözleriyle tepki çekince, yeni programdan çıkarıldı.

Yeni müfredatta, din felsefesinin oranı yüzde 9’dan yüzde 7’ye düşürülürken, bilgi felsefesinin etkisi yüzde 15’ten yüzde 17’ye; varlık felsefesinin etkisi de yüzde 12’den yüzde 17’ye yükseltildi.