BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53
HABER /  MEDYA

Ezgi Başaran'dan Erdoğan'a olay yazı: Napcaz reyiz?

Radikal yazarı Ezgi Başaran, bugünkü yazısında, kafede sigara içenlere kızan Erdoğan'ı, parti binasının çatısında güvenlikleri olmadan çalıştırılan işçileri işaret ederek eleştirdi.

Abone ol

INTERNETHABER.COM

Radikal yazarı Ezgi Başaran, dün İstanbul'un Esenler ilçesini Belediye Başkanı ve belediye ekibiyle dolaşırken bir kafede sigara içenlere tepki veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı bugünkü köşe yazısından oldukça ironiK bir şekilde eleştiri yağmuruna tuttu.

"ZABITAYI ARAYALIM, DAVUOĞLU'NA SÖYLEYELİM..."

Başaran, kafede sigara içenlere kızan Erdoğan'ı, parti binasının çatısında güvenlikleri olmadan çalıştırıldığını iddia ettiği işçileri işaret ederek 'önce onlara bak' dercesine eleştirerek 'Sigarayı söndürdük de sizin çatıdaki işçileri napcaz Reyiz?' dedi. Yazar, şu durumda 'Zabıtaya haber verilmesi gerektiğini ya da son zamanlarda art arda yaşanan işçi ölümlerinin üzerine mutlaka Sayın Davutoğlu’nun şikayet hattını arayıp “iş güvenliği” olmadan işçi çalıştırılıyor denmesinin gerektiğini' ifade etti.

radikal.jpeg

ERDOĞAN KAFEDEKİ GENÇLERE NEDEN KIZMIŞTI?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan , Esenler Belediyesi'nin toplu açılış töreninin ardından kapalı bir mekanda sigara içen vatandaşları görmüş, bunun üzerine Erdoğan, sigara içenlere dönerek, " Ceza -i müyeddesi var" demişti.

Beraberindekilere dönerek de "Nerede Zabıta? Kapalı yerde sigara içiliyor" diye soran Erdoğan, "Cezası var, biliyorsunuz ama yani nerede zabıta? Göstere göstere terbiyesizce içiyor.." diyerek tepki göstermişti. Ardından sigara içilen kafeye toplamda 6 bin TL'lik ceza kesilmişti.

 

İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:

Sigara azarının işitildiği vakitlerde 'müstesna' bir binanın çatısında iki işçi tamirat yapıyordu. Peki can güvenliği? Kot pantolon ve tişört seviyesinde! Yani sıfır! Peki bu 'müstesna' binayla ilgili acaba ne yapılsa uygun olurdu?

“Terbiyesiz herif” diyor, “Bak hala söndürmüyor.”
“Cezai müeyyidesi var” diyor, “Nerede zabıta. Yanlış bir şey. Neredeler?”
“Zabıtaaa!”
“Cumhurbaşkanına baka baka söndürmüyor” diyor, “Terbiyesiz herif.”

Esenler’de, hem de tebdili kıyafet filan değilken, hem de devlet kibrini kaşmir devlet mantosuna içlik yapmış vaziyetteyken ve bilimum avanesiyle yürürken… Cumhurbaşkanımızın başına bu elim hadise geldi.

Vatandaşın biri (devlet lügatında yeralan adıyla ‘terbiyesiz herif’) camları açık fakat damı (doğal olarak kapalı) bir kahvede sigarasını tüttürüyordu. CHP Gençlik kollarına mensup olduğu söylenen bu genç ve masasındaki diğer akranları önlerindeki yolda salınmakta olan Cumhurbaşkanımızı görünce saygılı bir biçimde el etmek bir kenara dursun, sigarayı da söndürmediler.

Cumhurbaşkanını görünce bile söndürmedi, diyorum. Anlıyor musunuz Türkçe!

Halbuki vatandaşın Cumhurbaşkanıyla ilişkisi, babası tarafından odası basılmış, kemerle dövülmek üzere olan ergen çocuğun paniği gibi olmalı. O frekansta titreşmeli.

Ayrıca eğriye eğri, doğru doğru… Cumhurbaşkanı haklı. Tepesinde damı olan mekanlarda sigara içmek yassah kardeşim! Cezayı yersin. Müsaade eden kahvenin işletmecisi de yer. Bunda tartışılacak şey yok.

Yok da…

Cumhurbaşkanı’nın Türkiye toplumsal ve siyasi hayatının en mühim sorunlarından biri olan ‘kapalı alanda sigara içilmesi ve zabıtanın buna zamanında müdahale etmemesi’ durumuna eğildiği sıralarda…

Yine İstanbul’da… Bir güzide binamızın çatısında tamirat yapılıyordu.

Evet, 2 Kasım 2014. Saat 11.30 civarı. İki usta, emniyet kemersiz, baretsiz ve hatta eldivensiz biçimde çatıda yürüyor, eğiliyor kalkıyor, 5 katlı binanın çatısındaki tuğlaları söküyor takıyor, çanak anteni kontrol ediyor. Yapıyor da yapıyor. Peki can güvenliği? Kot pantolon ve tişört seviyesinde! Yani sıfır!

1.20141104103820.jpeg

Mecidiyeköy’deki Torunlar İnşaat’ın asansör faciasından sonra sadece bu sene iş kazalarında 250’ye yakın işçinin öldüğü gündeme gelmişti. Madenler, zaten ayrı bir karanlık dünyanın katliam merkezi biliyorsunuz. En son, işte, Ermenek’te yaşadık, yaşıyoruz. Yaşıyoruz ne... Ölüyoruz, daha doğrusu.
Tüm bunların üstüne Başbakan Davutoğlu dedi ki, ben size bir şikayet hattı vereyim, sizler de işçiler de hak ihlallerini bildirsin. Hatta dedi ki: “İşçilerimize angarya muamelesi yapılamaz. Bize bildirin. İhlalleri şikayet edin ki müdahale edebilelim. Anında o iş yerini kapatırız."


Tabiyatıyla… Aldı beni bir düşünce…
Şu çatıdaki baretsiz, eldivensiz, emniyet kemersiz, her an ‘aşağıya düştü düşecek’ olan iki işçi için ne yapılması gerektiğine karar veremedim.

Sayın Davutoğlu’nun şikayet hattını arayıp “iş güvenliği” olmadan işçi çalıştırılıyor mu demek lazım…

Yoksa Esenler’de sigara karşısında yaşanan sinir harbinin bir kısmını Sütlüce’deki bu binaya aktarması için büyük Reyiz’i mi beklemek lazım?

Başbakanlığın mı bu iş yerine münasip biçimde “cezai müeyyide”den bahsetmesi mi uygun düşer?
Yoksa Esenler’deki ‘daimi eşlikçi’ büyükşehir belediye başkanının müdahale etmesi mi?
Her durumda mesele biraz çetrefilli.

Neden derseniz…
Söz konusu bina AK Parti İstanbul İl Başkanlığı binasıydı. Vatandaşın sigara içtiği için “terbiyesiz herif” azarı işittiği saatlerde çatısındaki manzara bu biçimdeydi.

İnsanın ister istemez “Nerede zabıta? Zabıta yok mu? Yanlış bir şey ama! Zabıtaaaaa!” diyesi geliyor.

(Fotoğraflar Radikal'den alınmıştır)