BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

Ergenekon ABD raporuna girdi

ABD, Ergenekon konusunda çok önemli bir rapor yayınladı. ABD'li uzmanlara göre tutuklamalar insan haklarına aykırı.

Abone ol

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 2008 yılı insan hakları raporunun Türkiye bölümünde, hükümetin genel olarak, vatandaşlarının insan haklarına saygılı olduğu ancak bazı alanlarda ciddi problemlerin sürdüğü belirtildi.

Raporun hazırlandığı 2008 yılı içinde insan hakları kuruluşlarının, güvenlik güçleri tarafından işkence, dayak ve taciz olaylarını belgelediği, güvenlik güçlerinin kanunlara aykırı şekilde adam öldürmeye karıştığı ancak tutuklama ve yargılamaların sayısının düşük olduğu savunuldu.

Raporda, İnsan Hakları Vakfı'na göre 2008 yılında hapishanelerde 32 suçlunun şüpheli şekilde öldüğü ve bunların 17'sinin intihar olarak kayıtlara geçirildiği belirtildi.

Hapishane koşullarının geçen yıl içinde kısmen iyileşmesine karşın yetersiz olduğu, çalışanların yeterli eğitimden geçirilmediği ve hapishanelerin genel olarak çok kalabalık olduğu, tutuklulara anında avukat hakkının her zaman sağlanmadığı da raporda yer aldı.

ERGENEKON DAVASI ve DİNİ ÖZGÜRLÜKLER

Temmuz ayında savcıların İstanbul'da, önde gelen asker, işadamı ve basın mensuplarından oluşan 90 kişiyi, seçilmiş hükümeti devirmeye çalışma suçuyla yargıladığı Ergenekon Terör Örgütü davası da raporda yer aldı.

Basının bazı üyeleri ve hükümet karşıtlarının yargılamaları ''siyasi'' olarak nitelediği, bazı kişilerin hakkında suçlama belli olmadan uzun süre tutuklu kaldığı vurgulandı.

Tutukluluk sürelerinin bazen yılları bulduğu da kaydedildi.

Müslüman olmayan dini grupların, dinlerinin gereğini açık ve özgür bir şekilde yaşama, mal sahibi olma ve dini liderlerini yetiştirme konusunda kısıtlamalarla yüz yüze kalmayı sürdürdüğü belirtildi.

ABD'nin hazırladığı raporun diğer bölümleri haberin devamında...

[PAGE]

TÜRBAN YASAĞI

Üniversitelerde türban yasağının devam ettiği ancak bazı üniversite mensuplarının, sınıflarda öğrencilerin başını örtmesine izin verdiği, bazı kadınların türban yerine peruk taktığı belirtildi.

Namus cinayetleri ve tecavüz dahil, kadınlara karşı şiddetin çok yaygın bir problem olmayı sürdürdüğü, çocuk yaşta evlendirmelerin devam ettiği, ucuz iş gücü sağlamak ve cinsel sömürü için insan kaçakçılığı problemlerine, bazen kanunlara aykırı davranan polislerin tutumunun da katkıda bulunduğu iddia edildi.

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ

Nisan ayında hükümetin, Türk Ceza Kanunu'nun 301'inci maddesini yeniden düzenleyerek ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları azalttığı da raporda yer aldı. Temmuz ayında yine hükümetin, Türkçe olmayan dillerde devlet televizyonunda yayın yapma konusunda kısıtlamaları kanunla azalttığı da ifade edildi. Hükümetin, Aralık ayında, 24 saat Kürtçe yayın yapılmasının önünü açtığı, Alevi nüfusunun sorunlarını tanıma ve giderme yönünde adımlar attığı vurgulandı.

BÜLENT ERSOY'DA RAPORA GİRDİ

Raporda, ''transseksüel şarkıcı'' Bülent Ersoy'un, bir televizyon röportajında, oğlu olsa, Kuzey Irak'a operasyonlara göndermeyeceği yönündeki sözleri yüzünden İstanbul'da yargılandığı ve ardından beraat ettiği de yer aldı. 2007 yılında, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın, elini sıkmayan ve hakaret eden iki Gazi Üniversitesi öğrencisinin 6 ay ile iki yıl hapis cezasıyla yüz yüze bulunduğu, davanın halen devam ettiği belirtildi. Köpeğini Türk bayrağına sardığı için Tulga Hepiş adlı vatandaş hakkında, Türklüğe hakaretten açılan davanın devam ettiği de raporda yer aldı.

ABD'nin hazırladığı raporun diğer bölümleri haberin devamında...

[PAGE]

ERDOĞAN'IN ELEŞTİRİLDİĞİ BÖLÜMLER RAPORDA

Ak Parti'nin bazı üyeleri ve Başbakan Erdoğan'ın, gazeteciler ve karikatüristlere karşı dava açmayı geçen yıl da sürdürdüğü, bazı insan hakları kuruluşları ve gazetecilerin, bu eğilimleri ''otosansür ortamı yarattığı gerekçesiyle eleştirdiği'' belirtildi.

Haber ajanslarına da sahip olan geniş medya şirketlerinin, gazeteciler hükümeti eleştiren haberler yazarsa iş imkanlarını kaybetmekten endişe ettiği de raporda ileri sürüldü. Rapora göre bir gazeteci, üst düzey yönetimin, Ak Parti ve üyelerini eleştiren haberlerin yazılmasını cesaretlendirmediğini de kaydetti. Başbakan Erdoğan'ın, yıl boyunca basın ve medya kuruluşlarını eleştiren açıklamalar yaptığı, bu eleştirilerin özellikle, Almanya'daki Deniz Feneri kuruluşuyla ilgili yolsuzluk iddialarının arkasından geldiği savunuldu.

27 NİSAN BİLDİRİSİ

Raporda, Türkiye'de seçimler ve siyasi süreçle ilgili bölümde, 2007 cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinden önceki ortamda ordunun, aşırı dincileri tehdit kabul eden, laikliğin savunucusu olarak ordunun rolünün altını çizen üç bildiri yayımladığı da anlatıldı. İnsan hakları gruplarının bu açıklamaları, demokratik sürece müdahale çabaları olarak nitelediği ve ordunun siyaset üzerindeki rolüne işaret ettiğini belirttiği raporda yer aldı. ABD raporunda, Ak Parti'nin kapatılması yönünde açılan davadan da bahsedildi.

Raporda, Türk kanunlarının tek bir milli kimliği kabul ettiği ve diğer milli veya etnik azınlıkları kabul etmediği belirtildi. Buna karşın bir çok vatandaşın kendisini ''Kürt kökenli'' olarak tanımladığı ve Kürtçe konuştuğu, bunun da taciz, sansür ve yargılamalara yol açtığı savunuldu.

ABD raporunda, Roman toplumunun yaşadığı Sulukule bölgesinin yeniden imarı çerçevesinde 500 Romanın, kentin dışında bir alana yerleştirildiği ve genel olarak Romanların durumunun iyileştirilmesi yönünde bir adım atılmadığı ileri sürüldü.

Raporda, kanunların açık bir şekilde eşcinsellere karşı ayrımcılık öngörmediği ancak kanunlarda yer alan, ''toplumun ahlakı'' ve ''doğal olmayan cinsel davranış'' ifadelerine dayanarak, bazı sivil toplum kuruluşu faaliyetlerinin sınırlanmasına çalışıldığı savunuldu.

ABD raporunda, ''kabul edilebilir çalışma koşulları'' bölümünde, ayda 425 dolara denk düşen asgari ücretin, bir işçi ve ailesine uygun yaşam standardı sağlamadığı belirtildi.