BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.491,09
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan'ın üslubunun nedeni buymuş!

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu Gezi Parkı eylemlerini ve gelinen noktayı İnternethaber'e değerlendirdi.

Abone ol

NESRİN YILMAZ/İNTERNETHABER-ANKARA- Gezi Parkı eylemleri bugün 16'ıncı gününde. Bugün Başbakan Erdoğan,bir grup sanatçı ve sivil toplum üyesi ile görüşecek. Bu görüşme, eylemlerin bundan sonraki günlerde nasıl bir şekil alacağını da göz önüne sermesi bakımından önemli bir gelişme olacak.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı süleyman Soylu, Başbakan'ın bugün yapacağı bu görüşmeden umutlu olduğunu belirterek, Gezi Parkı Eylemleri'ne nasıl baktığını, günlerdir süregelen eylemlerin asıl hedefinin ne olduğunu ve bundan sonra olacakları İnternethaber'e değerlendirdi:

TÜRKİYE TARİHİNİN EN ÖNEMLİ EŞİĞİNDEDİR

"Bugün özellikle Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı durum ve bu durumun çerçevelendiği tablo Gezi Parkı Eylem'lerinin başladığı günden itibaren çok farklı bir noktada durmaktadır. Türkiye'de bu eylemleri izleyen vatandaşlarımız ilk başta bunun bir ağaç meselesi olduğu konusunda kafalarındaki değerlendirmelerden çok uzak noktaya çekildiler, bu durumun Taksim ve Gezi Parkı'na sirayet etmemesi mümkün değildir. Türkiye tarihinin en önemli eşiğindedir. Birçok meseelsini çözmüş, birçok meselesini de çözmek için altyapısını hazırlamış ve tam anlamıyla da gelişmiş dünyayı açık pozisyonda yakalamıştır. Dün açıklanan büyüme rakamları ile bizi Avrupa ve gelişmiş ülkeler karşısında bir görece üstünlüğümüzü ortaya koymaktadır. Türkiye zengin, kendini değiştiren, dünyayla iyi ilişkiler kuran ve her gün rekabet gücünü artıran temel demokratik değerlere bağlı olan bir ülke olması konusunda kaygıları olanlar söz konusudur."

ASIL HEDEF TÜRKİYE

Bugün, bu kaygıları olanların Türkiye'deki istikrara yönelik iyi niyetli olmayan adımlarını net tahmin edebiliyoruz. Yakıp yıkan insanların, ideolojik grupların hayatı şiddet olması gereken çevrecilerle ne ilgisi vardır? Bu eylemin yayılmasından anlıyoruz ki, kendilerine ait hissetikleri veya  kendilerinin ait olduklarını hissettikleri Gezi Parkı'yla ilgili adımlarını atan veya bu hassasiyetle ilgili bu mesele etrafında toplanan insanlar büyük bir organizasyonun küçük parçası olmuşlardır. Buradaki büyük organizasyonun hedefi, Türkiye ve Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Şunu çok açık bir şekilde belirtmek gerekir; Eylemlerin başlangıcındaki masumiyetle orada toplanan grubu ayırıp, bu eylemlerin başlamasını kendisi için fırsat görenleri ayırmak gerekir. Bu eylemlerin başlamasını fırsat görenlerin masumiyeti yoktur tam tersi direk hedefleri Türkiye'dir, Türkiye'nin istikrarıdır, bütünlüğüdür. Türkiye, bugün 3 yüzlü bir tavırla karşı karşıyadır. İstanbul'un en güzel yerlerine inşaat yapan, çevre ile ilgili hiçbir hassasiyeti gözetmeyen bir adam ve dünyada av tutkusu sebebiyle hayvanseverlerin tepkisiyle karşılaşan bir adam malesef siyasette erişemediği hedefin acısını çıkarmaya çalışmaktadır. Bir taraftan CNN İnternational, bir taraftan oligarşik sermaye, diğer taraftan iktidara gelemeyeceğini bilen Ana Muhalefet ve Türkiye'nin güçlenmesi, risk biriminin düşmesinden kendi kazançlarını kaybeden uluslararası faiz lobisi ve etki alanımız genişledikçe rahatsız ettiğimiz uluslararası çevreler etkin bir güçbirliği içinde."

AMAÇ EN GÜÇLÜ HALKAYA DARBE İNDİRMEK

"Özellikle bu olaylar bu organizasyonun nasıl planlandığının en önemli delillerindendir. Öncelikle Türkiyenin ve Dünyanın itibar ettiği ve saygınlık duyduğu lider Tayyip Erdoğan'a yönelik bu girişim en güçlü halkaya darbe indirmek içindir. Bütün dünya ve Türkiye'deki siyasal çevreler biliyorlar ki, Tayyip Erdoğan'ın varlığı AK Parti'nin ve Türkiye'nin güç kaybetmesinin önündeki en büyük engellerden biridir. Eğer, Tayyip Erdoğan devreden çıkarılır, itibarsızlaştırılır, zayıflatılır ve onların istediği noktaya getirilirse atılabilecek adımlar ondan sonra kolaydır. Yakın tarihimize bakarsak dağılan siyasi partiler, devreden çıkan siyasi liderler hep aynı itibarsızlaştırma ve zayıflatma kampanyaları ile karşı karşıya kalmışlardır. Bu kampanyaların uluslararası ayağıda vardır, yurt içi ayağı da söz konusudur. Bu kampanyalarda olmayıp da bu kampanyalardan isfiade etmek isteyenler de bu kampanyaların müdahili olmuşlardır. Bu Rahmetli Menderes döneminden başlayıp, Anavatan Partisi'nde hep bu zayıflatma hikayesi yaşanmıştır. AK Parti kendi içerisinde demokrasiyi önemli şekilde kullanan ve demokratik bütün kuralları harekete geçiren bir siyasi partidir. Bugüne kadar buna en çok sahip çıkan da Sayın Başbakandır.

BAŞBAKANIN ÜSLUBU MİLLETİN BEKLEDİĞİ ÜSLUPTUR

Sayın Başbakan'ın üslubu milletin beklediği ve benimsediği bir üsluptur. Türkiye'ye diz çöktürmeye çalışıyorlar, milletin himayseini kendi üzerinde hisseden Başbakan bir şekilde o diz çökmeye, milletin adına itiraz etmektedir, bunu bilmek gerekir. Elbette tüm bunlar gerçekleşirken Sayın Başbakan üslubunu milletin sorumluluğunu kendi üzerinde hissediyor. Dün de bugün de, bu mesele başladığından itibaren, bu olayları istismar etmek isteyen kişileri sürekli olarak ayırmıştır. Bugün de bir görüşme yapacak, biz halkımıza karşı sorumluyuz, devleti yönetme gücü AK Parti'dedir, Sayın Başbakan yürütmenin başındadır. Milletimizin huzurundan, sükunundan, asayişten ve demokratik haklarını kullanmasından sorumludur. Bunları yerine getirmek ve Türkiye'de bir meydanın illegal örgütler tarafından oradaki çevrecilerin hassasiyetleri istismar edilerek milletin genel hayat şartlarının engellenmesine yönelik ortaya koyduğu sürece de elbetteki millet adına bir şekilde müdahale etmek ve gereğini yerine getirmek zorundadır.

Önce Ertuğrul Günay ve onun ardından daha önce CHP'li olan İzmir Milletvekili Erdal Kalkan ve son olarak da İstanbul Milletvekili İbrahim Yiğit, Başbakan Erdoğan ve hükümetin Gezi Parkı eylemleri karşısındaki tutumunu eleştirmişti, bu konuda da bir açıklama yapan Soylu şunları söyledi:

Ben parti içerisinden AK Parti ve Başbakana yönelik yazılan twitleri okumadım ama bu arkadaşlarımız ve aslında bütün arkadaşlarımız bu meselenin kaynağını parti olarak biliyoruz. Bütün buna yönelik bir mücadeleyi ortaya koymaya çalışıyoruz. Bu mesele Türkiye'nin başına ilk kez gelmiyor. AK Parti tüm teşkilat ve milletvekilleriyle bu meselesinin üstesinden gelmeye çalışıyor.