BIST 10.083
DOLAR 32,42
EURO 34,73
ALTIN 2.425,70
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Erdoğan ve Bozdağ'dan başkanlık çıkışı

Başbakan Erdoğan başkanlık sistemine göz kırptı. AK Parti'den bu yönde 2 peşpeşe açıklama geldi.

Abone ol

Başbakan Erdoğan ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, başkanlık sistemi için siyasetin nabzını yoklamaya başladı...

Başkanlık sistemini istediğini daha önce defalarca dile getiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, arzusunu yeniden tekrarladı:

"Yeni anayasa çalışmalarında artık biliyorsunuz yazılım süreci başladı. Bu süreç içeresinde tartışılabilir. Bunlar hepsi demokrasinin olmazsa olmazlarıdır"

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, başkanlık sistemiyle ilgili kamuoyunu bu sözlerle tartışmaya çağırdı:

Muhalefet liderleri ne demişti?

Her iki muhalefet lideri 12 Haziran seçimleri öncesinde gündeme gelen başkanlık sistemine tepki göstermişlerdi.

Bahçeli: "Türkiye'nin 12 Haziran'dan sonra Başkanlık sistemiyle eyaletlere bölünmesi ve federasyona dönüştürülebilmesi için bizim siyasi yapıda etkisiz bir aktör olmamız planlanmaktadır. Başbakan'ın ustalık dönemi etnik bir temelde ayrışmayı öngörmektedir. "

Kılıçdaroğlu: "Sayın Cumhurbaşkanının, başkanlık sistemiyle ilgili çekincelerini dile getirmesi, doğrusunu isterseniz beni mutlu etti."

"Denetimin en etkin yapılmasına izin veren sistem, başkanlık sistemidir. Gerçek anlamda yasama ve yürütmenin birbirine karşı bağımsız olduğu başkanlık sistemini müzakere etmek lazım."

"MÜZAKERE ETMEK LAZIM"

Bozdağ, Meclis'te düzenlenen Parlamenter Denetim Sempozyumu'nda konuştu. Türkiye'de mevcut anayasadaki sistemin adına 'parlamenter sistem' denilemeyeceğini belirten Bozdağ, kuvvetler ayrılığını tam olarak görmenin zor olduğunu kaydetti. Söz konusu sistemin denetimin etkin şekilde yapılmasına izin vermediğini ifade eden Bozdağ, denetimin en etkin yapılmasına izin veren sistemin başkanlık sistemi olduğunu dile getirdi.

Bozdağ, yeni anayasa görüşmelerinde başkanlık sisteminin de müzakere edilmesi gerektiğini belirterek, "Gerçek anlamda yasama ve yürütmenin birbirine karşı bağımsız olduğu başkanlık sistemini müzakere etmek lazım" diye konuştu.

ERDOĞAN DA "TARTIŞILMALI" DEDİ

Bozdağ'ın ardından Slovenya'da basın açıklaması yapan Başbakan Erdoğan, gazetecilerin başkanlık sistemi ile ilgili sorusuna şu yanıtı verdi:

''Yeni anayasa çalışmalarında artık biliyorsunuz yazılım süreci başladı. Bu süreç içeresinde tartışılabilir. Bunlar hepsi demokrasinin olmazsa olmazlarıdır. Bu Başkanlık sistemi mi olur, yarı Başkanlık sistemi mi olur bunların hepsi tartışılabilir. Tartışmaların sonucunda eğer parlamento burada 'şu sisteme de geçebiliriz, uygundur' diyorsa, bizim zaten söyleyebilecek hiçbir şeyimiz kalmaz. Ama bütün mesele Müsademe-i efkardan barika-i hakikat doğar. Yani fikirlerin çatışmasından, çarpışmasından, müzakeresinden hakikat güneşi doğar''

Cemil Çiçek ne dedi?
''Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın Başkanlık sistemine yönelik önerilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna Çiçek, ''Söyler, orası Meclis'in kürsüsü, herkes düşüncesini söylüyor'' dedi.

Bir gazetecinin ''Yeni Anayasa çerçevesinde nasıl bakarsınız?'' sorusuna Çiçek, ''AK Parti'nin de temsilcileri var. Eğer gündeme gelirse orada tartışılır, bir şey demem, siz de dinlediniz'' karşılığını verdi.

CHP'DEN MEVCUT SİSTEME DESTEK

Tartışmalara CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de katıldı. Parlamenter sisteme destek çıkan Hamzaçebi, Bozdağ'a jet hızıyla cevap verdi:

"Türkiye'nin tartışmazsı gereken başkanlık sistemi değildir; Türkiye parlamenter sistemden vazgeçmemelidir" diyen Hamzaçebi, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eğer parlamenter sistemde bir yanlışlık, bir tıkanma varsa, hükümet sistemi işlemiyorsa ve bir şekilde yasa değişikliğiyle bunlar aşılamıyor ise, Başkanlık sistemi Türkiye gündemine alınabilir. Ama böyle bir tablo yok. Bugüne kadarki bütün tecrübelerde, sistemin eksiklikleri giderilmeye çalışılmıştır. Sistemde yine eksikler olabilir, ki vardır. Cumhurbaşkanının bir parlamenter sistemde olmaması gereken yetkilere sahip olması bugünkü sistemin eksikliğidir. Bunun çözümü başkanlık sistemine adım atmak değil, tam tersine buradan geriye gidip parlamenter sisteme sahip çıkmak, sarılmaktır. Cumhurbaşkanını daha sembolik yetkilere sahip bir denge kurumu olarak tanımlamaktır."