BIST 10.046
DOLAR 32,39
EURO 34,61
ALTIN 2.392,45
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Erdoğan olay kaset için flaş açıklamalar

Başbakan Erdoğan, kaset iddiaları sonrasında ilk kez konuştu. Erdoğan grup toplantısında Gülen için çok ağır bir söz kullandı.

Abone ol

Başbakan Erdoğan, Fethullah Gülen'e "elebaşı" ifadesini kullandı, internete düşen ses kaydı için "Hayasızca edepsizce montaj yapıp bunu servis ediyorlar. Uydurun da uydurmanın da bir ahlakı, edebi var. Bu kadarı olmaz." açıklamasını yaptı.

Erdoğan bu teknolojiden hareketle 10 gün içerisinde onların karşıtlarını kamuoyuna izleteceklerini söyledi.

Fahişeyle buluşmaya giden yüksek zatı arayarak kaset komplosundan kurtardığını söyleyen Gülen'i hatırlatan Başbakan Erdoğan, yargıya seslenerek "Bu suç itirafını nasıl duymazdan geleceksiniz? Bu röntgenciliğin daha ne kadar görmezden geleceksiniz?" diye sordu.  

TÜBİTAK'A YENİ DÜZENLEME

Kritpolu telefonların bile dinlendiğini belirten Erdoğan, TÜBİTAK'ın yeniden yapılanacağını açıkladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup toplantısında milletvekillerine hitap etti. Erdoğan'ın gündeminde dün ortaya çıkan telefon dinlemeleri, kendisine ait olduğu iddia edilen ses kaydı vardı. İşte o konuşma:

TÜRKİYE'Yİ KİM YÖNETECEK?

Şiir okudular

Ankara, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşacağı AK Parti grup toplantısını büyük bir kalabalık tarafından karşılandı. Partililer hangi şiiir okudu? Tıklayın

28 Şubat'ın o malum işveren örgütleri, tam bir pişkinlik içinde, işte bu son darbe girişimine de destek vermeye, Türkiye'ye yeni bedeller ödetecek adımlar atmaya başladı. Bu ülkede defalarca darbe yaşamış, her birinde darbenin yanında yer almış, darbelere verdikleri destekler tarihlerine kara bir leke olarak yapışmış partiler de bir kez daha eğilmeye, bir kez daha darbeden medet ummaya başladı.

1946 yılından bugüne kadar siyaset merkezli tartışmaların tamamı Türkiye'yi kim yönecetek tartışmaları etrafında şekillenmiştir. Gazi Kemal Meclis'in 1920'den itibaren yegane karar mercii olduğunu söymemişti.

27 Mayıs 1960'ta birileri çıktı. Türkiye'yi millet yönetemez biz yöneteceğiz diyerek el koydular. 12 eylül'de 28 şubatta aynısını yaptılar. Yönetime el koyanlar iktidarlarını iş dünyası medyayla belli sivil toplum örgütlerle çetelerle paylaştılar.

TÜRKİYE'Yİ SADECE MİLLET YÖNETİR DEDİK

Montajın ne olduğunu göreceksiniz

Başbakan Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı sonrası gazetecilerin dün akşam internete düşen ses kadı ile ilgili sorularını cevapladı.

Bir gazetecinin 'Suç duyurusuyla ilgili süreç başlatacak mısınız?' sorusuna Erdoğan, "Başlatacağımı söylemiştim. Hepsi başlatacak. Montajın ne olduğunu öğreneceksiniz, biraz sabır." cevabını verdi.

14 Ağustos 2001'de AK Parti'yi kurarak, bu kısır döngüye itirazımızı dile getirdik. 'Yeter söz de karar da milletindir' dedik. Biz 14 Ağustos 2001'de AK Parti'yi kurarak, Türkiye'yi kimin yöneteceği sorusuna kesin, net cevap verdik; millet dedik. Ve şu münakaşaya kesin bir nokta koyduk. 23 Nisan 1920'de ifade edildiği gibi Türkiye'yi, sadece ve sadece millet yönetir dedik

MİLLETİN İRADESİNİ HİÇBİR ÇETE VE MAFYAYLA PAYLAŞMADIK

Devletin sahibi millettir, Türkiye'yi yönetme iradesini hiç kimseyle hiçbir zümreyle hiçbir çete ve mafyayla asla paylaşmadık paylaşmayız.

AK Parti ile birlikte millet bir kez daha iktidar gelmişir, bir kez daha yönetime el koymuştur. Türkiye'yi kim yönetecek sorusunu tekrar gündeme taşıyıp milletin iradesini gaspetmeye çalışanlar var. Bunlar o kadar pervasız ki. Milleti aşağılamaya başladılar.

ak-parti.20140225142440.jpg

AK Parti grup toplantısında gençler tezahüratlarıyla Erdoğan'a destek verdiler.

30 MART MİLAT OLACAK

Ben siyasi hayatımda Sivas'ı, Yozgat'ı böyle görmedim, böyle bir mitingi yaptık. Aynı şeklide Afyonkarihasar'ı böyle görmedim, bambaşka bir coşku, katılım. Geldik Kütahya'ya, aynı. Millet artık kabına sığmıyor. 30 Mart'ı heyecan, coşkuyla, hasretle bekliyor. İnanıyorum 30 Mart, yeni bir milat olacak. Millet iftiralara itibar etmiyor. Millet bunların hakaretlerini itibar etmiyor. Bu millet, bunların darbe girişimlerini çok net olarak görüyor, cevabını veriyor. Bugün olduğu gibi millet hükümetine, partisine sımsıkı sahip çıkıyor.

KOYUN SÜRÜLERİ DİYORLAR

Sivas’ta Yozgat’ta Afyon’da Kütahya’da on binlerce toplanan mahşeri kalabalığı koyun sürüsü olarak niteleyecek kadar edebini izanını yitirenler var. birileri çıkmış şunu söylüyor. “Yahu diyor biz haftalardır yolsuzluğu dile getiriyoruz, ama anketlerde yine AK Parti önde. Bu koyun sürüsü millet bizi duymuyor.”

Gülen ne demişti?

"Bana akşamüstü bir telefon geldi. Burada (Pensilvanya'da) akşamdı.Türkiye'de de gece yansıydı sanıyorum. Dediler ki nefsine uyarak bir Halat ucu yerde bir alüfte (fahişe) ile buluşmaya gidiyor ve aynı zamanda birilerinin de komplosu söz konusu olabilir. Türkiye'de onu tanıyan bir arkadaşa telefon ettim. Kalk dedim, gece yarısı deme evine koş git. Bu bir komplo meselesi ile şayet, günümüzde geldiği konuma gelemezdi..."

MİLLET BUNLARIN CİĞERİNİ OKUYOR CİĞERİNİ

68 yıldır açılan her sandıkta milleten tokat yediler ama bir türlü kentilerine gelemediler. Millet artık bunların ciğerini okuyor ciğerini. Yaptıkları açıklamalır millet çok iyi okuyor. Omurgasızlığı çok iyi hissediyor. Siz seçilmiş başbakanını astınız bu millet sizi asla affetmedi. Ben siyasi hayatımda Sivas'ı Yozgat'ı böyle görmedim.

MİLLET ARTIK KABINA SAĞMIYOR

Millet artık kabına sığmıyor. 30 Mart'ı heyecanla, hasretle ve coşkuyla bekliyor. 30 Mart yeni bir milat olacak. Millet artık iftiralara itibar etmiyor. Bu millet, bunların darbe girişimini çok net görüyor ve cevabını veriyor.

(Şiir okuyan gençlere sesleniyor) Millet bunların hakaetlerine itibar etmiyor, millet çok net görüyor ve cevabını veriyor.

RAHATSIZLARI AÇIKLADI

17 aralık kompolusu millet iradesin tam anlamıyla gaspetme komplosudur. Son bir hamle yaparak milletin sofrasına ortak olmak istemiştir. İçeride ve dışarıda faiz lobisi rahatsızdı.  Çünkü istikrar ve düşük faiz oranları nedeniyle eskisi gibi kazanamıyorlardı. Terör, savaş lobisi rahatsızdı. Çünkü ona ermek üzere olan terör nedeniyle onlar da rantlarını kaybediyorlardı. CHP, MHP rahatsızdı. Çünkü bir türlü milletten yüz bulamıyor, bir türlü sandıktan çıkamıyorlardı. Sermaye rahatsızdı. Çünkü eskisi gibi faizden kazanamıyor, eskisi gibi tekel oluşturamıyor, eskisi gibi Türkiye içinde alternatifsiz güç olarak hareket edip istediklerini yapamıyorlardı. Medya rahatsızdı çünkü manşetlerle artık Türkiye'ye yön veremiyorlardı. Başka rahatsız olanlar da vardı. Türkiye'nin mazlumların yanında durmasından, Filistin, Gazze, Suriye, Mısır, Rabia, Şehit Esma demesinden rahatsız olanlar vardı    

RAHATSIZLAR 17 ARALIK'TA BİR ARAYA GELDİLER

Milletin iktidarda olmasından rahatsız olan bir de vaiz lobisi vardır. Diledikleri gibi örgütlenemeyen, çirkin senaryoları ortaya dökülen vaiz lobisi de milletin iktidarından rahatsız. Çirkin senaryoları ortaya dökülenler milletin iktidarından rahatsızdı. 17 aralık'ta bütün rahatsızlar bir araya geldi.

Bir kez daha ittifak yaptılar ve Türkiye'yi biz yöneteceğiz diyorlar. Biz diyoruz ki hayır Türkiye'yi millet yönetecek. Nefes alıp verdiğimiz sürece milletin iradesini bunlara teslim etmeyecek, asla milletin iktidarını bunlarla paylaşmayacağız.

UYDURMANIN DA AHLAKI EDEBİ VAR

Dün akşam kendi kurguladıkları, dublajını da kendilerinin yaptığı bir piyesi servis ettiler. Ben haftalardır bir çağrıda bulunuyorum; eteğinizde ne varsa dökün, elinizde ne varsa çıkarın diyorum. Ama bunlar gidiyor, alçakça, hayasızca, edepsizce montaj yapıp bunu servis ediyorlar. Uydurun da uydurmanın da bir ahlakı, edebi var. Bu kadarı olmaz.

AYNISINI BİZ DE SİZLERE İZLETECEĞİZ

Şimdi bu bir hafta 10 gün içerisinde onların karşıtlarını biz de bu teknolojiden hareketle biz de izleteceğiz. Aynısını biz de sizlere izleteceğiz. Teknolojinin nereye geldiğini görmeniz bakımından çok önemli.

ak-parti1.jpg

HAİNCE SALDIRI

Yapılan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na alçakca bir saldırıdır. Recep Tayyip Erdoğan'a değil, AK Parti Genel Başkanı'na değil, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na haince bir saldırıdır. Dün gazetelerde gördünüz bugün de devam ediyor. 7 bine aşkın sadece kendileri hariç, kendi kesimleri hariç, bütün insanları nasıl dinlediklerini gördünüz. Bunların hepsi şantaj dosyalarıdır.

KASET SİYASETİ AK PARTİ'YE SÖKMEYECEK

EY CHP siz kaset siyaseti yapabilirsiniz. Kasetl genel başkan getirebilirsiniz. Kaset siyasetiniz AK Parti'ye sökmez ve sökmeyecek.

Türkiye cumhuriyeti alçakca saldırıya asla teslim olmaz. CHP dün olağanüstü toplanmış. Aç tavuk rüyasında kendini darı ambarında görürmüş. Avuçlarını yalanlar avuçlarını. Bizi sadece millet getirdi sadece ve sadece milllet götürür.

Montaj kasetlerle milletin emanetiin yere düşüreceğini zanneden ham hayaller görür. Biz bu gündeme teslim olmayacağız.

Süreç akla karayı ortaya çıkarıyor. Kurulan tuzağı zaten deşifre ediyor. Cevabını veremeyeeceği iddia yok. bunların gündemine teslim olursak millete hizmet üretemeyiz. 30 mart'a kadar hiz umursamayacağız. Bu saldırı türkiye cumhuriyetine başbakanınadır.

SANDIKTA GÖRÜŞELİM

Bizimle hesabı varsa gelsin sandıkta görüşelim. Sandık dışındaki her niyet açık şekilde demokrasiye, açık şekilde istiklalimize bir saldırıdır. Evet bu bir istiklal mücadelesidir, istiklalimiz adına canımızı ortaya koymaktan da bir an bile tereddüt etmeyeceğiz. Ellerinden geleni yapsınlar, istedikleri montajı üretsinler, son sözü millet söyleyecek, son kararı millet verecek.

HÜKÜMETİ DÜŞÜRECEKLERDİ

17 Aralık’ta yargı ve emniyet içindeki bir örgüt eliyle, milletin hükümetine, milli iradeye, milli kurum ve değerlerimize açık bir saldırı yapıldı. 17 Aralık sürecinin ne kadar hukuksuz ve ne tür gayeler taşıdığını aziz milletimiz gördü ve görmeye devam ediyor. Aslında hesapları şuydu: 17 Aralık, ardından 25 Aralık saldırısıyla hükümeti saf dışı bırakacak ve AK Parti'yi bölecek, siyaseti yeniden tanzim edecek ve bir kez daha yönetime el koyacaklardı. Bütün planlarını bunun üzerine yapmışlardı ama bu hesaplar tutmadı. Kendilerince kusursuz bir senaryo hazırlamışlardı.

VAİZ LOBİSİ, SOSYA MEDYADA KURDUKLARI ROBOT LOBİSİ

Vaiz lobisi, yargı ve emniyetle vuracaktı. Belli yapılanma var ya, oradan hare bunu yapacaklardı. Medya lobisi, manşetlerle, televizyonla vuracaktı. Sosyal medyada kurdukları robot lobisi tweetlerle vuracaktı. Rüyalarında görülen biliyorsunuz, senaryo, 'iki katı artırın...' Peygamberimiz öyle buyuruyor, onlar da aynen bu şekilde 'artırın tweetleri' diyerek bu süreci devam ettireceklerdi. Faiz lobisi açıklamayla 'ekonomi kötüye gidiyor' yaygarası yaparak vuracaktı. Terör lobisi, terör örgütünü kışkırtarak, silahları yeniden devreye sokarak vuracaktı. Uluslararası lobi de sağdan soldan açıklama yaparak, kınayarak, eleştirerek, uluslararası medya da haberler çıkararak vuracaktı. Marjinal örgütler sokağa dökülecek, yine cam çerçeve kırılacak, sokakta anarşiyle vuracaktı. CHP ve MHP güya siyasetin içindeymiş gibi görünecek, onlar da siyasetle vuracaklardı. Ayrıca AK Parti içinde bazı tuzluklara emir verilecek, onlar da sırttan vuracak, hançerleyecekti.

KENDİLERİNCE PLAN KUSURSUZDU

Kendilerince planları kusursuzdu. Böylece 17 Aralık’ta büyük bir heyecanla, umutla harekete geçtiler. Herkes rolünü oynadı. Herkes kendisine yazılan senaryoyu uyguladı ama bir şeyi unuttular. Onların bir hesabı varsa, milletin de bir hesabı var, onların bir tuzağı varsa Allah’ın da bir tuzağı var.

REZİL OLACAKLAR

Milletin hesabı, Allah'ın takdiri galebe çaldı ve hesapları, tuzakları, oyunları, senaryoları alt üst oldu. Aradan iki ay geçmiş olmasına rağmen başarısızlığı hazmedemiyor, 'yanlış yaptık' demeyi gururlarına yediremiyor, ayakta duruyormuş gibi yapıyorlar. Bu darbe girişiminde, bu saldırıda her kim yer aldıysa ve alıyorsa şu anda zaten rezil olmuştur çok daha rezil olacaktır."

17 ARALIK DARBE GİRİŞİMİNİN HESABI SORULACAK

27 Mayıs hesapsız kalmış olabilir, 12 Eylül 30 yıl sonra, 28 Şubat 15 yıl sonra yargıya intikal etmiş olabilir. 17 Aralık darbesi o kadar geçikmeyecek. Önce millet sonra yargı bu darbe girişiminin hesabını mutlaka soracaktır

Bakanlarımızı milletvekillerimizi herkesin ailesini, stk'ların yıllarca dinlemişler. Sözde terör örgütü şüphesi altında dinlemişler. Bunların çoğu hukuksuz. Hukuksuz olarak başamış hukuk usulü çiğnenmiş.

ZATEN DİNLENİYORUM

HSYK son değişimi yapmamış olsaydı bunlar ortaya çıkmayacaktı. Zaten ben dinleniyordum. Ama nedense birileri bunu anlamamakta direndi. Bu çözün dediğiniz kişiler, şu anda bu devletin içerisine, işte devletin içerisinde memur olarak görev yapmış kişilerdir. Biz niye internet yasasını getirdik önünüze? İşte bunun için getirdik. Niye MİT ile ilgili düzenlemeyi şu anda huzurunuza getirdik, işte bunun için getirdik. Eğer bunlar olmazsa, düzenleme olmaz.

KRİPTOLU TELEFONLAR BİLE DİNLENİYOR

İşte en son TÜBİTAK olayı, aynen bu durumda. Bakın TÜBİTAK'ta yeni yapılanmaya bakanımız gediyor ve çok enteresan devletin kriptolu telefonlarını bile oradan dinliyorlar. Bu kadar bunlar alçak, bu kadar. Yani bir Cumhurbaşkanı Başbakanı ile konuşamaz, Başbakan bakanlarıyla konuşamaz. Konuştuğu anda bunlar dinleniyor. Nerede orada, merkez orada.

ŞANTAJ YAPABİLİRLER

Bakın değişiklik yapıldığı anda oturdular, hemen kendi gazeteleriyle bunu farklı yere çekmeye başladılar. Niye, çünkü ucu oraya dayanıyor. Bunlara ilgili, hepsiyle ilgili yasal süreci işleteceğiz. Bunların izini süreceğiz. Bunlar bu şekilde kalamaz. Kaldığı sürece bu ülkede inanın 'ailelerin mahremi' diye bir şey kalmaz, devletin mahremi diye bir şey kalmaz. İşte bu hukuksuz kayıtlarla binlerce kişiye bunlar bu şantajı yapabilirler. Yine yapabilirler. Daha henüz durmuş değiller.

ÜÇ MAYMUN OYUNU

Eğer 17 Aralık darbesi gerçekleşseydi belki de bütün bu isimleri toplayıp içeriye atacaklardı. Dün o gazetelerde çıkan isimlerin kahir ekseriyeti şu anda içeride tutuklu olacaktı. Çünkü mekanizmayı buna göre çalıştırıyorlar. Şimdi dün, gün boyunca darbe medyasından çıt çıkmadı. Çıktı mı, çıkmadı. 17 Aralık darbesinin figüranı olan gazetecilerden, yazarlardan çıt çıkmadı. CHP ve MHP, bu büyük skandal karşısında çıkıp da ciddi bir-iki cümle bile kuramadı. Neden susuyorlar, neden konuşmuyorlar? Bu dinlemeleri yapanlara, bu dinlemelerin arkasındaki paralel örgüte neden bir çift söz söyleyemiyorlar? Üç maymun oyununu daha ne kadar sürdürecekler?"

PARALEL YAPININ ELEBAŞ

Ama bu dinlemelerin arkasındaki paralel yapının elebaşı bir açıklama yaptı, bütün o gazeteler manşetten haber verdi. Paralel yapının elebaşı çıkmış, 'biz yapmadık' diyor. 'Kapalı kapıların ardındaki veya ardındakini duyduk' diyen siz değil miydiniz? Birilerini takip eden, alüfteye gideceğini öğrenen, orada bir komplo sezen, sonra o kişiyi uyaran siz değil miydiniz? Elinizde buna benzer başka vakaların olduğunu itiraf eden siz değil miydiniz? Bizim dışımızda bir kişi daha çıkıp, bir siyasi parti daha çıkıp 'sen bu kapalı kapıların ardındakini nasıl duydun, sen bu haberleri nasıl alıyorsun, sana bu bilgiyi kim, nasıl ulaştırıyor' diye sordu mu veya sormayacak mı?

RÖNTGENCİLİĞE NE KADAR SESSİZ KALACAKSINIZ?

Buradan ben yargıya sesleniyorum; bu suç itirafını daha ne kadar duymazdan geleceksiniz? Bu röntgenciliğin hesabını daha ne kadar erteleyeceksiniz? Ben şimdi CHP'ye de sesleniyorum; senin genel başkanın ile ilgli o ahlaki olmayan görüntüleri verenler de bunlar. Daha ne kadar buna sessiz kalacaksınız? Sayın Baykal sana da sesleniyorum; bütün bu olanlardan sonra hala daha sen neyi bekleyeceksin? Aynı şeyi MHP'ye de söylüyorum; Sizin genel başkan yardımcınız veyahut grup başkanvekillerinizle ilgili o çıkan yayınlar işte onlar da yine aynen bu yapının görüntüleridir. Artık mızrak çuvala sığmıyor. Her şey ortaya açık, net çıkmaya başladı.

SUSAN SUÇA ORTAK OLUR

Yargı içinde bu paralel örgüte,-tabii ben burada yargının tümünü kestetmiyorum, dürüst olanları kastetmiyorum, bir kısım yargı diyorum, bu paralel örgüte, bu çeteye karşı yüreklice mücadele verecek bu hukuksuzluğun, bu dinlemelerin hesabını soracak, örgüt liderlerinden değil, milletinden emir alan hakim ve savcıların olduğunu biliyorum ve onlara güveniyorum. Susan herkes bu insanlık dışı suça ortak olur. Dinlendiğini bile bile bu alçakça skandala sessiz kalan bu skandalın paydaşı olur. Ben bu ülkede hakimlerin, savcıların dinlendiğini de biliyorum, kendileri de biliyor. Çünkü onlara da kumpas yaptılar, onları da istedikleri istikamette kullanmak üzere şantajla üzerlerine git.

SUSMAYACAĞIZ KORMAYACAĞIZ

CHP ve MHP susarak, sessiz kalarak, korkarak  işte bu paralel örgütün bir vagonu olarak bir bilinmeze, uçuruma doğru hızla ilerliyorlar. Biz susmayacağız, biz korkmayacağız. Tekrar ediyorum; topla, tüfekle, silahla, işgalle alınmayan bu güzel ülkeyi dinleme skandallarına, tehdide ve şantaja teslim etmeyeceğiz.

SOKAĞA ÇIKAMAYACAKLAR

Allah'ın izniyle, milletimizin desteğiyle bu paralel örgütün, bu paralel yapının bütün rezilliklerini tek tek ortaya dökecek, bunları da bunlarla birlikte yürüyenleri de sokağa çıkamayacak kadar mahçup hale getireceğiz. İnanın 40 yıldır kandırdıkları, 40 yıldır duygularını istismar ettikleri, emeklerini çaldıkları kendi tabanlarının dahi yüzüne bakamaz hale gelecekler. Müslümanlara ve kendi ülkelerine yaptıkları büyük ihanetten dolayı inanın aynaya bakamayacak, kendi yüzleriyle yüzleşemeyecek bir duruma düşecekler. Milletim müsterih olsun, dinlenen tüm vatandaşlarım da müsterih olsun. Biz yeni internet yasasını  işte bu şantajın, bu tehdidin önüne geçmek için çıkardık. Niyetimiz buydu. Ama bunu ne CHP ne MHP ne BDP anladı. Bunların yayınlanmasına, dağılmasına, bunların insanımızı rencide etmesine müsaade etmeyecek, bu skandaldan ülkemizi yine biz düzlüğe çıkaracağız.

1983'TE HAZIRLANAN MİT YASASI DÜNYA ŞARTLARINA UYMUYOR

1983’te hazırlanan MİT yasası artık dünya şartlarına uymuyor. Arkadaşlar MİT yasası ABD Avrupa tüm buralardaki yasalar incelenerek, onlardan daha ağır değil, onların tam aksine gerisinde olan bir yasa tasarısıdır. Bazıları ileri geri yazıyor. MİT Başbakan’a bağlı olur mu? İstihbarat dünyada nereye bağlı?

İleri geri konuşuyorlar. Dünyada MİT dediğiniz örgüt ya devlet başkanına, yada Başbakan'a bağlıdır. Tamamen bağımsız değildir. MİT gibi örgütü olmayan devlet devlet değildir ya. Bunlar bu kadar cahil ya, zavallılar.

Dershaneler konusunda aynı şekilde milletin üzerine gençlerimizin üzerine adeta karabasan gibi çöken sorunu inşallah ortadan kaldırıyoruz. Bununla ilgili adımı istedik ki seçim öncesi atalım. Çünkü bunun içinde de paralel yapının farklı hesapları vardı.

Bu hesabın da bir an önce bozulması gerekiyordu. Çalışlamarı tamamlar tamamlamaz yeni istiklal mücadelesinin sahadaki çalışmalarına başlıyoruz.