BIST 10.277
DOLAR 32,27
EURO 34,74
ALTIN 2.383,86
HABER /  POLİTİKA

Erdoğan Beştepe'den meydan okudu!

15 Temmuz gecesi başlayan demokrasi nöbeti bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapacağı konuşmayla son buldu.

Abone ol

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe'deki Külliye'den halka seslendi. Hainlik nöbetini FETÖ'nün bıraktığı yerden PKK'nın, ondan da DEAŞ'ın aldığını söyleyen Erdoğan, topyekün hepiniz gelin diyerek meydan okudu. Erdoğan, FETÖ'nün Türkiye'den kökünün kazınacağını söylerken, bunu intikam duygusuyla değil hukuk çerçevesinde yapacaklarını ifade etti.

15 Temmuz gecesi yaşanan hain kalkışma sonrası Erdoğan'ın çağrısıyla başlayan demokrasi nöbetleri Beştepe'deki son nöbetle yine Erdoğan'ın konuşmasıyla sona erdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'nın 15 Temmuz'da sadece devletin

Er veya geç ABD tercih yapacaktır; ya Türkiye ya FETO. Ya darbeci terörist FETO, veyahut demokrasi ülkesi Türkiye.

değil gönüllerin de başkenti haline geldiğini söyleyerek Gölbaşı'nda şehit düşen Ömer Halisdemir'in kahramanlığını anlattı. FETÖ liderinin iade edilmesi gerektiğini söyleyen Erdoğan, ABD'nin de bu noktadaki tercihin Türkiye'den yana olması gerektiğini ifade etti. İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

"15 Temmuz'da tarihinde ilk defa işgal girişimine maruz kalan Ankara, hainlerin emellerini tek yürek, tek bilek olarak engelleyen Ankara, seni gönülden selamlıyorum. Darbecilere karşı direnişin gerçekleştirildiği yerlerden biri olan Külliye'den 79 milyon vatandaşımı selamlıyorum.

Darbecilere karşı direnişin gerçekleştirildiği yerlerden biri olan Külliye'den 79 milyon vatandaşımı selamlıyorum. 15 Temmuz Türkiye'nin tamamı ile Ankara'nın da kurtuluş günüdür. Milletimiz, kendini kaosa mahkum etmek isteyenlerin heveslerini kursaklarında bırakmıştır.

"ANKARA O GECE DESTAN YAZDI"

15 Temmuz gecesi bu millet darbe girişimcileriyle birlikte kendisine düşmanlık eden herkesi esir alarak asaletini bir kez daha göstermiştir. Rabb'im bu milletten razı olsun. 148 evladı şehit, 1223 evladı da gazi olan Ankara o gece çok farklı bir destan yazdı. O gece Kızılay'da, Meclis'te, Genelkurmay'da, Gölbaşı'nda, Kazan'da, Mamak'ta, Yenimahalle'de, Ankara Emniyet Müdürlüğü önünde, her köşede ayrı bir destan yazıldı. Tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Gazilerimize Rabb'imden şifalar diliyorum, şükranlarımı sunuyorum.

"FİNALİ ANKARA'DA YAPALIM DEDİK"

Pazar günü malum Yenikapı'da bu millet farklı bir destan yazdı. Aslında 21. asrın "Yenikapı"sını açtı. Demokrasinin "Yenikapı"sını açtı. Ve adalete yönelik bir "Yenikapı" açtı. 5 milyon kişinin katılımıyla Demokrasi ve Şehitler mitingimizi yaptık. Rabb'im birliğimizi daim eylesin. Aslında İstanbul'daki mitingle demokrasi nöbetlerini devam ettirelim, dediler. Dedik ki, sizler zaten bunu gönlünüzde devam ettiriyorsunuz, ama biliyorum ki milletimiz ülkesine, özgürlüğüne, geleceğine, öyle sımsıkı yapışmış durumda ki "bitti" demeye gönlümüz razı olmadı. Finali Ankara'da yapalım istedik.

"İHANET NÖBETİNİ FETÖ BIRAKIYOR PKK ALIYOR. PKK BIRAKIYOR DAEŞ ALIYOR"

Şimdi görüyorum ki, milletimiz hala meydanları bırakmak istemiyor. Gazi M. Kemal'in İstiklal Harbi'nin en sıkıntılı günlerinde ifade ettiği bir ilke vardı; hatt-ı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Biz de diyoruz ki demokrasi nöbeti sadece belli saatlerde, belli yerlerde yapılmaz. Günün 24 saati, yılın 365 günü, evlerimizde, iş yerlerimizde, demokrasimize her yerde sahip çıkacağız. Yani vatanın her köşesinde, günün her saatinde demokrasi nöbetinde olacağız. Tehlikenin, tehdidin nereden geleceği, ne zaman geleceği, kimden geleceği belli olmuyor. Bugün Şırnak'ta, Mardin'de, Diyarbakır'da patlamalar var. İhanet nöbetini FETÖ bırakıyor, PKK devralıyor, o bırakıyor DAEŞ devralıyor. Biliyoruz ki hepsinin cibiliyetinin gereği bu.

Onlar ihanet nöbetlerinde birer ikişer geberecekler, biz demokrasi nöbetlerinde evelallah "şüheda fışkıracak sıksan toprağı sıksan şüheda, canı cananı bütün canımı alsın da hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda" diyerek yola devam edeceğiz.

Bir tarafta Hakk'ın müjdesine nail olmak, diğer tarafta hayvandan daha aşağı seviyede yok olup gitmek var. Biz Hakk'ın yolundan, milletin yolundan gidenlerden olmakla gurur duyuyoruz. Ruhunu şeytana satmış, Pensilvanya'daki şeytanın yolundan gidenlerin sonu hüsrandır.

DAEŞ denilen ve sadece Müslüman kanı akıtan proje örgütün arkasından gidenlerin akıbeti hüsrandır. PKK'nın yalanlarına kananların sonu hüsrandır. Milletimizin içine fitne tohumu ekenlerin durumu da farklı değildir. Milletimiz 15 Temmuz'da sadece FETÖ'ye değil, benzer heveslere sahip her çevreye mesajını net olarak vermiştir. Malazgirt'i, İstanbul fethini, Çanakkale'yi yeniden yaşamayı göze almadan kimse bu vatanı bölemez, bu devleti yıkamaz.

Hangi bedelleri göze aldığımızı 15 Temmuz'da cümle aleme gösterdik. Bu ülkeyi ele geçireceğini sananlar kendilerince her şeyi çok iyi planlamışlar. Uçakları vardı, F16'ları vardı ama onları biz satın almıştık. Helikopterleri vardı, tankları vardı, bunları biz almıştık. Ellerinde silahları vardı, biz almıştık. Ama aldıklarımızı meğerse hainlere teslim etmişiz. O gece milyonların sokağa dökülüp, tüfeklerin, tankların, uçakların karşısına bunlar düşünemedi bir şeyi, bu millet onların karşısına çıkacak, bunu düşünemediler.

"YA TÜRKİYE YA FETÖ"

Bugün Bulgaristan'da bunların bir finansörü daha yakalandı. İlticası reddedildi, Türkiye'ye teslim edildi. Kovalıyoruz, kovalayacağız. Onu da kovalıyoruz. Er veya geç ABD tercih yapacaktır; ya Türkiye ya FETO. Ya darbeci terörist FETO, veyahut demokrasi ülkesi Türkiye. 85 koli dosya gitti.

Böyle bir darbe yanlısını yaklaşık 17 yıldır ülkesinde barınan bu alçağı, bu şarlatanı herhalde artık ABD daha fazla saklamayacak, gönderecektir. Cumhurbaşkanıyla, Başbakanıyla, siyasi parti liderleriyle, bu devletin topyekün karşı koyacağını bunlar akıllarına dahi almamışlardı. Bu vatanın öz evladı olan askerlerin, yazdıkları senaryoda yer almayacağını öngörememişlerdi. Bunlar Ömer Halisdemir gibi bir vatan evladının çıkıp kendilerini alınlarının ortasından vuracağına ihtimal vermemişlerdi."

KÜLLİYE İLK KEZ AÇILDI

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin yer aldığı Beştepe'de kapılar ilk kez vatandaşlara açıldı. Onbinlerce Ankaralı, Erdoğan'ın çağrısıyla birlikte akşam saatlerinden itibaren Beştepe'ye gelmeye başladı. Külliye'yi Ankara'ya bağlayan yolların tamamında trafik yoğunluğu yaşanırken, polis yoğun güvenlik önlemleri aldı.