BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  EKONOMİ

Enflasyon hedefine ince ayar yolda

Merkez Bankası'nın 21 Haziran 2012 tarihli Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti, Merkez Bankası'nın web sitesinde yayımlandı.

Abone ol

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, önümüzdeki aylarda enflasyonun Nisan Enflasyon Raporu'na kıyasla daha olumlu bir seyir izlemesinin beklendiğini bildirdi.

Özetin para politikası ve riskler bölümünde, Kurul, 2010 yılının sonlarından itibaren uygulanan para politikası çerçevesinin, ekonomide dengelenmeyi sağlayarak makro finansal riskleri azaltma konusunda oldukça etkili olduğu değerlendirmesinde bulunurken, özellikle tüketici kredilerinde gözlenen yavaşlama ile cari işlemler dengesindeki iyileşme eğiliminin sürmesinin bu değerlendirmeyi desteklediği, iktisadi faaliyetin ılımlı seyri ve emtia fiyatlarındaki düşüşün de süregelen dengelenmeye katkıda bulunduğu vurgulandı.

Enerji ve işlenmemiş gıda fiyatlarının Nisan Enflasyon Raporu'ndaki varsayımlara kıyasla daha olumlu seyretmesinin enflasyon görünümünü iyileştirdiğine işaret edilen özette, bu doğrultuda enflasyonda Haziran ayında beklenen baz etkisi kaynaklı yükselişin tahmin edilenden çok daha sınırlı olacağının not edildiği, ayrıca, küresel büyüme görünümündeki zayıflamaya paralel olarak toplam talep koşullarının da enflasyondaki düşüşe destek verdiği, bu çerçevede, önümüzdeki aylarda enflasyonun Nisan Enflasyon Raporu'na kıyasla daha olumlu bir seyir izlemesinin beklendiği bildirildi.

''Ek parasal sıkılaştırmaya gidilebilecektir''

Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti'nde şunlar kaydedildi:

''Bununla birlikte, enflasyonun bir süre daha hedefin üzerinde seyredecek olması fiyatlama davranışlarına dair temkinli bir duruş gerektirmektedir. Mevcut durumda orta vadeli beklentiler göreli olarak istikrarlı bir seyir izlese de, Kurul üyeleri yıl sonu enflasyon beklentilerinin hedefin belirgin olarak üzerinde olduğuna dikkat çekmiştir. Dolayısıyla, gerekli görülen günlerde Nisan ve Mayıs Kurul kararlarında ifade edilen ek parasal sıkılaştırmaya gidilebilecektir.

Kurul, küresel ekonomiye dair belirsizliklerin sürmesi nedeniyle para politikasında esnekliğin korunmasının uygun olacağını belirtmiştir. Bu çerçevede, mevcut konjonktürde süregelen yukarı ve aşağı yönlü risklere karşı, geniş faiz koridoru uygulaması ile etkin likidite yönetiminin sağladığı hareket alanına sahip olmanın önemi tekrar vurgulanmıştır. Alınan tedbirlerin krediler, yurt içi talep ve enflasyon beklentileri üzerindeki etkileri dikkatle takip edilecek, Türk Lirası fonlama miktarı gerekli görüldüğünde aşağı veya yukarı yönlü ayarlanacaktır.

Ayrıca Kurul, finansal istikrarı desteklemek amacıyla, Türk Lirası yükümlülükler için tutulması gereken zorunlu karşılıkların döviz ve altın cinsinden tesis imkanına dair getirilen esnekliğin bir miktar daha artırılmasını uygun bulmuştur. Kurul üyeleri, bu düzenlemelerin sermaye akımlarında gözlenen aşırı oynaklığın yurt içi piyasalar üzerindeki olumsuz etkisini sınırlandırmayı amaçladığını vurgulamıştır. Ayrıca, önümüzdeki dönemde uygun şartlar oluştuğunda Türk Lirası zorunlu karşılıklar için döviz ve altın cinsinden tesis edilebilen oranların sırasıyla yüzde 60 ve yüzde 30 düzeylerine kadar, kademeli olarak artan fazla bulundurma katsayılarıyla yükseltilebileceği hatırlatılmıştır.''

''Faiz dışı harcamalar büyük ölçüde kontrol altında''

Kurul'un para politikası stratejisini oluştururken maliye politikasına ilişkin gelişmeleri yakından takip ettiğinin altı çizilen özette, yılın ilk yarısında iç talepteki yavaşlamaya bağlı olarak vergi gelirlerinin artış hızı düşse de gelinen nokta itibarıyla faiz dışı harcamaların büyük ölçüde kontrol altında olduğunun gözlendiği belirtildi.

Mevcut para politikası duruşunun Orta Vadeli Program'da (OVP) belirlenen çerçeveyi esas aldığı, dolayısıyla mali disiplinin devamını öngördüğü kaydedilen özette, bunun yanı sıra, Nisan Enflasyon Raporu'nda yer alan tahminler, yönetilen/yönlendirilen fiyatlarda 2012 yılının kalanı için belirgin bir artış öngörülmediği, maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesinin söz konusu olabileceğinin altı çizildi.

Orta vadede mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak yapısal reformların güçlendirilmesinin, Türkiye'nin kredi riskindeki göreli iyileşmeye katkıda bulunarak fiyat istikrarını ve finansal istikrarı destekleyeceği vurgulanan özette, bu yönde atılacak adımların aynı zamanda para politikasının hareket alanını genişleteceği ve uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde kalıcı olmasını sağlayarak toplumsal refahı destekleyeceği, bu çerçevede OVP'nin gerektirdiği yapısal düzenlemelerin hayata geçirilmesi konusunda atılacak adımların büyük önem taşıdığı ifade edildi.