BIST 10.046
DOLAR 32,39
EURO 34,66
ALTIN 2.390,53
HABER /  MEDYA

Ekrem Dumanlı'dan diren yazısı

Zaman'ın tepesindeki isim Ekrem Dumanlı, 'susma sustukça sıra sana gelecek' tadında bir yazı kaleme aldı.

Abone ol

Çevre ve HES protestolarını gündeme getiren Dumanlı, vatandaşa hemen her alanda cesaret geldiğini savundu.

17 Aralık sürecinde hükümetle amansız bir kavgaya tutuşan cemaat medyasının önde gelen isimlerinden Dumanlı'dan sert bir yazı daha..

Zaman si Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, hükümetin politikalarına karşı düzenlenen protestoları köşesine taşıdı. Dumanlı, "Despotizmin tükenişi" başlıklı köşesinde isim vermedi ama mesajların adresi Başbakan Erdoğan oldu.

Devletin eskisi kadar insanların yüreklerine korku salamadığını iddia eden yazar, yazısında "halkın her kesimi, mazlumlar dayanışmasına örnek olacak çapta 'isyan ahlakı'nı keşfediyor. " diyor. 

İSTİKBALDE DESPOTLARA YER YOK

(...)Demokrasilerde asıl patronun halk olduğunu belirten Dumanlı, yöneticilerin yaptığı hizmeti kimsenin başına kakamayacağını yazdı. Siyasilerin halkın denetimine tabi olduğunu ifade eden yazarın hedefinde "zalim" yöneticiler vardı.

Günlük siyasî keşmekeşin haşin dili, ölçüsüz üslubu ve hak tanımaz tavrına bakanlar despotik bir dönemin başında olduğumuz zannına kapılabilir. Oradan bakınca haksız da sayılmazlar. Lakin, meseleye bir de değişen insan ve özgürleşen toplum penceresinden bakmak gerekiyor. O perspektiften baktığınızda göreceksiniz ki hiçbir zulüm kalıcı olamayacak ve yeni insan gerçeği hakperest bir sistemi yöneticilere icbar edecek. Yani istikbalde despotlara yer yok...

İNSANLAR DEVLET ZORBALIĞINA BOYUN EĞMİYOR, EĞMEYECEK

Ne yazık ki bazıları son dönemde yönetmeyi, keyfi kararlar almak, insanları sorumsuzca suçlamak, hayali suçlar ihdas etmek, her kitleye ayrı ayrı ve sürekli hakaret etmek, her halükarda nefret dili kullanmak sanıyor. Yanılıyorlar. Artık her fert ve her kitle, kendi hakkını müdafaa edecek kadar demokratik bir şuur ortaya koyabiliyor. Edirne'de, Rize'de, Antep'te, Adana'da, Diyarbakır'da, İstanbul'da insanlar devlet zorbalığına boyun eğmiyor; eğmeyecek de! Belki de ilk defa bu ülke temel hak ve özgürlüklerin sade vatandaş tarafından yürekli bir şekilde savunulduğu yeni bir döneme girdi. Belki de ilk defa 'kutsanmış devlet' mazeretiyle örülen suni korunaklar yıkılıyor ve halkın her kesimi, mazlumlar dayanışmasına örnek olacak çapta 'isyan ahlakı'nı keşfediyor. Toplumdaki demokratik hukuk devleti arayışlarını fark edemeyen her yönetici kendi adını tarihe zalim diye kaydettirecek; üstelik hem bu dünyada hem öbür alemde rezil rüsva olacak..."