BIST 9.693
DOLAR 32,58
EURO 34,80
ALTIN 2.510,75

Düzce Üniversitesi'nin gençliğin aydınlatılmasına yönelik gösterdiği hassasiyet

Sevgili dostlar; geçtiğimiz Cumartesi-Pazar, dolu-dolu iki gün boyu devam eden bir programla, Düzce Üniversitesi Rektörlüğü, Düzce Belediye Başkanlığı ile Düzce Müftülüğü  “Günümüzce Gençlik” sempozyumu adı altında bir ilmî etkinlik düzenlemişlerdi.

Geçmişte vekilliğim süresinde, Düzce Üniversitesinin kuruluş yıllarında, bilhassa Üniversitenin fizik boyutta yapılanmasında, zamanın Devlet Planlama Müsteşar Yardımcısı, rahmetli kardeşimin adaşı Halil İbrahim beyin de ilgi, yardım ve yönlendirmeleriyle son şekli verilmiş olan plan ve projelerin bugün için kemale ermiş müşekkel halini görüp Rabbime HAMDETME fırsatını yakalayabilmem için, eski dostum, Düzce ilahiyat Fakültesinin kurucu dekanı ve halen Zahidu’l-Kevserî Enstitüsünün müdürü sayın Prof. Dr. Mehmet Faruk Bayraktar’ın davetiyle ben de “Devletin Devamlılığı Açısından Gençliğin Önemi” başlıklı sunumumla sempozyuma katıldım.

Yeni Rektörümüz, sempozyumun ilk açılış oturumundan itibaren, ev sahibi olarak yapmış olduğu konuşmayla birlikte, bütün oturumlara iştirak etmekle birlikte, sempozyumun hedefleri gençlerle bütünleşmeye, onların sıkıntılarını giderip, onların ruh ve mana bütünlüğü içerisinde yetişip, milletin umudu mahiyetinde hayata atılmalarına ne kadar önem verdiğini fiilen ortaya koymuştu. Ayrıca sayın valimizin sempozyuma iştiraki ve yapmış olduğu konuşma, özlenen devlet-millet kaynaşmasının en güzel örneğiydi.

Gençlik niçin önemli!

Sevgili dostlar, devleti meydana getiren üç ana unsur vardır… Bunlar da, sırasıyla Toprak(ülke unsuru), Hakimiyet unsuru ve İnsan unsurudur. Zira sosyal ilişkileri geliştirerek, dostluklar tesis ederek, hakkaniyet ve adalet doğrultusunda toplumsal hayatı düzenleyecek olan, iyilik ve davranış güzelliklerini sosyal olgu mahiyetinde toplumda ortaya çıkaracak ve nihayet genelde dünyayı özelde Türkiye’yi, daha da özelde Düzce’yi veya yaşadığımız yeri, yaşanır hale getirecek olan İNSANDIR.

Öyleyse devletin en önemli unsurunu teşkil eden insan, küçüklük döneminden itibaren en az gençlik döneminin sonuna kadar, başta aile ve devletin üst kurumları olmak üzere onun en verimli şekilde yetişmesi için kamu adına görev ifa eden bütün birimler, geleceğimizin teminatı olan gençliğin himaye ve gözetimi, akıl-gönül-dil üçleminde, öncelikle genç neslin, toplumun ruh ve mana değerleriyle bütünleşip, devletin devamlılığına yönelik beklentilerine katkı ve yönlendirici müdahaleyi en üst seviyede sunabilmesi için, fizik bütünlüğünün en muhkem şekilde himayesi yanında, yine kabiliyetine göre onun en son bulgu ve teknik gelişmeler doğrultusunda ilim ve irfanla donatılması ZORUNLUDUR.

O halde İstiklal ve İstikbalimizin teminatı olan gençlerimizi, her alanda; madde ve manada en üst düzeyde yetiştirecek, onların “Kökü mazide olan bir atî” anlayışı içerisinde, değerlerine bağlı, ne istediğini bilen, ufku geniş, azimli, donanımlı ve çalışkan bireyler olarak geleceğe yönelik her daim hazır olmalarını gerçekleştirmemiz zorunludur.

Nasıl bir gençlik bekliyoruz

“Zaman bendedir, mekan bana emanettir” haykırışıyla milletinin geleceğine sahip çıkan, fetih ruhu içinde taklitçilikten uzak, özüne dönme ve kendisiyle bütünleşme yolunda aşk ve vecd içinde kendini milletinin geleceğine adamış bir gençlik bekliyoruz…

“Hakimiyet Hak’kındır” ilkesinin hasretini çeken, gerçek adaleti Hak’ka teslimiyette arayan bir gençlik bekliyoruz.

Cananı uğruna canını esirgemeyen, ama milletinin geleceğini imar yolunda en etkin strateji ve takdiklerin sahibi olan bir gençlik bekliyoruz.

Madde ve manasına yönelik, yok edici en ufak bir plan-proje ve taktiği fark edecek kadar uyanık ve gözü keskin bir gençlik bekliyoruz.

Sorumluluk meydanından, “kim var” diye bir ses yükseldiğinde, sağına-soluna hiç bakmadan fert-fert “Ben varım” cevabını veren ve yine her biri “Benim olmadığım yerde kimse yoktur” diye haykıran, devletinin bekasına, vatanının bütünlüğüne, milletinin birlik ve beraberliğine gönülden bağlı  bir gençlik bekliyoruz.

Sevgili dostlar, bu yolda; sorumluluk sahibi her bir Kurum, Kuruluş ve Birime, aile birliğinin öncüleri olan ana babalara, gönüllerindeki millî kültürümüzün demetlerini davranışlarına yansıtan AKSAKALLAR ‘ımıza, bulundukları her ortamda söz ve davranışlarıyla toplumun yolunu aydınlatan hocalarımıza, asıl işleri kökü mazide olan toplumsal değerlerimizi güncellemek olan düşünür ve ilim adamlarımıza hasılı herbirinize başarılar diliyorum.

Kalın sağlıcakla sevgili dostlar.