BIST 10.337
DOLAR 32,26
EURO 34,74
ALTIN 2.399,29

Dünyanın dört bir yanına savrulmuş Doğu Türkistan'lı mazlumların Bosna-Hersek buluşması

Sevgili dostlar; mazlumun ahını yakından duymak, hatta onlarla birlikte kulağının üzerine yatmış olan ilgisiz dünyaya aah u figanımızı, birlikte daha gür çıkan sesimizle, duyurabilmek için ben de Doğu Türkistan’lı kardeşlerimle birlikte 8-10 Ekim 2021 tarihleri arasında Saraybosna’da idim.

13 yıldan bu yana her yıl, İstanbul’da yerleşik olan ve faaliyette bulunan Doğu Türkistan Marif ve Dayanışma Derneği’nin sevk ve idaresinde, Çin zulmünden canını kurtarıp, Pamir ve Karakurum dağlarını aylar süren yaya yürüyüşle aşarak dünyanın dört bir tarafına savrulan Uygur Türkü kardeşlerimiz, belirlenen bir merkezde “Dünya Doğu Türkistanlılar Kardeşlik Buluşması” adı altında bir araya gelir ve geçmiş olan yılın muhasebesini, müteakip buluşmaya kadar da gelecek yılın planlamasını yaparlar. Dört yıldan bu yana bu kardeşlik buluşması aynı zamanda “ Doğu Türkistan Millî Birlik Şurası” diye adlandırılmış bulunmaktadır.

Bugüne kadar bu buluşmalara İstanbul, Bolu ve Yalova illerimiz ev sahipliği yaparken, değişen dünya koşullarının, etkin güçler arasındaki rekabetin uluslararası siyasî arenada tırmanış gösterdiği günümüzde bu buluşma “13. Dünya Doğu Türkistanlılar Kardeşlik Buluşması  ve 4. Doğu Türkistan Millî Birlik Şurası”  adı altında Saraybosna’da gerçekleşti.

Peki Şura'nın hedefi neydi?

Toplantıya ABD ve Avusturalya dahil olmak üzere Avrupa ve diğer kıtalardan yaklaşık 18 ülkede yerleşik, Doğu Türkistan Diasporasına  bağlı olarak faaliyet gösteren dernek başkan ve temsilcileri katılmakla birlikte, Bosna-Hersek, Makedonya ve Arnavutluk’a ait STK’lar, Sancak Baş Müftüsü, Avrupa, Kuveyt ve birçok Müslüman toplulukların temsilcileri ve diplomatlar katıldı.

Toplantının hedefi ise; Çin işgali altında inim-inim inleyen ve günümüzde binbir çeşit eziyet ve cefaya tabi tutulan 35 milyonluk Doğu Türkistan Müslüman Uygur Türkünün dünyadaki tek sesi olan Dünya Doğu Türkistan diasporasının, değişen dünya şart ve dengelerine göre pozisyon alması  ve ona göre değerlendirmeler yapması, elde edilen bu bilgi ve veriler doğrultusunda önümüzdeki yıl içinde Doğu Türkistan davası için etkin eylem planları hazırlanması...

Dikkat çeken bir husus, bu hedefi elde edebilmek için toplantıya dünyanın dört bir yanından pratik ve teoride etkin siyasî liderler, Uygur toplumunun dününü bugününü bilen, toplumun kültür derinliklerine ve temel kaynaklarına vakıf bilge kişiler, aydınlar, araştırmacı şahsiyetlerin ve sosyolojik açıdan çeşitli STK temsilcilerinin katılımlarının temin edilmiş olmasıydı.

Niçin Bosna-Hersek

13 yıldan bu yana gurbetteki kardeşlerimizin buluşup bir araya geldikleri mekan daha çok İstanbul’da gerçekleşmiş olmakla beraber bu yıl, Türkiye’yi aşarak Saraybosna’da buluşmalarının sebebi ne idi? Geçmişe dönüp baktığımızda açıkça müşahede edeceğimiz ilk sebep iki toplum arasındaki kader birliği idi.

 Zira Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz 72 yıldan bu  yana Allahsız Çin zulmüne maruz kalmış, Komünizmin inkarcı uygulamalarının kurbanı olmuşlardı. Bosna-Hersek halkı da zulüm oranı farklı olsa  bile daha düne kadar aynı kaderi paylaşmış, ama Bosna’lı Müslüman Boşnak kardeşlerimiz  kendi içlerinden çıkardığı dava adamı, bilge kişi, rahmetli Aliya İzzetbegoviç’in liderliğinde kendilerini kuşatan zulüm çemberini kırmış, makus talihlerini yenerek dedeleri Fatih Sultan Mehmed Han Hazretlerinin duaları doğrultusunda aslına döndürmüşlerdi.

İkinci sebep şu idi; hepinizin bildiği gibi Nasreddin hoca damdan düşünce herkes farklı bir şey söylemiş. Bu sefer hoca, bana damdan düşen birisini bulup getirin “yaşayan bilir” misali ona sorayım demiş. Doğrudur Bosna-Hersek en huzurlu günlerini evlad-ı fatihan olarak Asitane= İstanbul  ile gönül birliği içerisinde olduğu, o birliktelik içerisinde aynı  otoriteden kaynaklanan yetki ve sorumluluğu paylaştığı günlerde yaşamıştı.

Ama ne yazık ki devran dönmüş hükümranlık zalimin eline geçmişti. “Gün doğmuş gün batmış EBED bizimdir, elbet bizimdir” diyen Boşnak halkı kendi içinden çıkardığı Lider’inin emir komutasında mücadelesine yılmadan devam etmiş, bu yolda şehadet parmakları aynı diklik ve doğruluk içinde bembeyaz mermerlere dönüşerek toprağa düşmüş ve herbir yiğidin başında şehadet parmağı misali semaya doğru sivrilen o tevhid nişanından fışkıran yiğitlerin ruhu ecdad ruhuyla bütünleşip devleşmiş ve geride kalanlara huzurlu günleri bahşetmişti.

İşte Doğu Türkistan diasporasının Bosna-Hersek’te toplanmasının asıl ve ikinci sebebi merhum Aliya İzzetbegoviç’in şahsında müşahhaslaşan o asıl ruhla tanış olmak ve bütünleşmekti. Nitekim Doğu Türkistan diasporasının vermekte olduğu mücadele, Bosna-Hersek’in kendi öz devletini inşa etme sürecine dek vermiş olduğu mücadele ile mukayese edilmiş ve değişen dünya düzeninde Doğu Türkistan  mücadelesinin göz önünde bulundurması gereken hususlar kaydedilmişti.

Sonuç bildirgesi

İlan edilen sonuç bildirgesinde birinci derecede, zalimler zaliminin siyasî sistemde ,  toplumsal değerlerde ve uluslararası ilişkilerde tamamen evrensel değerlere aykırı olan hile ve tehditlerinin teşhir edilerek bu hususta bütün dünyanın uyarılmasına vurgu yapıldı. Aynı şekilde Batı’da faaliyet gösteren insan hakları örgütleri  yurtlarını işgal eden zalime karşı işbirliğine davet edildi.

İkinci olarak Türk Cumhuriyetleri ve İslam  Ülkeleri ile Orta Asya ve Balkanlar’da Doğu Türkistan davasını uluslararası arenada gündeme taşımak  ve daha güçlü kılmak için halk diplomasisi yürütmenin zorunluluğu kayıt altına alınarak, DoğuTürkistan davasının ana ilkelerini korumak temelinde karşılıklı işbirliğinin temin edilmesi, Müslüman Uygur Türkü’nü  yok etmek isteyen, bir bakıma bütün insanlığın ortak düşmanı olan zalime karşı, fikir ayrılıklarını bir kenara bırakarak birlikte hareket etmek ve bu hususta çeşitli kuruluşlarla işbirliğine girişmek suretiyle birlikte çalışma imkan ve yollarını geliştirmek dilek ve temennisiyle toplantı nihayetlendirildi.

Rabbim kardeşlerimizin yardımcıları olsun, Birlik ve beraberlik içerisinde kendilerine muvaffakiyetler diliyoruz. Başarılarına dualar ediyoruz.

Kalın sağlıcakla sevgili dostlar.