BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

Domuz bağı Bursada hortladı!

Günlerdir aranan müteahhit, Bursa'da bir dere içinde domuz bağıyla öldürülmüş şekilde bulundu.

Abone ol Bursa'da bir derede domuz bağı yöntemiyle bağlanmış olarak bulunan cesedin, müteahhit Süleyman Aktaş'a ait olduğu belirlendi.

Alınan bilgiye göre, 29 Ağustosta, Balabancık köyünden geçen Nilüfer Deresi'nde cesedi bulunan kişinin üzerinden kimlik çıkmaması üzerine soruşturma başlatan jandarma ekipleri, ilk olarak kayıp başvurularını incelemeye aldı.

Güvenlik güçleri, Şükriye Aktaş'ın, eşi Süleyman Aktaş'ın (39) kayıp olduğu yönünde yaklaşık bir hafta önce Bursa Emniyet Müdürlüğüne başvuruda bulunduğu bilgisine ulaştı. Bunun üzerine Şükriye Aktaş'ın ifadesine başvurulması üzerine cesedi bulunan kişinin kimliği tespit edildi. Cesedi tanınmayacak hale gelen kişinin fotoğrafları gösterilen Şükriye Aktaş, fotoğraftaki kişinin giysilerinden cesedin eşine ait olduğunu teşhis etti.

Kadının, giysilerini eşine doğum gününde kendisinin hediye ettiğini söylemesi üzerine Süleyman Aktaş ile husumeti olan kişileri araştıran güvenlik güçleri, Aktaş'ın yıllar önce birlikte iş yaptığı öğrenilen Erhan A'nın (49), Soğanlı Mahallesi'ndeki evine operasyon düzenledi.

Operasyonda gözaltına alınan ve ilk ifadesinde Aktaş'ı öldürdüğünü itiraf ettiği belirtilen Erhan A'nın, Süleyman Aktaş'la ortak olarak Yalova'da kauçuk fabrikası açtıklarını, 1998 yılında kapanan fabrikanın arazisini sattıklarını, ancak Aktaş'ın bu satıştan kaynaklanan 142 bin dolar alacağını kendisine ödemediğini iddia ettiği öğrenildi.

''NİYETİM ÖLDÜRMEK DEĞİLDİ''
Görükle Jandarma Karakolundan alınarak ''yer gösterme'' yaptırılan Erhan A, tatbikatta olayın detaylarını anlattı.

Aktaş'ın, borç meselesini konuşmak üzere kendisini 27 Ağustos salı günü evinden otomobille aldığını savunan Erhan A, olayla ilgili jandarma ekiplerine şu bilgiyi verdi:

''Otomobille dolaşırken aniden bana tokat attı. Bir an kendimden geçtim. Bir süre sonra kendime geldiğimde onun elinde bir pamuk gördüm. Ben de cebimdeki biber gazını tamamen yüzüne boşalttım. Kendim de gazdan etkilenince arabadan indim ve onun koltuğuna geçtim. Bunun için de torpidoda bulduğum kelepçe ile zorlanarak da olsa ellerini bağlayıp önce yan koltuğa oturttum. Niyetim öldürmek değildi, sadece o anki durumdan kurtulmak istedim. Ancak gazdan boğularak öldüğünü anlayınca bagajda bulduğum halatla cesedi bağlayarak bagaja koydum. Otomobille saatlerce dolaşarak cesedi nereye koyacağımı düşündüm. Sonunda bir taş buldum ve Nilüfer Deresi'ne geldim. Taşa bağladığım cesedi dereye yuvarladım ve olay yerinden ayrıldım.''