BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  EKONOMİ

Dolardaki yükseliş neyin işareti?

Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Bayraktutan, dolardaki yükselişi değerlendirdi.

Abone ol

Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Bayraktutan, dolardaki yükselişe ilişkin, "Türkiye ekonomisinin kendi dinamiklerinde, bir panik için koşulları içermiyor" dedi.

Bayraktutan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dolardaki yükselişin, ABD ekonomisi ve ABD Merkez Bankasının parasal genişlemeyle ilintili geleceği belirsiz olan bir takım sorunlardan kaynaklanan küresel bir problem olduğunu belirtti.

Türkiye'yi panik havasına sokan şeyin, cari açık ve onun finansmanıyla alakalı olduğunu anlatan Bayraktutan, dünyada günde 4 trilyon dolarlık bir dolar işleminin yapıldığına dikkati çekti.

Prof. Dr. Bayraktutan, "Türkiye gibi bir ekonominin ulusal parasının dolar karşısındaki değeri bütün dünyada olup bitenlerden etkileniyor, Türkiye'de olanlardan değil. Kaldı ki Türkiye'nin görece sağlam mali, finansal, bütçe yapısı olmasaydı çok daha olumsuz şeyler ortaya çıkardı. Türk bankacılığı ve maliye sistemi özellikle hükümetin bütçe ve mali disiplinle ilgili her halükarda sürdürdüğü yaklaşım olmasaydı çok daha olumsuz şeyler olabilirdi" diye konuştu. 

Cari açığın sıcak para girişleriyle finanse edilmesinden dolayı parasal çıkışların Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilerde ulusal para biriminin değer kaybına yol açan sonuçlar doğurduğunu belirten Bayraktutan, "Türkiye ekonomisinin kendi dinamikleri, bir panik için koşullar içermiyor. Bunu bir panik havası haline sokmak anlamlı değil ama çok bir şey yokmuş gibi davranmak da anlamsız" ifadesini kullandı.

Bayraktutan, Merkez Bankası'nın para politikası önlemleriyle ulusal paranın değerine istikrar kazandırmasının acil önem taşıdığını vurgulayarak "Aksi halde enflasyon hedefleri sapar, bütün finansal dengeler bozulur. O yüzden Merkez Bankası genelde makro ihtiyati yaklaşımdan bahseder. Onun daha özenle vurgulanması ve ona göre de tedbirlerin devreye sokulması icap ediyor. Çok rahat bir konjoktürden geçmiyoruz" şeklinde konuştu.

"Mısır ve Suriye politikalarının etkili olduğu iddiaları spekülatif"

Bayraktutan, "Doların yükselişinde Mısır ve Suriye politikasının etkili olduğu" iddialarının spekülatif yorumlar olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

"Brezilya'da ne oluyor o zaman? Suriye ve Mısır'la diplomatik ve politik gelişmeler 'hadi Türkiye'yi etkiliyor' diyelim. Brezilya ve Hindistan'da da ulusal paralar Türk Lirası'nın yaşadığına benzer  değer kaybediyor. Son bir kaç haftadır Türk Lirası'nın avro ve dolar karşısındaki dalgalanması, daha doğrusu yukarı yönlü hareketi Türkiye ekonomisiyle veya Ortadoğu coğrafyasındaki diplomatik ilişkilerle açıklamak eksik olur. Tabi onların da payı vardır ama yüzde 10-20'dir onların payı. Asıl pay ABD Merkez Bankası ve parasal genişleme stratejisindeki dönüşümle ilintili belirsizliklerdir. Bir kaç aydır ABD Merkez Bankası 'parasal genişlemeye son vereceğiz, verebiliriz' gibi çok öngörülemez bir pozisyon alıyor. Bu, uluslararası sermaye hareketlerini etkiliyor." 

Prof. Dr. Bayraktutan, bazı iş adamlarının dolardaki yükselişin kendileri için daha iyi olduğunu düşündüğüne dikkati çekerek,  doların yükselmesinin ihracatı olumlu yönde etkileyebileceğini ama bunun üretim yaparken ithal girdi kullanıldığı için maliyetleri de arttıracağını ifade etti.

Türk Lirası'nın dolar karşısında değer kaybetmesinin,  bir çok girdide ithalata bağımlı olunduğundan bunun zaman içinde Türkiye ekonomisi için maliyetlerin artmasına yol açabileceğini ve "enflasyonist bir baskı" yaratabileceğini dile getirerek,  "Kısa dönemde bazı ihracatçılar için ihracat şansını arttırsa da orta ve uzun vadede maliyetleri ve enflasyonu arttırarak bütünüyle ekonomi için olumsuz sonuçlar doğurur. O yüzden bu kurdaki yükselişe bir istikrar kazandırmak Merkez Bankası'nın bugünlerde yapacağı en hayırlı iş olur" şeklinde konuştu.