BIST 9.008
DOLAR 32,33
EURO 35,04
ALTIN 2.280,65
HABER /  SAĞLIK

Dismorfofobi nedir? Disformik soruları cevaplayın öğrenin

Estetikçiye mi ihtiyacın var psikoloğa mı? Ayna ayna söyle bana yoksa ben dismorfik miyim? Nedir bu Dismorfofobi belirtileri nelerdir, dismorfik olduğunu nasıl anlarsın tedavisi nasıl olur?

Abone ol

Dismorfofobi olarak da bilinen beden dismorfik bozukluğu, dünya çapında sıkça görülen şiddetli bir zihinsel rahatsızlıktır. Gerçekte normal görünmelerine rağmen, çirkin olduklarına inanırlar. Bu rahatsızlığı yaşayanlar çalışma ve sosyalleşmeyi bırakabilir, eve kapanabilir ve hatta intiharı bile düşünebilirler.

Uzman Klinik Psikolog ve Hipnoterapist Mehmet Başkak, halk arasında ‘ayna hastalığı’ olarak bilinen dismorfofobi hakkında önemli bilgiler verdi: “Dismorfofobik bir insan, herhangi bir organının şeklini, görünümünü kafaya takmıştır, kendini beğenmez, çirkin olduğunu düşünür. Herkes normal olduğunu söylese de o rahatsızdır, yine de çirkin olduğunu düşünür. Estetikçilere gitse de on defa operasyon geçirse de görünümünden memnun değildir.

Dismorfofobik kişiler kendilerini çirkin veya deforme, hatta iğrenç bir canavar gibi görüyor olabilirler. Endişeler genellikle yüze veya kafaya odaklanır. Görünüş kaygısını kontrol etmek veya bu kaygıya direnmek zordur. Bu kaygılar genellikle reddedilme korkusu ve düşük benlik saygısı, utanç, değersizlik ve sevimsiz olma duyguları ile ilişkilendirilir.
Çocukluk çağında da temelleri oluşabilmekle birlikte dismorfofobi genellikle erken ergenlik çağında, ergenlik sorunlarıyla birlikte kendini gösterebilir.

DİSMORFOBİK BELİRTİLERİ BU SORULARIN YANITINI VERİN : Rahatsız olduğunuz fiziksel durumu sürekli düşünüyor, hep başkalarıyla kıyaslıyor ve mutsuz mu oluyorsunuz?

-Beğenilmediğiniz, çok çirkin göründüğünüz düşüncesi sürekli tekrarlayan düşüncelere mi dönüşmüş durumda?

-Herkesin sizin o çirkin bulduğunuz organınızı görüp, ona dikkat ettiğini ve sizi o görünümden dolayı çok çirkin bulduğunu mu düşünüyorsunuz?

-Görünüşünüzü ya da bir uzvunuzu sürekli gizleme eğiliminde misiniz, insanlar görecek diye iletişim kurmaktan hep kaçınıyor musunuz?

-Görünüşünüzle ilgili bu endişenizin, hayatınız üzerinde etkisi var mı?
Eğer varsa: Sosyal hayatınızı, okul çalışmanızı, iş hayatınızı, veya hayatınızın diğer yönlerini önemli ölçüde olumsuz etkiledi mi?

Görünümünüzden herhangi bir şekilde endişe duyuyorsanız ve sürekli zihniniz bu endişeyle meşgulse ve oldukça uzun zamandır bu endişlere sahipseniz; bu durumlara benzer özelliklere sahip olanların bir estetikçiden önce bir ruh sağlığı profesyoneline ihtiyacı vardır, çünkü sorun psikolojiktir. Düzeltilmesi gereken bir organa en iyi estetik müdahale yapılsa bile, sorun devam edebilecektir.

DİSMORFOBİK TEDAVİSİ VAR MI? : Dismorfofobik bireylerin sınırlı sayıda arkadaşı olabilir ya da hiç arkadaşı olmayabilir ve ilişkiden ve diğer sosyal etkileşimlerden uzak dururlar. Alışılmadık derecede yüksek stres yaşarlar ve yaşam kaliteleri belirgin derecede düşüktür. Çoğu hasta da akademik, mesleki kariyerlerinde veya rol işlevlerinde bozukluklar gösterir. Yukarıdaki kriterlerin birkaç tanesini taşıyan birinin estetikçiden evvel, bir psikoloğa ihtiyacı olduğunu kabul etmesi gerekiyor.

Dismorfofobik hastaların çoğunluğu, cerrahi tedavi istemekte diretiyor. Umutsuzluk içinde olan bazıları kendi ameliyatlarını bile yapma girişiminde bulunabiliyor (örneğin zımba teli ile yüz gerdirme girişiminde bulunmak gibi). Vasıfsız kişilere merdiven altı sözde estetikçilere müracaat edebiliyor. Tedavi şekillerinden memnun olmayan bazı hastalar intihar riskine kadar yüksek düzeyde psikolojik sorunlar yaşayabiliyor ya da doktora karşı şiddet gösterebiliyor.

Genellikle kişinin yaşadığı sorunun psikolojik arka planına bağlı olarak tedavisi uzun ya da kısa sürebiliyor. Uzmanın uygun görmesine bağlı olarak ilaç tedavisi ve eşlik eden psikoterapiler belli bir süreçte kişilerin huzuru bulmasını sağlayabilmekte. Bilişsel davranışçı terapi ve buna eşlik eden hipnoterapi desteği bu tür hastalara ciddi faydalar sağlayabilmektedir. Tedavi sürecinin bir estetik müdahaleden önce psikolojik zeminde gerçekleşmesi şarttır ve psikolojik tedavide, iyileşme şansı her zaman yüksektir.