BIST 9.932
DOLAR 32,44
EURO 34,78
ALTIN 2.448,28
HABER /  POLİTİKA

Derin devlet var mı?

CHP'li Haluk Koç, "Derin devlet vardır" diyen Başbakan'a yüklendi... Kafatasçı milliyetçilik için bakın neler söyledi...

Abone ol

 Fatma Sibel Yüksek
İnternethaber/ANKARA

CHP Grup Başkan Vekili Haluk Koç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "derin devlet vardır" açıklamasının "siyasi acizlik" olduğunu söyledi. "Devletin rakımı olmaz" diyen Koç, İnternethaber'in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.                                           

Sayın Koç, iktidar ile muhalefet arasındaki tartışmalar son zamanlarda neden 'milliyetçilik', vatanseverlik, vatan hainliği gibi kavramlar üzerinden yapılıyor?

Toplumda nereye giriyoruz, nereye sürükleniyoruz konusunda bir duyarlılık oluştu."Bize biçilen rol nedir" sorusunu soruyor toplum kendisine..Ama Sayın Başbakan toplumdaki bu duyarlılığa kafatası ırkçılığını çağrıştıran bir milliyetçilik suçlaması ile karşılık veriyor. Hakedilmiş bir davranış değil bu...

"Kafatasçılık" vurgusu yapan gruplar da yok mu?

Toplumda böyle marjinal gruplar tabii ki olabilir, ama başbakanın tanımlamaları yanlış. Ulusal duyarlılık dünyanın her ülkesinde vardır. Çok temel bir kavramdır milliyetçilik...Oysa Sayın başbakan milliyetçiliği basit bir şekilde şoven ve ırkçı bir çizgiyle ifade ediyor. Milliyetçilik Türk milletinin her ferdinde vardır.

CHP'nin milliyetçilik anlayışı nedir?

Milliyetçilik, CHP'nin temel ilkelerinden birisidir. Ama Sayın Başbakan'ın anlayamayacağı kadar farklı bir milliyetçiliktir bu..Birleştirici bütünleştirici, bir etnik tuzağa düşmeyen, kök-köken tartışması yapmayan bir milliyetçiliktir. Atatürk milliyetçiliğidir. Kendini Türk milletinin bir parçası hisseden, birlikte sevinen birlikte üzülen herkes bu milletin bir parçasıdır. Başbakan'ın elinde pergelle kafa tası çapı ölçerek bir takım kişileri itham ederek, ilkel ve bağnaz bir ırkçılık anlayışını çağrıştıran bir suçlamada bulunmaya hakkı yok. Böyle marjinal gruplar her zaman olabilir ama bu duyarlılığı basit bir milliyetçiliğe indirgemek kadar yanlış bir şey yoktur...

Ortaya çıkan bu 'milliyetçilik dalgası' neye bağlı sizce?

Bir karşı koyuş var toplumda. Sen ekonomik, siyasi, diplomatik her türlü teslimiyeti sergiledikten sonra, bu duyarlılık ortaya çıkınca, bunu küçümseyeceksin, kötüleyeceksin farklı mecralara çekeceksin..Bu, çok kötü bir siyasi kozdur.Kendi çelişkileri ile başbaşa kalmış bir Başbakan portresi ile karşı karşıyayız..

Bir de 'derin devlet' tartışmaları var. Sayın Başbakan, "derin devlet vardır" diyor. Sizce de var mı?

Ben devleti rakım ölçülerine göre tanımlamıyorum. Devlet bir hizmet aygıtıdır. Devletin anayasada belirtilmiş kurumları vardır. Devletinin derinliğinin ne olabileceği de anayasada belirtilmiştir. Kısa ve net maddelerdir. Kuvvetler ayrılığı ilkesi de net olarak tarif edilmiştir...

Sizin tanımladığınız bu devlet yapısı içinde zaman zaman devlet adına harekete geçen bazı yasadışı çekirdek oluşumlar var mıdır acaba?

Bunların olabileceği konusunda daha önce yaşadığımız olaylar var, Bunları gözardında tutmuyoruz. Ama tek başına bir siyasi yürütme erkini elinde tutan iktidarın 4,5 yılın sonunda bugün anayasal çerçeve dışında devlet gücünü kullanmayı kendisinde hak gören bazı gruplar varsa, bunlarla mücadele edemeyip "Var galiba" demesi bir aczin ifadesidir. Bunu ben tartışabilirim ama başbakan tartışamaz.

"Benden öncekiler neden mücadele etmedi" diye soruyor ama Başbakan...

Sayın Başbakan herhalde bir özeleştiri yapmak istiyor.."Ben başedemiyorum" diyorsa, iktidar olamamış demektir.İktidarsız, zayıf bir başbakan var..Şikayet herkes edebilir, bir tek başbakan edemez...Eğer varsa derin devlet diye bir şey, şimdiye kadar müdahale edilmemesi suçtur. O da Başbakan'ın sorumluluğundadır: Görevini yapamıyor diye düşünürüz...

Cumhurbaşkanlığı konusuna gelmek istiyorum. Anayasaya göre cumhurbaşkanını seçme muşruiyetine sahip bir parlamento var. CHP tam olarak neyi tartışma konusu yapıyor? Başbakan "adayı olan varsa açıklasın" diyor. CHP hep Erdoğan'a veya başka bir AK Partili'ye karşı olma konumunda mı belirleyecek cumhurbaşkanlığı konusundaki tavrını?

Her yasal olan şey meşru mudur? Biz yasal bir sorundan bahsetmiyoruz, bir meşruiyet sorunundan bahsediyoruz...

Cumhurbaşkanını seçme sayısına sahip bir iktidar partisinin meşruiyet sorunu mu var?

Meşruiyet sorunu var...Cumhurbaşkanlığı makamı kapsayıcılık isteyen, cumhuriyetin temel ilkelerini özümsemiş, bu kavramlarla gizli-açık bir problemi olmayan veya bu kavramlarla siyasi çizgisinde militanca mücadele etmemiş olan, Türk milletinin birliğini, dirliğini temsil edecek olan bir makamdır. İkincisi, 2002'den 2007'ye bir çok siyasi gelişme yaşandı. 2002'de farklı bir siyasi irade yansıdı. Şimdi aynı iradenin 2014'e kadar görev yapacak olan cumhurbaşkanını seçmesi isteniyor..Peki, cumhurbaşkanını seçtikten 6 ay sonra, parlamento aritmetiği çok farklı bir şekilde oluşursa, artık mevcut olmayan bir siyasi iradenin 2014 yılına kadar cumhurbaşkanı seçmesi tartışma yaratmaz mı?

Bütün AK Parti'liler için geçerli mi söyledikleriniz?

Sayın Erdoğan'ın veya sayın Arınç'ın- ki çok hevesli görünüyor- veya kendine göre beklentisi olanların bunları çok iyi düşünmesi gerekir...Kavga ederek o makamda oturmak çok zordur. Cari açık kıskacıyla kriz riski altında olan bir Türkiye ekonomisi, bir de inatlaşmayla gelecek bir siyasi istikrarsızlık üst üste eklenince yüksek şiddette deprem oluşturabilecek bir fay hattı Türkiye'nin önüne doğal olarak çıkar...

Demokrasi dışı durumlara işaret etmiş gibi oldunuz...

Hayır hayır, bundan kimse demokrasi dışı bir anlam çıkarmasın.Kesinlikle çözümümüz sandık. Hala zaman var, gelin cumhurbaşkanlığı seçiminden önce parlamento seçimini yapın...276'yı bulun, hanginiz cumhurbaşkanı olmak istiyorsanız olun...Bu coğrafyada yaşamanın bir bedeli var. Biz İzlanda'da yaşamıyoruz. Güçlü,uyanık, duyarlı olmak zorunda olduğumuzu düşünüyorum...

"Burası İzlanda değil" dediniz. 'Statükocu' tabir edilen bir yaklaşımınız var. "Böyle solculuk olur mu?" diyenler oluyor mu size?

Böyle solculuk ve demokratlık bal gibi olur! Solcu ve demokrat olmak önce yurtsevgisi gerektirir..Kendi ulusal çıkarlarını ekonomik planda da siyasi planda da korumaktan geçer..Kendilerini aydın olarak sunarak topluma reçete sunmaya çalışanlarla benim aydınlığım pek örtüşmüyor..

Konuşmalarınıza ilişkin pek çok dava açıldı. Başbakan'ı neden rahatsız ediyor sizin üslubunuz?

Tane tane ve anlaşılır şeyler kelimeler söylüyorum, herhalde akılda kalıcı oluyor...Seçim bölgemde böyle diyorlar..