BIST 10.740
DOLAR 32,20
EURO 35,02
ALTIN 2.514,09
HABER /  GÜNCEL

Denktaş: Yalan üzerine barış olmaz

Rum yönetimi lideri Papadopulos'un Portekiz Cumhurbaşkanı ile görüşmesinde yalan söylediğini belirten, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, buna tepki gösterdi.

Abone ol

KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Rumların, Türkiye'nin Kıbrıs üzerindeki haklarını yok etme siyasetini güttüğünü ve bu nedenle müzakere yoluyla yeni bir ortaklık kurma ihtiyacında olmadığını ifade ederek, ''Yalan üzerine barış olmaz'' açıklamasında bulundu. Cumhurbaşkanı Denktaş, yaptığı yazılı açıklamada, Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos'un Portekiz ziyaretinde, Portekiz Cumhurbaşkanı ile görüşmesinde yalan söylediğini belirterek, buna tepki gösterdi. Papadopulos'un Portekiz Cumhurbaşkanı'na, ''Kıbrıs meselesinin kökünde, 1974'e kadar bir arada yaşayan iki toplumun Türk askeri müdahalesiyle bölünmesi bulunmaktadır. Bunun sonucunda ada halkının yarısına yakını yerlerinden edilmiştir'' dediğini kaydeden Denktaş, ''Yalan üzerine barış, uzlaşma bina edilemez. Bir halkı ve Elenizmi temsil ettiğini söyleyen Papadopulos'un bu yalanı söylerken yüzü kızarmadı mı?'' ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanı Denktaş, açıklamasında şunları kaydetti: ''Rum tarafında, iki halkın dostluğunu isteyen bir yazar, bir gazeteci varsa Papadopulos'a Akritas Planı'nın yapımcısı olduğunu hatırlatıp, 1963'ten 1974'e kadar Türklere yapılan zulmü, 103 köy halkının göçmen oluşunu, bu köylerin talan edildiğini, Türklerin anayasal hakları gasp edilerek, onlara Rum cumhuriyetine dönüştürülmek istenen bir ülkede azınlık hakkı önerildiğini, 1974 Barış Harekatı yapılmamış olsaydı Kıbrıs'ta Rum'a, zulme, kanunsuzluğa boyun eğmeyen tek bir Türkün kalmamış olacağını, dolayısıyla, 'ada halkı 1974'e kadar bir arada yaşamaktaydı, ada halkını Türk askeri böldü' sözünün utanılacak bir yalan olduğunu hatırlatmayacak mı?'' ADA RUMLARIN ENOSİS PLANI İÇİN BÖLÜNDÜ Ada'nın 1963'te Rum liderliğinin Enosis için planladığı saldırı ile bölündüğünün altını çizen Cumhurbaşkanı Denktaş, şöyle devam etti: ''Rum ortak Türk ortağı yok etmek ve Kıbrıs'a sahip çıkmak için saldırıya geçmiştir. Bu nedenle 1964 Mart ayından itibaren Ada'ya BM askeri gelerek, iki halkın arasında konuşlanarak, katliamı önlemeye çalışmıştır. Portekiz Cumhurbaşkanı Papadopulos'a, '1974'e kadar Ada'da bir arada, barış içinde yaşamaktaydınız, BM Barış Gücü'nün 1964'ten itibaren Kıbrıs'ta işi neydi?' sorusunu sorarak, Papadopulos'un yalanını yüzüne vurabilirdi. Herhalde nezaket göstermiş ve bunu yapmamıştır.'' Papadopulos'un söylediği diğer bir yalanla tehdit de savurduğunu ve ''Kıbrıs'ın yeni bir Kosova olması arzu edilmiyorsa ABD ve AB, Türkiye'ye Annan planını yeniden gözden geçirmesi için baskı yapmalıdır'' dediğini kaydeden Denktaş, Papadopulos'un, Türk tarafına doğrudan yardım yapılmasına, gümrüklerin açılmasına, Ercan Havaalanı'na uluslararası uçuşların yapılmasına karşı çıktığını belirtti. TÜRKİYE'NİN RUMLARI TANIMASI Papadopulos'un, ''Yıl sonunda AB'nin Türkiye'ye tarih vermesi biz Rumların çıkarınadır. Tek şartımız Türkiye'nin bizi tanımasıdır. Aksi halde bizi tanımayan bir ülkenin adaylığını onaylayamayız'' diyerek, AB'ye üyelik müracaatının nedenini açıkladığına işaret eden Denktaş, şöyle devam etti: ''1963'ten bu yana silahla, ambargoyla Kıbrıs'ın tümüne sahip çıkıp Türkiye tarafından da tanınmayı elde edemeyen Rum liderliği sahte bir unvan altında 1960 anlaşmalarını çiğneyerek, yapmış olduğu üyelik müracaatını bu maksatla kullanarak, Türkiye'nin Kıbrıs üzerindeki haklarını yok etme siyasetini güdüyor. Bu nedenle de Kıbrıs Rum liderliği müzakere yolu ile yeni bir ortaklık kurma ihtiyacında değildir. AB üyeliği müzakere yolunu tamamen tıkamış olacaktır mesajlarını yıllardır verdik. Dinleyen, dikkate alan pek olmadı. Rum'un bu oyunlarının bizi cidden yeni bir Kosova'ya götürüp götürmeyeceğini hep birlikte göreceğiz. İki halka, iki eşit egemenliğe dayanmayan, yapay anlaşmaların bizi nerelere götüreceğini de birlikte yaşayacağız. Kıbrıs Türk tarafının 'evet' oyunu, 'Kıbrıs Türkleri egemenlikten, iki devletli bir ortaklıktan vazgeçmiştir' şeklinde yorumlayanların karşısına yumruk gibi çıkıp aldandıklarını haykırmamanın cezasını da birlikte çekeceğiz.''