BIST 9.717
DOLAR 32,51
EURO 34,91
ALTIN 2.435,85

Davutoglu’nun yeni hali!..

Gül ve Davutoğlu ikilisi İstanbul seçimleri öncesi kafa karıştırma peşinde .Davutoğlu' nun böyle bir dönemde 'Yeni bir hale ihtiyaç var' diyerek yeni partinin kurulacağının işaretini vermesi Tayyip Erdoğan üzerinde oynanan oyunun yeni hamlesi.

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu Konya'da ağzındaki baklayı çıkarmış..

'Yeni bir hale ihtiyaç' diyerek parti kurulacağının sinyalini çakmış!..

O zaman gelelim sadede!..

Hadi!..

ABD’si, İngiltere’si, İsrail’i, Fransız’ı;

Bağımsız ve güçlü bir Türkiye istemediği için Tayyip Erdoğan’a saldırıyor…
 
FETÖ’sü, PKK’sı, DHKP-C’ si, PYD’si;

Emperyalizmin maşası olarak Türkiye’yi  karıştırmaya çalışıyor…
 
CHP’si, İYİ Parti’si, SP’si, HDP'si;

AK Parti’yi çökertmek, Erdoğan'ı vurmak için HDP ile bile işbirliği yapıyor…
 
Kılıçdaroğlu, Akşener, Karamollaoğlu… 

Gözlerini hırs bürümüş, ne pahasına olursa olsun Erdoğan’ı devirmek için her yolu deniyor...

Sürpriz değil..

Aksini düşünmek hayal olurdu!..

PEKİ;

Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu kendilerine bu koltuklara büyük mücadeleler vererek  taşıyan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile hesapları nedir ki resmen Erdoğan düşmanları ile el ele vererek  devirmek istiyorlar!..

Kimin değirmenine su taşıyorlar!..

Kimden yanalar!..

Çıksın söylesinler…

Neden ihanet ediyorlar!..

Aralarında ‘Sen ömür boyu Cumhurbaşkanı olacaksın…Sende Başbakan’ diye bir akit mi vardı da  millet bilmiyor!..

Ne yaptı Tayyip Erdoğan size!..

Nedir bu düşmanlık  çıkıp mertçe bir açıklayın da bilsek!.

Ahmet hoca dün yeni parti için Konya’da sinyal vermiş!..

Partinin de şifresi olarak ‘Yeni hale ihtiyaç var’ demiş!..

Sayın Davutoğlu ‘Ben ne yapıyorum’ diye içine düştüğü hale üzüleceği yerde Erdoğan karşıtları ile el ele ‘yeni bir hale ihtiyaç var’ diyerek Tayyip Erdoğan’a resmen saldırıyor!..

Ama sizde hiç suç yok!..

Haklısınız…

Suç; 20 yıl önce rüyanda Başbakan olacağını görmüş olsan inanmayacağın bir makamı sana sunup  bu ülkeye Başbakan olarak hizmet etme onuru yaşatan sonra da arkasından film çevirmeye başladığın Tayyip Erdoğan’da!..

Ya Abdullah Bey!..

Sayın Cumhurbaşkanı belli ki sen de de suç yok!..

Suçlu;

"Bu ülkede eşi türbanlı  Cumhurbaşkanı Çankaya'ya çıkamaz" diye hakaret eden 367 kumpası kuranlarla dişe diş mücadele eden “Adayımız kardeşim Abdullah Gül” diyerek seni  Cumhurbaşkanlığı koltuğuna taşıyan o Başbakan iken sana Cumhurbaşkanlığı yapma onurunu yaşatan Recep Tayyip Erdoğan..

Evet Erdoğan suçlu!..

Şöyle geriye bakıyorum…

Gezi olaylarını  çıkıp barışçıl gösterdiniz..

17/25 Aralık kumpasında kumpasçıların yanında oldunuz..

‘FETÖ ile mücadele vicdanlarla bağdaşmaz’ dediniz.

‘CHP, İYİ Parti, SP mutabakatı sağlasaydı ortak Cumhurbaşkanı adayı olacağım’ diye ortalığa düştünüz..

Bunlara rağmen Tayyip Erdoğan  sustu!..

Dostları ile savaşmak yerine  “Sustum ve sana havale ettim Rabbim, bilirim ki sen her şeyin en iyisini bilensin, karşılıklarını ben değil en iyi sen verirsin” dedi…

Peki Tayyip Erdoğan’ın 17 yıllık başarı öyküsünün sırrı nedir;

Bu sır Sezai Karakoç şiirinde ki şu mısralarda saklıdır..

“Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır… 
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır…”

Ne sanıyorsunuz Sayın Gül, Sayın Davutoğlu!..

Hadi yeni parti ile AK Parti’yi böldünüz, Erdoğan’ı güçsüz hale getirdiniz!..

İktidar mı olacağınızı sanıyorsunuz !..

Ne sanıyorsunuz!..

Yeniden Cumhurbaşkanı yeniden Başbakan mı olacağınızı!..

Aptal mı bu adamlar!..

Bugün arkanızı ovuşturanlar yarın fırsat geldiği an  ‘Ne farkınız var AK Parti’den,Erdoğan'dan.Sizlerde yıllarca orada değil miydiniz’ diyerek sizleri kuyuya atacaktır...

En acısı tarihe adınız ‘İç ve dış odaklarla işbirliği yaparak Tayyip Erdoğan’ın yolunu kesip ihanet edenler’ olarak geçecek..

Madem öyle şöyle bir tarihe dönün...

Abdülhamit’i ve o dönem ihanet edenlerin sonra ne duruma düştüklerini şöyle aklınıza getirin!.

İki önemli örnek verelim...

Sultan İkinci Abdülhamid’in aleyhinde işbirliği yaparak  faaliyet gösterenlerin ele başçılarından biri  filazof Rıza Tevfik’ti .Devlet elden gidince korkunç pişmanlığını dile getirdiği, “Sultan Abdülhamid Han’ın Ruhâniyetinden İstimdat” adlı mersiyesinde bakın nasıl feryad etmişti,

Nerdesin şevketlim, Sultan Hamid Han?
Feryâdım varır mı bârigâhına?
Ölüm uykusundan bir lâhza uyan,
Şu nankör milletin bak günahına.

Târihler ismini andığı zaman,
Sana hak verecek, ey koca Sultan;
Bizdik utanmadan iftira atan,
Asrın en siyâsî Padişâhına.

“Pâdişah hem zâlim, hem deli” dedik,
İhtilâle kıyam etmeli dedik;
Şeytan ne dediyse, biz “beli” dedik;
Çalıştık fitnenin intibahına.

 Dîvâne sen değil, meğer bizmişiz,
Bir çürük ipliğe hülyâ dizmişiz.
Sade deli değil, edepsizmişiz.
Tükürdük atalar kıblegâhına.

Sayın Ahmet Davutoğlu böyle bir şiir yazmaya hazır mısın!

Hocasın ya!..

Vaktiyle İttihat ve Terakki Fırkası’nın içinde Abdülhamid Han’a düşmanlık eden Süleyman Nazif de pişmanlığını şiiri ile dile getiriyordu;

Padişahım gelmemişken yâda biz,
İşte geldik senden istimdâda biz,
Öldürürler başlasak feryâda biz,
Hasret olduk eski istibdâda biz.

Dem-bedem coşmakta fakr-u ihtiyaç,
Her ocak sönmüş ve susmuş, millet aç.
Memleket mâtemde, öksüz taht-u taç,
Hasret olduk eski istibdâda biz....

Sayın Abdullah Gül böyle bir şiir yazmaya hazır mısın!..

Tarih tekerrür mü etsin?

 ‘Yeni bir hale ihtiyaç var’ derken ‘İçine düştüğünüz halin’ yarın birer  Rıza Teyfik, Süleyman Nazif’e dönüşeceğinden hiç şüphemiz yok.

Çünkü o dediğiniz 'YENİ BİR HAL'  AK Parti' yi  'Zayıflat, Böl ,Parçala ' hedefi ile Tayyip Erdoğan'ın önünü kesmek adına bir ABD projesi olduğunu bilemeyecek kadar geri zekalı değiliz!..

Bütün meseleleri Erdoğan'dan kurtulmak olanlarla kol kola girmenizin nedeni Türkiye onunla kontrol edemeyecekleri bir güç haline gelmesinden başka  hiç bir şey değildir...

Ama ne yapsanız boş...

Bu millet Recep Tayyip Erdoğan'ı Abdülhamit'in yalnızlığına terk etmeyip  tarihin tekerrürüne fırsat vermeyeceğini 15 Temmuz gecesi göstermiştir.

İmam Şafii'nin sözünü hatırlayalım bir kez daha...

İmam-ı Şafi'ye sormuşlar;

“Fitne zamanı hakkı tutanları nasıl anlarız?”

Demiş ki: "Düşman okunu takip ediniz, o sizi hak ehline götürür."

Sayın Gül...

Sayın Davutoğlu...

Merak etmeyin...

BU MİLLET DÜŞMAN OKUNU İYİ TAKİP EDİYOR!.

İşte bu noktada bu  anlamlı karikatürü sözün bittiği yer olarak görüyor.