BIST 10.209
DOLAR 32,42
EURO 34,76
ALTIN 2.402,74
HABER /  GÜNCEL

Darbe isteyenler madara oldu!

Geçtiğimiz günlerde bazı karanlık düşünceli kişiler, iki paşa ile bir araya geldi ve 'darbe yapın' çağrısında bulundu. Ancak aldıkları cevap, madara olmalarına yetti..

Abone ol

Hürriyet yazarı Tufan Türenç, DYP eski Milletvekili İsmail Amasyalı'nın evinde toplanan bu karanlık düşünceye mensup insanların, Genelkurmay'da halen hatırlı olan emekli iki paşaya yaptığı teklif sonrasında yaşanan tartışmaları köşesine taşıdı.. İşte Türenç'in kaleminden, darbe isteyip madara olan meçhul kişilerin teklifi ve paşaların demokrasiye inanmayanların yüzünde tokat gibi patlayacak sözleri:

Müdahale isteyen sivillere paşaların yanıtları

Eski DYP Milletvekili İsmail Amasyalı'nın ev sahipliğinde bir araya gelen bürokrat, asker, bilim adamı ve işadamı grubu, iki emekli orgeneral Necati Özgen ve Edip Başer'le müdahale tartışması yaptılar. 

Çarşamba günü değişik dünya görüşlerine sahip bürokrat, asker, bilim adamı ve işadamlarının katıldığı toplantıdaki değerlendirmeleri özetlemiştim.

Toplantıda konuşanlar, iktidarın tutumunu rejim açısından sakıncalı, hatta tehlikeli bulduklarını açıklamışlardı.

Hatta bazı siviller, ordunun müdahale etmesini istemişlerdi.

Emekli Orgeneral Necati Özgen ile Emekli Orgeneral Edip Başer, bu eleştirilere yanıt vermişler, demokratik bir rejimde Silahlı Kuvvetler’in siyasi iradeye müdahalesinin söz konusu olamayacağını söylemişlerdi.

Bugün bu çok ilginç tartışmaları ayrıntılı olarak yazmak istiyorum.

Önce müdahale isteyen siviller ile Özgen Paşa’nın konuşmalarını aktaralım:

‘Paşam hiç kuşku yok ki bir ihtilal yapılsın demiyoruz. Ama bir müdahale yapılmalıdır. Örneğin, 28 Şubat benzeri bir müdahale...’

‘Olur mu efendim? Türk Silahlı Kuvvetleri yasal yetkilerinin dışına çıkıp demokratik kuralları zorlayamaz.’

‘Ama durum ortada paşam. İçten ve dıştan ordu yıpratılmak isteniyor. Sistematik bir şekilde. Hükümet de buna katılıyor.’

‘Efendim, Genelkurmay bütün gelişmeleri izler. Yasal açıdan üzerine düşen uyarıları yapar. Onun dışında bir müdahale olamaz. Karar siyasi iradenindir. Demokrasi var efendim, lütfen.’

* * *

‘Ama paşam, ülke, demokratik rejim tehlike içinde. Ordu tepkisiz mi kalacak?’

‘Türk Silahlı Kuvvetleri ne yapsın efendim? Bunun çaresi demokrasi içinde bulunmalıdır. Toplum cumhuriyet değerlerine sahip çıksın efendim, sivil toplum örgütleri demokratik haklarını kullansınlar.’

‘Ama paşam, hükümet sırtını Avrupa Birliği’ne dayamış, demokrasi adı altında kendi dünya görüşüne göre toplumu yeniden yapılandırmaya kalkıyor. Buna karşı sessiz kalınmamalı.’

‘Bakın efendim, Türk Silahlı Kuvvetleri iki konuda çok duyarlıdır. Birincisi ülke bütünlüğü, ikincisi irtica. Bunlara izin verilemez. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Ama demokraside bir müdahale söz konusu olamaz. Aksi olursa Avrupa Birliği konusunda bütün fatura Silahlı Kuvvetler’e çıkarılır.’

Şimdi de Emekli Orgeneral Edip Başer ile geçen konuşmaları aktaralım:

‘Paşam siz bugün durumların değiştiğini, artık müdahalenin olmayacağını söylüyorsunuz. Ama bugün bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Müdahale edilmesi gerekiyor.’

‘Bakın, eğer bugünkü anlayış olsaydı, örneğin 27 Mayıs ihtilali büyük bir olasılıkla yapılmazdı.’

‘Ama paşam, takdir edersiniz ki o günkü koşullarla bugünkü koşullar farklı.’

* * *

‘Kuşkusuz farklı. Ama tehlike sizin söylediğiniz boyutlarda mı? Ona iyi bakmak lazım.’

‘Tehlike ortada paşam, bunu her gün birlikte yaşıyoruz.’

‘Sizin, benim değerlendirmem önemli değil. Komutanların değerlendirmeleri önemli. Onlar gelişmeleri izliyorlardır. Demek ki onlar, sizin gördüğünüz boyutta bir tehlike görmüyorlar.’

‘Dışarda ve içerde çok vahim gelişmeler var ama.’

‘Kimse endişe etmesin. Vahim noktaya gelinirse Türk Silahlı Kuvvetleri görüşlerini bildirir, gereken uyarıyı yapar. Bundan kuşkunuz olmasın. Ama şunu iyi bilin ki, müdahale dönemi bitti.’

Konuşmalar çok ilginçti. Kuşkusuz sivillerin müdahale isteklerine karşı, iki paşanın söyledikleri birçok insanın askerlere bakış açısını etkileyecek boyutta.

Ülke sorunları üzerine düşünen, kafa yoran insanların zaman zaman bu tip toplantılarda düşüncelerini açıklaması, birbirleriyle tartışması, demokratik yaşamı besleyip geliştirmesi açısından da yararlı.

Yazı: Tufan Türenç

Kaynak: