BIST 10.159
DOLAR 32,21
EURO 35,08
ALTIN 2.471,84
HABER /  GÜNCEL

Darbe çağrısı yapan dergi hangisi?

Yenişafak yazarı Ahmet Kekeç, sol iddiasını taşıyıp da solla alakası olmayan 'darbeci' dergiyi isim vermeden eleştirdi. İşte Kekeç'e göre darbeci dergi...

Abone ol

Yenişafak yazarı Ahmet Kekeç, kendisine düzenli olarak postalanan ve sol iddiasında bulunan dergiyi eleştirdi. Kekeç, sözkonsunu derginin, solla, kemalizmle ilişkisi olmadığını öne sürdü:

Az satışlı dergilerden biri. Satın almıyorum, adresime postalıyorlar, lejandında "sol" ibaresi bulunuyor ama, 'sol'la filan ilgisi yok; "kemalist" de demek istemiyorum, çünkü kemalizmle faşizm arasında basbayağı bir mahiyet farkı var.

Hadi kendilerini kemalist sayanların çıkardığı faşist bir dergi diyelim.

İlginç bir yazar kadrosu var; mütekait bürokratlar, yeteneksiz ressamlar, üçüncü sınıf romancılar, tescilli provokatörler, hangi üniversitede çalıştığı belirsiz akademisyenler, öğrenciler...

Son zamanlarda işi ırkçılığa döktüler ya, bu bahs-i diğer... Demokrasi karşıtı yazılar yayımlıyorlar. Kendileri gibi düşünmeyen hemen herkes "düşman" ve "vatan haini." Parlamento, kuvvetler ayrılığı ilkesi, demokratik kurumlar, hepsi hava cıva... Biricik yönetim sistematiği faşizm, biricik siyaset aktörü asker...

Siyaset kadroları, ordunun "modernleştirici ve çağdaşlaştırıcı" rolüne darbe vurdukları için, "karşı-devrim sürecini" yaşıyormuşuz; kurtuluş için yeniden "devrim rotasına" girmeliymişiz, bu yüzden ordumuza ve genç subaylara çok iş düşmekteymiş.

Peki bu iş nasıl olacak?

Silahlı Kuvvetler yönetime el koyacak, parlamentoyu kapatacak, çok partili parlamenter sisteme son verecek, hemen bir "kurucu meclis" (devrimci hassasiyeti yüksek bir kurucu meclis) oluşturacak ve Türkiye'yi yeniden devrim rotasına sokacak

Kısacası, 27 Mayıs modelini öneriyorlar.

Daha darbenin (onlar "devrim" diyor) ilk aylarında, tutmayacağı anlaşıldığı için bu modelden vazgeçildiğini; işin içine başka dengelerin, başka unsurların girmesiyle devrimin sulandırıldığını, haddizatında bu modelin kendi dönemi için bile fazla arkaik kaldığını hesap edemiyorlar.

Bir keresinde "Ordu Göreve" diye başlık atmışlardı. Savcılık soruşturma açmıştı.

Şimdi öğreniyoruz ki, savcı "Ordu Göreve" kışkırtmasında suç unsuru bulamamış.

Derginin editörü bunu bir müjde gibi duyuruyor.

Bir de iddiası var: Rektörler yürüyüşündeki "Ordu Göreve" pankartı için de aynı karar çıkacak.

Hangi savcılık bakıyor bu işlere, bilmiyorum. Orduyu parlamenter düzene müdahaleye çağırmak suç değilse, "suç" nedir o halde? Kaynağı meşkuk bilgilere dayanarak maksatlı ve provokatif haberler yapacaksınız, bir grup subayın bir grup subaya karşı olduğunu yazıp "ast-üst ilişkilerini" bozacaksınız; yetmedi, orduyu yönetime el koymaya çağıracaksınız, bütün bunlar "suç" oluşturmayacak.

Sadece bu dergi değil, Cumhuriyet'le yaşıt olduğunu söyleyen gazete de aynı işleri yapıyor. İşte ünlü insan hakları savunucusu (Mehmet Ali Birand böyle diyor) ve anayasa hukuku profesörü Mümtaz Soysal'ın yazdıkları:

"Daha önceleri böyle durumlarda 'sivil siyaset' etkisiz kalınca 'asker ağırlık' devreye girer ve durum o ağırlıkla düzeltilirdi. Cumhuriyetin temel ilkeleri çiğnendiğinde askerin devreye girmesine karşı çıkanların bile itiraz edemeyecekleri, etmeyecekleri ve ulusal güvenliği doğrudan doğruya ilgilendiren durumlar söz konusudur artık. Türk devleti içindeki denklemler öylesine bozulmuştur ki, asker, Kıbrıs ve Kuzey Irak gibi kendi görevine doğrudan doğruya giren durumlar karşısında bile kükremesiz ve hareketsiz kalmaktadır..."

Gördüğünüz gibi, "Anayasa'ya Giriş" kitabının yazarı, orduyu demokrasilerin kabul etmeyeceği bir işe, "Anayasa dışı" bir göreve çağırıyor.

Tabii, kolayca anlaşılabileceği üzere, burada da herhangi bir suç yok... "Kükremeli" ve "hareketli" bir ordu istemenin neresi suç?

Yazı: Ahmet Kekeç
Kaynak: