BIST 10.046
DOLAR 32,27
EURO 34,63
ALTIN 2.418,66
HABER /  GÜNCEL

CHP’nin ABD ziyareti ne anlama geliyor?

Cumhuriyet Halk Partisi yurtdışı gezileri kapsamında geçtiğimiz haftalardaki Bağdat ve Kahire ziyaretlerini takiben Washingon’u ziyaret etti. Washington'dan İlhan Tanır uzmanlarla da konuşarak bu gezinin anlamını analiz etti.

Abone ol

CHP heyeti, geçtiğimiz haftalardaki Bağdat ve Kahire ziyaretlerinden sonra, bu kez de Washington’a bir ziyaret gerçekleştirdi.

Ziyaretin ana temasını 'özgürlük' olarak belirleyen CHP ziyaret grubunda, Türkiye'nin Washington eski Büyükelçisi ve Dışişleri Komisyonu üyesi, Adana Milletvekili Faruk Loğoğlu ve İstanbul Milletvekili Umut Oran gibi tecrübeli isimler dışında, Bursa Milletvekili ve AB-Türkiye Meclis Komite Üyesi Aykan Erdemir, İstanbul milletvekili Faik Tunay gibi Meclisin en genç milletvekilleri ile Ayşe Eser Danişoğlu ve Sedef Küçük gibi kadın milletvekilleri de yer aldı.

Washington'da üç gün kadar kalan heyet, Beyaz Saray Milli Güvenlik Konseyi, ABD Dışişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı’nda Türkiye'ye bakan masalarla görüştüler.

Üzerinde en durulan konu Gezi protestoları

CHP heyetinin yaptığı basın toplantısında verilen bilgilere göre, Beyaz Saray'daki görüşmede en çok üzerinde durulan konuların başında Gezi protestoları geldi.

Yine aynı basın toplantısında Umut Oran'ın dediğine göre, Beyaz Saray'daki görüşmede AKP kimlik ve mezhep üzerinden dış politika izlemekle eleştirildi.

Loğoğlu ise, Washington'daki görüşmelerinde, muhataplarının AKP'nin dış ve iç politikalarında ''ciddi bir rahatsızlık olduğunun'' kendilerine yansıtıldığını, ilk kez Amerikan yönetiminin farklı iç ve dış politika konularında kendilerinin görüşlerini derinlemesine öğrenmeye çalıştıklarını ifade etti.

Beyaz Saray Milli Güvenlik Konseyi Basın Sözcüsü yardımcısı Laura Lucas'ın Beyaz Saray'daki toplantı ile ilgili olarak BBC Türkçe'ye yaptığı açıklamada, “Beyaz Saray'ın 'diğer ülkelerde hükümet içi veya dışındaki siyasi partilerin tümü ile onların perspektiflerini işitmek için irtibatta bulunmasının normal olduğunu” söyledi.

CHP'nin Washington ziyareti özellikle AKP hükümeti ile Washington arasındaki ilişkilerin tatsız olarak tanımlandığı bir dönemde yapıldı.

Obama ve Erdoğan arasındaki ilişkilerde soğukluk mu?

Başbakan Erdoğan ve beraberindeki heyet en son 15 Mayıs'ta Washington'ı ziyarete gelmiş, her ne kadar Türkiye'nin Suriye ile ilgili talepleri karşılanmamış olsa da, en üst düzeydeki toplantı ve karşılama protokolü ile itibarlı bir ziyaret izlenimi bırakmıştı.

Bu geziden sadece 15 gün sonra başlayan Gezi protestolarına karşı hükümetin uygun gördüğü sert polis müdahalesi, başbakan ve bakanların bu protestoları yabancı güçlere bağlayıcı demeçleri karşısında, hem Beyaz Saray ve hem de ABD Dışişleri Bakanlığı AKP'yi sıkça ve sertçe eleştirmiş, iki başkent arasındaki sıcak ilişkilerde kısa bir süre içinde soğuma yaşanmıştı.

Yine geçtiğimiz yaz mevsiminde Mısır'da yaşanan darbeden sonra, Ankara'nın bölgedeki en yakın müttefiği olarak kabul edilen Mursi yönetiminin görevden düşürülmesi sonrasında da Ankara, Körfez ülkelerine olduğu kadar AB ülkelerine, ABD ve özellikle de İsrail'e sert tepkiler vermişti.

Ankara, dünyanın Mısır'daki demokrasiye sahip çıkmadığını ileri sürerken, Gezi protestolarında kendilerine karşı gösterilen tepkinin bir çifte standart olduğunda ısrar etmişti.

Ankara, 21 Ağustos'taki kimyasal silah saldırısı sonrasında da, ABD'nin Suriye'ye bir askeri müdahale yapmasını nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan ülkeler içinde en gür sesle destekleyen başkent sıfatını kazandı.

Buna rağmen Başkan Obama, 21 Ağustos sonrasında Şam'a karşı bir saldırı beklenildiği günlerde Erdoğan'ı telefonla aramadı, G20 zirvesi esnasında ikili bir görüşme olmadı.

Washington'daki Türkiye uzmanlarından Prof. Henri Barkey'e göre, Obama ile Erdoğan arasında yaşanan geçen yıllardaki yakın ilişki bugün kayboldu.

Werz: Washington’dın CHP hakkındaki görüşü değişti

AKP hükümeti ile Obama yönetimi arasındaki ilişkilerin mesafeli olduğu dönemde CHP heyeti, Obama yönetimine en yakın düşünce kuruluşu olarak bilinen Center for American Progress'de, ziyaretlerinin ilk gününde bir toplantı yaparak, Türkiye içi ve bölgesel politika vizyonlarını anlattılar.

Heyet ayrıca Brookings Institute ve Carnegie Endownment for International Peace adlı düşünce kuruluşlarında da görüşmeler yaptılar.

CHP heyeti ziyaretlerinde, Türkiye'de, başta akademi ve basında olmak üzere demokrasi ve özgürlük eksiklerinin üzerinde durdular.

Loğoğlu, özellikle Bağdat ve Kahire ziyaretlerinin, CHP'nin ''barışçıl yollarla anlaşmazlıklara çözüm bulma, başka ülkelerin içişlerine karışmama ve Türkiye'nin dış politikasının sadece AKP hükümetinin dışlayıcı dış politikasından ibaret olmadığını'' anlatmak için yapıldığı ifade etti.

CAP'daki toplantının organizatörü ve geçtiğimiz yıllarda AKP'nin reform yanlısı yaklaşımının destekçilerinden olan ama Gezi protestoları başladığından beri AKP hükümetine yaptığı sert eleştiri dolu analizler ile bilinen uzman Michael Werz, BBC Türkçe için CHP'nin gezisini değerlendirdi.

Werz şunları söyledi: ''CHP'nin yaptığı ziyaret ileriye doğru atılmış büyük bir adım. Beyaz Saray, ABD Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı ve Senatör McCain ile yapılan kapsamlı görüşmeler, CHP ile ilgili görüşlerin Washington'da ne kadar değiştiğinin bir göstergesi. Yapılan görüşmeler, Gezi protestoları sonrası muhalefete yapılan baskınların ışığında gerçekleşti ve CHP'nin Türkiye'deki iktidarı kazandığı takdirde ne kadar hazır olduğunu sorgulamak üzerine daha pratik tartışmalar odak alındı.''

Gezinin en önemli hedeflerinden biri ise, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Kasım'ın ikinci yarısında Washington'a yapması beklenen ziyaret için altyapı hazırlamaktı.

Kılıçdaroğlu, görevde bulunduğu 3.5 yılı aşkın süre içinde henüz Washington'a gelip, CHP'nin vizyonunu Amerikalılara ilk elden anlatmış değil.

Eskiden beri süregiden CHP'nin anti-Amerikan imajı da halen Washington'da tam olarak kırılmış değil.

'Kılıçdaroğu Washington'a gelecek'

Loğoğlu'nun BBC Türkçe'nin sorusuna verdiği cevaba göre, Kılıçdaroğlu Washington'a gelecek ama tarih henüz belirlenmiş değil.

Bununla birlikte, heyetin görüşmelerini çok yakından izleyen kaynaklara göre heyet, Washington'daki muhataplarından, Kılıçdaroğlu Washington'a geldiği takdirde istendiği şekilde üst düzey yetkililerce karşılanması yolunda söz aldı.

Görüşmelerin iyi gitmiş olması, yine toplantıları yakından izleyen bir kaynağa göre, Kılıçdaroğlu'nun Washington'a gelmesi yönünde pozitif bir etki yapacak.

Başkan Obama, BM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, 21 Ağustos'taki kimyasal silah saldırısının Suriye yönetimi tarafından yapılmadığını ileri sürmenin akla hakaret anlamına geleceğini söyledi.

ABD ve CHP arasındaki fikir ayrılıkları

Bundan sadece bir gün önce ise Loğoğlu, BM Kimyasal Silah raporuna rağmen, saldırının Suriye yönetimi tarafından yapıldığına ikna olmadığını kaydetmişti.

Bu tür görüş ayrılıkları da ABD ile CHP arasındaki bazı yaklaşım farklılıklarını göstermesi açısından önemli bulundu.

Bununla birlikte CHP heyetinde bulunan genç milletvekilleri, Harvard Üniversitesinde yüksek lisans ve doktora yapmış olan Aykan Erdemir ile itibarlı Amerikan Eisenhower burslu Faik Tunay ise, BM raporu sonrasında, Esad yönetiminin bu saldırının arkasında olduğu yönünde yeterli ve net kanıtların olduğu yönündeki görüşlerini BBC Türkçe ile paylaştılar.

Yine Werz'e göre, ''Washington ve başka yerler giderek daha çok içine kapanan AKP hükümetine oranla CHP’ye daha kapsayıcı ve geçerli bir alternatif olarak bakmaya başladılar ama CHP daha çok çalışarak, gözlemcileri bu yönde çözümlere sahip olduğuna ikna edebilmeli.”

Werz temel sorunun hala ortada olduğunu söylüyor: “CHP kendini reforme ederek, daha kapsayıcı bir şekilde, siyasi rekabet dahilinde, Türk toplumunun daha geniş katmanlarına hitap edebilecek mi?''