BIST 10.625
DOLAR 32,19
EURO 35,03
ALTIN 2.425,32
HABER /  GÜNCEL

CHP Lideri İskenderun'da konuştu

Ana Muhalefet Partisi CHP'nin iktidara karşı tutumunda değişiklik yok. CHP Lideri Baykal, hükümetin dış dayatmalara göz yumduğunu savundu. Baykal endişeli.

Abone ol

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''ERDEMİR'in satılması yalnızca bir tesisin satılması değil, Türkiye'nin demir çelik politikası üzerinde söz söyleme hakkından vazgeçmesi demektir'' dedi. Baykal, CHP Hatay Milletvekili Abdüllaziz Yazar'ın oğlunun düğününe katılmak üzere karayoluyla geldiği Hatay'ın İskenderun İlçesi'nde halka hitap etmesi beklenirken, ''Düğün için geldim'' diyerek, gazetecilere açıklamada bulundu. Baykal, parti teşkilatındaki açıklamasında, Türkiye'nin en sıkıntılı dönemlerinden birini yaşadığını, mazot fiyatlarının yükseldiğini, çiftçinin gelirinin azaldığını belirterek, '' Ülkenin borçları aldı başını gidiyor, 350 milyar dolara dayandı. Bu hükümet, 100 milyar dolar borç bindirdi. Borcu azalttık diyorlar ama değil. Türkiye, bunların sayesinde bugün 2-3 yıl öncekinden daha borçludur''dedi. Tütünün batırıldığını, pancara kota geldiğini savunan Baykal, ''Bunlar, Türk ekonomisi için mi? Hayır, dışarıdan birileri 'siz ekmeyin, satın alın' diyor, bunlar da suyuna gidiyor ve ithal ediyor. Sürekli ithalat yapılıyor. Türk TELEKOM'u satıyorlar'' diye konuştu. Baykal, ERDEMİR'in satışına da değindiği konuşmasında, bu kuruluşun Türkiye'nin gözbebeği olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: ''ERDEMİR'in satılması yalnızca bir tesisin satılması değil, Türkiye'nin demir çelik politikası üzerinde söz söyleme hakkından vazgeçmesi demektir. Türkiye'nin yıllık 7 milyon ton yassı çelik ihtiyacı var, 3 milyon tonunu üretiyoruz. Kalan 4 milyon tonunu üretmek için İSDEMİR, üretimini yassıya dönüştürme çalışmalarını sürdürürken, ERDEMİR'i satacaklarını söylüyorlar. Kime satacaklar? rakiplerimize. Bu fabrikayı alanlar neden bizim ihtiyacımızı karşılasın ki? Bu fabrikayı aldıktan sonra sessiz sedasız rantabl halden çıkaracaklar. Çünkü zaten üretim fazlaları var. Peki bundan kimin yararı var, Türkiye'nin mi, işçinin mi?'' Baykal, İşveren Sendikaları Konfederasyonu'nun dahi bu satışın yanlış olacağını söylemesine karşın satmakta ısrar edildiğini savundu. TERÖR Baykal, hükümetin Türkiye lehine politika üretme şansını kaybettiğini öne sürerek, ''Bakın terör yeniden başladı. Demiryollarına bomba döşüyorlar. Bunun arkasında iç politikadaki hatalar var. Kuzey Irak'ta 6-7 bin PKK teröristi var, kimse dokunmuyor. Onlar da vur-kaç yapıyor gidiyor. Türkiye de biliyor, Amerika da biliyor. Peki neden engel olmuyoruz?'' dedi. Londra'da iki gün önce bir terör saldırısı olduğunu, tüm dünyanın ayağa kalktığını anımsatan Baykal, şunları kaydetti: ''Çünkü, terör uluslararası bir tehdittir. Irak'a karşı izlediğimiz politika, buradan gelen terör olayını önlemeye yönelik değil. Ne söylerlerse boyun büküyoruz. Bir süre önce eve dönüş yasası çıkarılmıştı, ne oldu? Bir tek kişi geldi mi? Sonuçta PKK'lı ve Hizbullahcı teröristler çıktı. Bu kanun çıkarken kıyameti kopardık. Kime ne yarar sağladı. Birileri 'çıkarın bu kanunu' dedi, çıkardılar. Biz bu Başbakan'a 'Hizbullah terör tehdididir' diye söyletemedik.'' Baykal, ''Güneydoğu'da Hizbullah'ın denetiminde kurtarılmış bölgeler çıktığını, domuz bağı ifadesinin de bunlardan öğrenildiğini, şimdi El-Kaide ile işbirliği içinde olduklarını'' ileri sürerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''İstanbul'da Hizbullah'a ait bilgisayarlarda binlerce isim ele geçirildi. Bunları hangi kanunsuz eğitim kurumlarında kim yetiştirdi? Kendi vatandaşlarından nefret etmeyi bunlara kim öğretti? Şimdi Başbakan bir kanun çıkarıyor, izinsiz eğitim kurumlarına az ceza verelim, himaye edelim onları diye. Biz bunu yaşamadık mı, tekrar yaşayınca mı anlayacağız? Devlette süreklilik gerekir. Türkiye'de Hizbullah her zaman bir terör tehdididir.'' Baykal, Başbakan Erdoğan'ın Amerikalı işadamlarını toplayarak, ''ben laiğim'' dediğini ifade derek, ''Ancak Türkiye'ye gelerek, ben laik filan değilim diyor. Karar ver kardeşim, o musun, bu musun? Bu AK Parti'de iki kişilik var. Kişilik çatallaşması. Buna psikolojide şizofreni diyorlar'' dedi. ERKEN SEÇİM CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, gazetecilerin erken seçim konusundaki sorularına karşılık olarak da şunları söyledi: ''Bizim erken seçim konusunda bir talebimiz ortaya çıkmış değildir. Biz seçimle işbaşına gelenlerin görevlerini milletin yararına uygun olarak yapmaları gerektiğine inanıyoruz. Eksikleri, yanlışları dile getiriyor, bu konuda kendilerini uyarıyoruz, görevimizi yapıyoruz. Türkiye'nin huzura ve istikrara ihtiyacı var. Seçimlerde halkımıza tek başına bir iktidar çıkarması çağrısında bulunuyorduk. İstikrar ve ekonomi için. Tek parti hükümeti kuruldu, biz muhalefetteyiz. Biz görevimizi yapıyoruz.'' Seçime yaklaşıldığını savunan Baykal, ''Hiçbir parlamento 5 yıl görevde kalmamıştır. 4 yılda seçim yapıldı. Önümüzdeki yıl doğal olarak Türkiye'nin geçmiş uygulamalarına baktığımızda seçimin olması gerekiyor. Bunu hep birlikte göreceğiz. Ama biz ana muhalefet partisi olarak seçim talebiyle Türkiye'de bir siyasi gerilim yaratmanın peşinde değiliz. Hükümet ne zaman seçimi uygun görürse, CHP memnuniyetle karşılar, biz hazırız. Bu konuda karar alma yetkisi hükümettedir'' dedi. Baykal, bir gazetecinin ''AK Parti'ye tepki göstererek Meclis'i terk ettiniz. Sine-i millete dönecek misiniz?'' şeklindeki sorusuna da ''Biz zaten sine-i milletteyiz, her zaman halkın içindeyiz. Daha çok halkın arasında olacağız. Ama bu bizim görevimizi yapmamızdan vazgeçmemiz anlamına gelmez. Bizim bir görevimiz var, çok iyi biliyoruz ve sonuna kadar en iyi şekilde yaparız'' şeklinde karşılık verdi. Baykal'ın, akşam Hatay milletvekili Abdüllaziz Yazar'ın oğlunun düğün törenine katılarak, nikah şahitliğini yapacağı bildirildi.