BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  GÜNCEL

Canavar mutfaktan çıktı

Yıllık enflasyon yüzde 8.2. Ama ATO'nun verilerine göre birçok üründeki fiyat artışı yüzde 275 oranında arttı.

Abone ol

Ankara Ticaret Odasına (ATO) göre, resmi istatistiklerde yıllık enflasyon yüzde 8,2'ye kadar gerilerken, halkın günlük yaşamında en fazla tükettiği büyük bölümü gıda maddesi olan mal ve hizmetlerin fiyatlarında son bir yılda yüzde 275'e varan oranlarda fiyat artışları yaşandı.

ATO'nun en fazla kullanılan 100 mal ve hizmetin fiyatlarını esas alarak yaptığı araştırmaya göre, Ankara'da en fazla alışveriş yapılan merkezlerden toplanan fiyatlar, son bir yıllık dönemde özellikle de gıda maddelerinin fiyatlarında yaşanan artışlar, bilinen enflasyonun oldukça üzerinde gerçekleşti.

Fiyatı derlenen 100 maddeden 71'inin fiyatında yüzde 4 ile yüzde 275 oranları arasında artışlar yaşanırken, bir maddenin fiyatı değişmedi, 28 maddenin ise fiyatı azaldı. Ocak 2007 ile Ocak 2008 tarihleri arasında ekmek, çay, un, elektrik, kömür, kira, su, doğal gaz fiyatları, telefon, belediye otobüsü ve dolmuş ücreti gibi önemli maddelerin fiyatlarında resmi enflasyonun bir iki katı artışlar yaşandı.

FİYAT ARTIŞLARI

ATO'nun büyük bölümü gıda maddesi olmak üzere özellikle dar gelirlilerin en fazla satın almak zorunda olduğu 90 mal ve hizmete ilişkin olarak derlediği fiyatlara göre, son bir yıllık dönemde en yüksek fiyat artışı yüzde 275 ile limonda yaşandı. Taze fasulyenin fiyatı yüzde 101 oranında artarken, Ocak 2008 sonu itibariyle son bir yılık dönemde roka fiyatı yüzde 100, kırmızı mercimeğin fiyatı yüzde 100, patlıcanın fiyatı yüzde 95, mandalina ve balın fiyatı yüzde 80 oranında artış gösterdi.

Türkiye'de dar gelirli ailelerin en fazla tükettiği ürünlerden olan kuru fasulyenin fiyatında son bir yılda yüzde 62, ayçiçeği yağının fiyatında yüzde 63, kabak fiyatlarında yüzde 73, marul, lahana, havuç fiyatlarında yüzde 60, pilavlık bulgur fiyatlarında yüzde 52 artış oldu. Son bir yıllık fiyat artışları süt, pırasa, patates, kuru soğan fiyatlarında yüzde 50, zeytin fiyatlarında yüzde 47, tuz fiyatında yüzde 45, makarna ve şehriye fiyatlarında yüzde 40, salça fiyatlarında yüzde 38, piliç eti fiyatında yüzde 37, yoğurt fiyatlarında yüzde 35, pirinç fiyatında yüzde 34 olarak gerçekleşti.

Ocak 2007-Ocak 2008 aylarında geçerli olan fiyatlar dikkate alınarak yapılan karşılaştırmaya göre ise turp, elma, ıspanak, domates gibi maddelerin fiyatlarında yüzde 33'e varan oranlarda artışlar yaşandı. Son bir yılda yumurta fiyatlarında yüzde 25, yemeklik tereyağı fiyatlarında yüzde 24, kahvaltılık tereyağı fiyatlarında yüzde 23, margarin fiyatlarında yüzde 21, un fiyatlarında yüzde 23, beyaz peynir fiyatlarında ise yüzde 24 oranında artış gözlendi.

ANKARA'DA KİRA YÜZDE 20 ORANINDA ARTTI

Ankara'da ortalama kiralar bu zaman diliminde yüzde 20 oranında artarken, elektrik faturaları da geçen yılın aynı ayına göre yaklaşık yüzde 20 oranında zamlı gelmeye başladı. Dar gelirli ailelerin en önemli besin kaynağı olan ekmek fiyatları ise yüzde 19, çay fiyatları yüzde 18 oranında artış gösterdi. Son bir yıllık dönemde kömür fiyatları yüzde 17, belediye otobüsü ücretleri yüzde 14, dolmuş ücretleri yüzde 19, telefon görüşme ücretleri yüzde 16 artarken, su faturaları da yüzde 23 oranında zamlandı. Bu sürede doğal gaz fiyatında yüzde 9, benzinin fiyatında yüzde 16, tüp gazın fiyatında yüzde 18 oranında artış kaydedildi.

FİYATI AZALAN MADDELER

Dana etinin fiyatının yüzde 4 arttığı son bir yıllık dönemde koyun etinin fiyatı değişmedi, bazı ürünlerin fiyatlarında ise çeşitli oranlarda düşüşler yaşandı. Balık, hazır meyve suyu fiyatlarında yüzde 3, gazoz, çikolata, gofret, sucuk, salam fiyatları yüzde 4, sosis fiyatları yüzde 10, ketçap fiyatları yüzde 17, sarımsak fiyatları yüzde 19, sivri biber fiyatları yüzde 21, yeşil soğan fiyatları yüzde 30, salatalık fiyatı yüzde 37, hazır kahve fiyatları ise yüzde 64 oranında azaldı.

ATO BAŞKANI AYGÜN

ATO Başkanı Sinan Aygün, son bir yıllık dönemde yaşanan fiyat gelişmelerini değerlendirerek, dar gelirli vatandaşın, elindeki parayı kira ve gıda gibi zorunlu harcamalarına güçlükle yetirebildiğini kaydetti. Ekmek ve su gibi vazgeçilmez birçok üründeki fiyat artışının resmi enflasyon oranının birkaç katı olduğunu belirten Aygün, ''Enflasyon otomobil, epilasyon aleti, yurt dışı tur ücreti, uçak bileti gibi maddelerin de aralarında bulunduğu vatandaşların büyük çoğunluğunun hayatında satın almayacağı maddeler de ortak edilerek hesaplanıyor. Bu yüzden de evdeki hesap çarşıya uymuyor. Haberlerde enflasyonun düştüğünü duyan vatandaşın çarşı ve pazarda aklı şaşıyor'' dedi.

Aygün, ekmek, su, elektrik, kömür, doğal gaz, un, kira, telefon, ulaştırma gibi temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarında meydana gelen çok küçük artışların bile vatandaşların bütçesini alt üst etmeye yettiğini ve sofrasındaki ekmeğini eksilttiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

''Türkiye'de bilinen yıllık enflasyon oranı yüzde 8,2. Bu enflasyon sepetinin içerisinde sadece 60-70 tane günlük hayatta kullandığımız mal ve hizmet bulunuyor. Gerisi giyim eşyası, elektrikli ev aleti, elektronik ürün, otopark ücreti, yurt dışı turları gibi çok fazla kullanılmayan maddelerden oluşuyor. Çok kullanılan maddelerin fiyatları artmaya devam ederken, az kullanılanların fiyatı ya düşüyor ya da yerinde sayıyor. Az kullanılan mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki düşüşler, ortalamayı aşağı çektiği için gerçek enflasyonu gizliyor.'' Türkiye'nin OECD'nin gelir dağılımı en fazla bozuk ülkelerinden biri olduğunu vurgulayan Sinan Aygün, bu nedenle de TÜİK'in gelir gruplarına göre ayrı ayrı enflasyon hesaplaması gerektiğini belirtti.