Gençlerbirliği - Galatasaray maçı ne stattakilere ne de TV başında izleyenlere zevk verdi. İşte maçtan izlenimler...
Abone olZÜBEYİR KINDIRA
İNTERNETHABER/ANKARA
İnternethaber Ankara temsilcimiz Zübeyir Kındıra, Gençlerbirliği - Galatasaray maçı sonrası izlenimlerini aktardı.
Yazık oldu 2 saatime!
Yalnızca benim değil, orada olan herkesin zamanı boşa harcanmış bir ömür parçası oldu.
Birkaç saat geçirmek için Ankara 19 Mayıs Stadyumu'na adeta koşarcasına gittik.
Gitmez olaydık.
Ne maçtan, ne stadyumdan, ne güvenlikten ne de sonuçtan zevk alabildik.
Önce maçtan söz edelim. Bir siyaset yazarının maç izlenimleri şöyle:
GALATASARAY BERABERLİĞE RAZIYDI
Maçın ilk dakikalarında taraflar birbirini yokladı. Her iki takımın da maçı alıp götüreyim, turu garantiye alayım diye bir isteği olmadığı görülüyordu.
Galatasaray eksik kadrosu ve eksik teknik heyeti ile beraberliğe çoktan razıydı. Gençlerbirliği ise rakibinin formasından ürkmüş, durumu idare edecek bir sonuca razı gibiydi.
GENÇLERBİLİĞİ DE İNANÇSIZDI
15. dakikadaki Arda’nın şutuna kadar Galatasaray’da tek olumlu hareket yoktu. Bu pozisyondan birkaç dakika önce Gençlerbirliği’nin tesadüfen yarattığı tehlikeye kadar kırmızı-siyahlıların gol atacağına olan inancı da yoktu. Tek tük inançsız ataklar geliştiriyorlardı.
GENÇLER FIRSATI BİLİP ATAĞA KALKTI
Galatasaray defansının bu ataklara seyirci kalmaya başladığını fark edince harekete geçtiler. Orta saha mücadelesinden sıkıldıkları anda atak yapmaya kalkan Gençler pozisyonlar bulmaya başladı. Galatasaray orta sahası topu bir türlü forvetlerine aktaramayınca, Gençlerbirliği, kaptığı topları –ki, Galatasaray’ın top kayıpları yine üst düzeydeydi- atağa dönüştürmeye başladı.
Bununu sonucu 23. dakikada ciddi bir atak gerçekleştiren ve Aykut’un topu çıkarmasıyla golden olan Gençlerbirliği oyuncuları bir türlü son vuruş başarısını yakalayamadığı ataklarla ilk yarıyı tamamladı.
SABRİ'NİN HATASIYLA GOLÜ BULDULAR
İkinci yarıda Gençlerbirliği oyuncuları herhalde hocalarından ciddi bir uyarı almış olacak ki, Galatasaray’a gol atabilecekleri inancı ile sahaya çıktılar. Maçın son 20 dakikasına kadar da baskılı oynayıp, sahanın en kötü isimlerinden Sabri’nin de hatasından yararlanarak golü buldular.
BU MAÇ KEYİF VERMEDİ
Bundan sonrası Galatasaray’ın şuursuz atakları ile süren, sıkıntılı, şişirme uzun toplarla bezeli geçti. Ne izleyenler ne de futbolcular bu maçtan keyif aldı.
Akçan, Galatasaray’ı, Mardinspor gibi görüyorsa, sonuca çok üzülmemiştir. Rakip sahada tek gollü yenilgi ile ikinci maç için kötü bir sonuç almadığı düşünülebilir. Ama başında bulunduğu takım Galatasaray. Ve ne yazık ki, o bunun farkında değil. Üstelik, farkında olmadığının da farkında değil.
Bu maç kötü bir maçtı. Oyun da kötüydü. Sonuç iki takım açısından da sevinilecek bir sonuç değildi.
TARAFTAR DA YALNIZ BIRAKTI
Ama manzara daha da kötüydü. Stadın neredeyse yüzde 80’i boştu. Saymadım ama ev sahibi takımın taraftarının kaç kişi olduğunu maçın ilk 1.5 dakikasında eksiksiz sayabileceğime eminim. Yani üç-beş kişi denecek kadar. Ankaralı Galatasaraylılar vardı. Ama, onlar da maçtan keyif alamadıkları için, maçı maç havasına sokamadılar.
Maç bitmeden ayrılmak için stad kapılarına doluştular. Bu kez de kapılar açılmadı. Önce ev sahibi takımın taraftarı çıkacak mantığıyla dakikalarca bekletildiler. Ama ortada stadyumdan ayrılacak ev sahibi takım taraftarı yoktu ki! Onlar gelmemişlerdi, zaten. Çünkü, Cavcav, bilet fiyatlarını ‘gelmesinler’ diye ‘ayarlamıştı’.
MAÇA GİTTİK HATA YAPTIK!
Bir ilkbahar akşamı eşinizi, sevgilinizi ya da çocuğunuzu alıp gidebileceğiniz bir maç değildi yani. Bırakın bunları, tek başınıza gidip maç keyfi de alamazdınız.
Bu nedenle yazık oldu 2 saatime.
KALLİ'YE DE MESAJ VAR
Maçın ve benim Kalli’ye vereceği mesaj ise şöyle;
En doğru kararın Sabri ile ilgili kararındı ve en yanlış kararın da yine Sabri ile ilgili kararın oldu...
