BIST 10.183
DOLAR 32,21
EURO 35,10
ALTIN 2.471,69
HABER /  POLİTİKA

Baykal isterse Arınç el öpecek!

Arınç, Kürt açılımı konusundaki görüşleri açıkladı. Baykal'ın elini bile öpebileceğini söyleyen Arınç, MHP'yi de uyardı!

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Arınç açılımla ilgili tartışmalardaki üslubu eleştirdi. Çözüm yolunda muhalefetin ve iktidarın uzlaşması gerektiğini söyleyen Arınç, açılım konusunda üslubunu bozdu ve "bu Amerikan pladır demek gerizekalı işi" dedi!

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, önceki akşam gazetelerin Ankara temsilcilerine verdiği iftarda, hükümetin Kürt açılımı başta olmak üzere, gündemdeki konulara ilişkin görüşlerini açıkladı.

İşte Arınç'ın o sözleri;

Örtü atma geleneği

Gerginliği artıran birbirlerinin yüzüne bakılamayacak hale getiren suçlamalar oldu. Böyle devam etmesi mümkün değil. O zaman Balıkesir’deki MHP’li, genel başkanının sözüne bakarak hareket ediyor, diğer yerdeki CHP’li de “genel başkan böyle buyurdu, ben böyle konuşacağım” diyor. Hatta yan yana esnaf dükkânındakiler de birbirlerine bu gözle bakıyor. Bu çok yanlış bir şey. Türkiye’de bu işlerin bir yolunu bulmalıyız. Keşke bu kadar ağır sözlere aynı ağırlıkta cevap verilmese.

Ben bu üslubu çok yakışıksız buluyorum. Ama aynı şekilde cevap vermeyeceğim dese, belki tartışma bitecek. Hani Güneydoğu Anadolu’da bir gelenek var. Kavga ederlerken birisi başındaki örtüyü yere atarsa o kavga bitermiş. O da, Şeyh Edebali’nin vasiyetini çok hatırlayan Başbakan’a düşüyor herhalde. Onlar bölmek istesin, sen bütünleştirici ol, onlar sert olsun sen yumuşak ol gibi 8-10 maddesi var. Başbakan Şeyh Edebali’nin bu sözlerini çok sever, çok yerde söyler. O’na düşen bu hareketi yaptırmamız lazım.  “Küstüm, oynamıyorum” demek, iktidarın yapacağı bir şey değil. Muhalefette bunu söylemek daha kolay. İktidar kanadı alttan almak durumunda. Başbakan’ı da aşağıya çekmeden bir yol bulunabilir. İşte akil adam çözümü denilen budur.

Ben sertlikten yana değilim

Bunu her yerde söylüyorum. Bu işi kim tırmandırırsa vebaldedir. Onur Öymen’in, Bahçeli’nin, Baykal’ın üsluplarından ne kadar rahatsızsam onlara karşılık verirken, itham edici olmanın yanlış olduğunu düşünüyorum. Bu muhalefetin yapabileceği şeyler olsa bile iktidarın yapmaması gereken şeylerdir.

Biz ülkeyi yönetiyorsak herkes bu projeyi konuşacak. Beşir Atalay Bey’in söylediği gibi bu iş polemiklerle çözülemez. Liderlerin çevresindekilere “sert üslubunu istemiyorum” demesi lazım. “Suçlayıcı olmanızı istemiyorum, gerginlik istemiyorum, bu Türkiye’ye dalga dalga yayılıyor” demesi gerekli. “Küstüm, oynamıyorum” demek olmaz, olmamalı.

Bahçeli ve Baykal’la bir araya gelmenin Türkiye’ye büyük bir faydası var. Görüntü olarak faydası var. İçeride hal hatır sorsalar, el sıkışsalar, bunun topluma olumlu yansıyacağını düşünüyorum. Ama bunun için bir ara formül bulmak, temin etmek lazım. Akil adamlık burada yani.

"BAHÇELİ ZEHİRLİ SU İÇTİ",
"BAYKAL'IN ELİNİ ÖPEBİLİRİZ"...

[PAGE]

Bahçeli idamda zehirli su içti

Bu işlerde siyasi mutabakat şart. İdamın kaldırılmasını hatırlayalım. Bahçeli karşı olmasına rağmen hükümette mutabakat oldu. Bahçeli için zehirli su içmek gibi bir şeydi. İdam kaldırıldı. Ben bu işte de Bahçeli’den ve partisinden katkı bekliyorum. Hayal ediyorum, diyelim. Bu iş çözülecekse herkesle görüşülür. Baykal “gelmeyin” dese de, itse de görüşülebilir. Bu iş çözülecekse Baykal’ın elini bile öperiz. Yaşı da buna müsait. Liderlerin görüşmesi önemli. Halka mesaj verir.

Eruh’ta edepsizce kutladılar

PKK 80 öncesi Apocular hareketi olarak başladı. Sonra 80 sonrası Eruh baskınıyla açığa çıktılar. 25 yıl geçmiş ki Eruh’ta edepsizce kutladılar. Şunu soruyorum:

25 yılda en az 10 Genelkurmay Başkanı değişti. En az 10 hükümet oldu. En az 10-15 Kara Kuvvetleri Komutanı geldi geçti. Bunların hepsi mutlaka pek çok şey yaptılar. Ama sorulduğu zaman hepsi de bir şeyler söyledi. Kimi “Kürt kimliğini tanımak istemedik, kart kurt diye karikatürize ettik” dedi. Kimi “Kürtçe konuşmayı yasaklamakla ne kadar yanlış etmişiz” dedi. Kimisi Diyarbakır Cezaevi’ndeki koşullardan bahsetti. Kimisi onların yerine şunları yapsaydık diye hatalarını yanlışlarını kabul ettiler. Tüm bunları gördükten sonra yapılacak şeyin siyasi, sosyal, toplumsal boyutu var.
Özel TV’ler Kürtçe yayın yapabilir


“TRT sabahtan akşama kadar Kürtçe yayın yapıyorsa özel televizyonlara da bu hak tanınmalı” diyenler var. Bence bu tartışılabilir. Olabilirliği olan bir mesele. Korkmamak gerekir.

BAŞBAKAN'IN İKİ GÖMLEĞİ
VAR BİRİ BAYRAMLIK BİRİ İDAMLIK...

[PAGE]

Başbakan’ın yaşam riski vurgusu

Benzerlerini çok söyledi. “İki gömleğim var” diye. Biri bayramlık biri idamlık. Çok hoş değil ama özellikle Ergenekon ile ilgili iddianameler, klasörler ortaya çıktıkça birilerinin birileri hakkında ne yapmak istediğini öğrenmiş oluyoruz.

Ben riski bu açıdan ele almadım. İki sene sonra seçim var. Bu seçimin sonunu tayin edecek bir çalışma içindeyiz. AK Parti başarılı olursa, halkın büyük çoğunluğunun onayladığı güven ortamı oluşursa halk bundan dolayı ödüllendirir. Aksi takdirde başarısız kılınırsa bu seçim kaybına bile yol açabilecek bir risktir.

İki parti de özellikle bunu bekliyor. Ak Parti yıpransın önü kesilsin, vatan hainliğiyle suçlansın, halkta derin kaygılar meydana gelsin hatta düşmanlığa dönüşsün ve biz CHP ile MHP iktidar kazanalım diye düşünüyor olabilirler.

PKK YÖNETİCİLERİ NE OLACAK?
BAZI DTP'LİLER MHP VE CHP'DEN
DAHA İLERİCİ!

[PAGE]

Dağdan indirmek

Dağdakilerin indirilmesi noktasında, kapsamlı af da dahil, silahların susması ya da silah bırakılması nasıl mümkün olabilecek? Bu süreç içinde çok çarpıcı gelişmeler de oldu. Olsa olsa böyle düşünüyorlardır denen şeylerin aksiyle karşılaştık. DTP‘nin ileri gelenleri (Emine Alna ve çevresindekiler değil) “Mutlaka bir af gerekir” diyordu. Şimdi ‘Af da gerekmez’ deyip bütünlükten yana olduklarını söylüyorlar.

DTP, CHP’den daha ileri


Kapsamlı projenin içinde herkes kendine en makulü bulmaya çalışıyor. Bizim bazı kabullerimiz var. Onları mutlaka uygulamak isteriz. Türkçenin resmi dil oluşunu tartışmamak lazım. Birliği bütünlüğü, hem de herkesin aynı dille eğitim alması konusu önemli argüman. Ana dille eğitim ve öğretimi ayrı tutmak lazım. “Kürtçe de resmi dillerden biri olsun” diye seslendiren birine karşı elbette tartışabiliriz. Şimdi ortaya konan düşünce ve fikirlerde DTP’nin bazı düşünceleri MHP’den ve CHP’den çok daha ileri. Olumlu anlamda. Hiç beklemediklerimiz de çıkabilir.

Sorun askerin de söylediği kadarıyla; İlker Başbuğ da, Büyükanıt da “önemli olan dağa çıkışları durdurmak ve dağdakileri indirmek” demişlerdi. Bu çok önemli. Yukarıdan indirmenin yolu bir şekilde kararlaştırılacak. Dün veya evvelsi gün Genelkurmay Başkanı, Başbakan’ı da alarak “14 kişi geldi 10’u serbest, 2’si şöyle oldu”, dediler. Bu sözler önemlidir.

PKK’nın yöneticileri ne olacak?

Örgütün üst düzeyinde insanlar var, Murat Karayılan, Cemil Bayık. Bunlar yönetici. Eylemleri program haline getirip yönlendiren insanlar var. Bunlarla ilgili çok önemli kararlar alınması lazım. Henüz bu aşamada değiliz.

Şahsen birilerinin söylediği konular da var aklımızdan geçen. Eğer bir devlet projesi olarak uygulanacaksa bu, medyasıyla, yargısıyla, üniversitesiyle, silahlı kuvvetleriyle, diğer kurum ve kuruluşlarıyla uygulayalım dendiği anda yürürlüğe konacak projelerdir. Terör örgütünün iflası denen konuya giderken bunu da gerçekleştirmeye ihtiyacımız var.

"KANDİL SİLAHSIZLANACAK,
BAŞKA ÜLKELERE GİDECEKLER"

[PAGE]

Kandil silahsızlandırılmalı

Bir de Mahmur Kampı var. 11-12 bin kişinin bulunduğu söyleniyor. Boşaltılmasını bence başka bir prosedür olarak düşünmek lazım. Türkçeyi konuşamayan ve BM gözetiminde olan bir kampın boşaltılması söz konusu. Hem Mahmur Kampı’nın hem de Kandil’in silahsızlandırılması örgüt elemanlarının dönmeleri, teslim olmaları ya da suçsuzsa serbest bırakılmaları iyi bir psikolojik harekât olarak düşünülmesi lazım.

Başka ülkeye gidebilirler

Bunlar Türkiye’ye getirildikleri takdirde ne olacak? Bu kadar eylemleri açığa çıkmış, konuşmaları, düşünceleriyle, yön vermeleriyle, aldıkları kararlarla vs. ile. Bunların yargılanması söz konusu. Ceza yemeleri de söz konusu. Onların yerine koysa kendisini kimse cesaret etmez. Buna kimse çıkıp da ben geldim cezama razıyım demeyecektir.

Hepsi 40-50 kişi

Yani bu uluslararası örgütler konusunda da yapılan bazı örnekler var. Bunlar içinde de Türkiye’ye zarar vermeyecek konumda tutulmaları amaçlanmış olabilir. Başka ülkeye gönderilmeleri mi? Belki o belki bir başkası. İsimlendirmek istemiyorum. Örgütün tamamen tasfiyesi konusunda ciddi kararlı hareket yapılacaksa bunların da düşünülmesi lazım. Sayıları da o kadar fazla değil. Sayı 40-50 civarında bildiğim kadarıyla.

ABD planı demek geri zekâlı işi

ABD örgütün tamamen tasfiyesinde samimi. Ancak “Bu bir ABD projesidir” diyenler hayal görüyor. Manipüle etmek demektir. Söyledikleri isimler gibi insanlar ABD’de her kurulda var. Eline kalem alan bir şeyler yazar. Bazen beğendiklerimizi bazen beğenmediklerimizi yazar. “ABD’de yazılmış Türkiye’de AK Parti uyguluyor” demek biraz geri zekâlı işi. Bu bizim kendi sürecimiz.