BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  MAGAZİN  /  KÜLTÜR VE SANAT

Başkasını günahını taşıyanlar

"Adem'in Trenleri" hem dokunaklı öyküsü hem Cem Özer'in etkileyici oyunuyla başarıyı yakalıyor.

Abone ol

Bu hafta altı yeni film gösterime giriyor.

'Adem`in Trenleri '

Barış Pirhasan'ın yönettiği filmde Nurgül Yeşilçay, Cem Özer, Ümit Çırak rol alıyor.

Hasan Hoca (Cem Özer) Bekir'in (Atıf Emir Benderlioğlu) kirletip terk ettiği Hacer'i (Nurgül Yeşilçay) ailesinden korumak için nikahına alır. Bekir'in günahını yıllarca sırtında taşır. Bunu Allah'ın sınavı kabul eder.
 
Onca yoksulluğuna rağmen Hacer'e ve kızına karşılık beklemeden bakar. İki tarafın da kabullendiği yaşam, Hasan Hoca'nın küçük bir tren istasyonuna imam olmasıyla değişir; Hoca hiç ummadığı bir şekilde Bekir'le karşılaşır. 

Gabriele Muccino'nun yönettiği 'Umudunu Kaybetme'de Will Smith , Thandie Newton, Jaden Smith rol alıyor.

Chris Gardner (Will Smith) zeki ve yetenekli ancak marjinal bir işe sahip bir satıcıdır. İki yakasını bir araya getirmek için çabalayan Gardner kendini ve beş yaşındaki oğlunu San Francisco’daki dairesinden çıkarılmış, gidecek bir yeri yokken bulur.
 
Gardner prestijli bir borsa firmasında stajyer olduğunda, oğluyla birlikte daha iyi bir yaşam kurma hayali peşinde koşarken, aralarında düşkünler evinde kalmanın da olduğu pek çok zorluğa katlanır.

'23 Numara' 

Joel Schumacher'in yönettiği filmde Jim Carrey , Virginia Madsen, Logan Lerman rol alıyor.  

23 sayısını derin bir saplantı hâline getiren Walter Sparrow (Jim Carrey), bir zamanlar ideal olan hayatını gerek kendisinin gerekse sevdiklerinin ölümüne yol açabilecek bir psikolojik işkence cehennemine dönüştürür.
 
Walter bir türlü elinden bırakamadığı 23 Numara adlı gizemli romanın etkisiyle, karısı Agatha (Virginia Madsen) ve ergenlik çağındaki oğlu Robin’le (Logan Lerman) geleceğine devam edebilmek için geçmişindeki sırların kapısını açmaya mecbur kalır.
 
Eğer 23 sayısının ardındaki gücü çözebilirse, geleceğini de değiştirebilecektir.

'Skandal'

Richard Eyre'ın yönettiği filmde Judi Dench, Cate Blanchett, Tom Georgeson rol alıyor.  

Londra’da bir orta öğretim okulunda demir yumruk olarak tanınan , disiplinli ve münzevi kişiliği ile dikkat çeken Barbara Covett (Dame Judi Dench), uzun yıllardır kendisine yakın tek bir dostu olmayan yalnız bir kadındır. Kedisi Portia dışında Barbara’nın yanında kimsesi yoktur.
 
Fakat hayatı, çalıştığı okula yeni gelen sanat öğretmeni Sheba Hart’ın (Cate Blanchett) varlığı ile değişir. Sheba Barbara’nın yıllrdır beklediği sıcak ve nazik dosttur. Fakat ona yakınlaştıkça öğrendikleri ilişkilerini sarsacaktır.
 
Sheba öğrencilerinden biri ile (Andrew Simpson) aşk ilişkisi yaşamaktadır. Barbara Sheba’nın bu sırrını kocasına söylemekle tehdit edecek ve hayatının gidişatını değiştirecektir. Herkesin bir sırrı vardır Barbara’nın da öyle… Ve sırlar iki kadının hayatlarının kesişme noktasıdır.

'Romantik'

Sinan Çetin'in yönettiği filmde Teoman, Okan Bayülgen, Yasemin Kozanoğlu rol alıyor. 


Ömer ve Gökhan yakın iki arkadaştır. İkisi de aynı kızı severler… Ağzından tek bir kelime bile çıkmayan, dilsiz sandıkları Yasemin adlı bir kızı… Ömer istemeden bir cinayet olayına karışıp kaçmak zorunda kalır. En yakın arkadaşı olan onun mektuplarını Yasemin’e ulaştırmaz ve genç kızla beraber olur. Yıllar sonra Ömer döndüğünde…
 
Romantik böyle bir film değil. Romantik bizi şaşırtan, bambaşka bir film. Öykümüzün kahramanı bir kızla tanışır. Onun sevdiği kızla birlikte mutlu olmasını isterken, ikisini ayıran kötü adamdan nefret ederiz. İşte bu noktada sinema tarihi için tuhaf bir durum gerçekleşir: Kahramanımızın peşini bırakıp kötü adamımızın öyküsünde alışılmadık bir yolculuğa çıkarız. Ve artık kötü adam kahramanımızdır. Seyirci olarak kime inanacağımızı şaşırırız. Aklımıza takılan soru şudur. Ya hep inandığımız şey gerçek değilse? 

'Çirkin Ördek Yavrusu İle Farecik '

Michael Hegner ve Karsten Kiilerich'in yönettiği film, Çirkin Ördek Yavrusu ve annesi Ratso’yu anlatıyor.
 
Üstüne üstlük “Ratso” bir baba olması gerekirken Çirkin Ördek Yavrusu için ‘anne’ rolünü kabul ediyor. Dürüst olmak gerekirse “Ratso”, Çirkin Ördek’in ne annesi ne de babası olabilecek nitelikte; çünkü “Ratso”, bir fare. Zavallı farecik Ratso’nun tek günahı Çirkin Ördek yumurtadan çıkarken onun yanında olması ve bir anda kendini ona bakmak için sorumlu hissetmesi.