BIST 10.170
DOLAR 32,37
EURO 34,70
ALTIN 2.390,46
HABER /  GÜNCEL

Bakan Yıldız'dan nükleer itiraf

Enerji Bakanı Yıldız, nükleerde Türkiye modelini "Hiçbir ülke ve firma, bu modelle dünyada şu ana kadar iş yapmadı" sözleriyle değerlendirdi.

Abone ol

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, nükleer konusunda Türkiye modelinin isabetli olduğunun, Fukuşima'dan sonra bu işi bilenlerce kendilerine söylenildiğini aktardı.

"Para bulun, bu nükleer santrali yapın, işletin ve risklerini de paylaşın" çağrısını hatırlatan Yıldız , "Biz açıkça bir itirafta bulunduk. Dedik ki, 'Bu bir itiraftır, Türkiye nükleer kültüre ve nükleer işletmeciliğe sahip bir ülke değildir" diye konuştu.

Yıldız, St. Petersburg Ekonomik Forumu'nda gazetecilerin sorularını yanıtlarken, nükleerin ''en önemli'' yanını, global bir enerji yapılanması şeklinde açıklayarak, ''Biz desek ki, 'Benimki ucuz olsun, yarı fiyatına olsun, biraz da kötü olabilir, ben ondan bir tane rica edeyim', dünyada böyle bir yapı yok. Buna müsaade edilmiyor. 'Ben kötüsünden alayım, fiyatı da yarı yarıya olsun' deseniz de, buna müsaade edilmiyor. Bu iyi bir şey'' dedi.

Fukuşima'dan sonra güvenlik sistemlerinin artırılmaya çalışılmasının, bunun uzlaşı noktası olmasının ve ortak bir paydaya konacak alan haline gelmesinin, iyi bir şey olduğunu belirten Yıldız, ''Dünya bir bütündür parçalanamaz' cümlesi belki nükleer için söylense, çok isabetli olur diye düşünüyorum'' dedi.

Yıldız, Almanya'nın nükleer enerjiyi terk etme kararından vazgeçip vazgeçemeyeceğine yönelik bir soru üzerine, halkın kararına saygı duyduğunu ifade ederek, alınan kararın sürdürülebilir olmadığı görüşünü dile getirdi.

Türkiye'de 3'üncü santralin yeri konusunda çalışmaların sürdüğünü kaydeden Yıldız, şunları söyledi:

''Yeni fay haritası çıkartıldı, 8 yıllık çalışma nihayet buldu, önceki gün bunu kamuoyuyla paylaştık, paftalarını da paylaşıyoruz. Herkes istediği yere, yaklaşık 60 tane paftadan bakabilir. Bu faylar yeni oluşmuş faylar değil. Önceden oluşmuş fayların bilinirliği, görünürlüğü artmış oldu. Bu, bizim üçüncü santralin yeriyle alakalı hassasiyetimizi destekleyecek olan bir harita oldu.

Burada iki tane önemli olgu var. Birincisi, fay hattının direkt üzerinde mi? Direkt üzerinde ise behemehal ve hızlıca ondan vazgeçmeniz lazım. İkincisi ise 100 kilometre, 200 kilometre ilerisindeki bir fayın o yeri nasıl etkileyeceğinin simülasyonlarını yapmak ve onla alakalı tedbirler almak. Japonya bizden daha fazla deprem alanı içeriyor, daha fazla depreme yakın ama depremden etkilenme ihtimalleri, binalarda, fabrikalarda görüyoruz, çok daha az. Çok daha fazla deprem oluyor, büyüklükleri daha fazla ama daha az etkileniyorlar. O yüzden Türkiye'nin de bir deprem ülkesi olduğunu bilmemiz lazım. Temenni etmesek de, istemesek de böyle bir gerçeğimiz var. O zaman her türlü yapımızı -kümes yapsak da- depreme dayanıklı yapmamız gerektiğini bilmemiz lazım. Hele de stratejik, teknik olan nükleer santraller, köprüler, yollar, barajlar gibi özel sanat yapılarını daha dikkatli yapmamız lazım.''

BİZ AÇIKÇA İTİRAFTA BULUNDUK

Taner Yıldız, ''Neden Batılı şirketler Türk nükleer pazarında yok? Acaba Türkiye'ye özgü model mi Türkiye'yi cazip kılmıyor?'' sorularına, şu yanıtı verdi:

''Bence onlara sormak lazım. Ben de aynı şeyi soruyorum; niçin yoklar? Biz, Türkiye'ye özgü modelin doğru olduğuna inanıyoruz. Tabii ki buna yaklaşım gösteren ülkeler, firmalar olabildiği gibi göstermeyen firmalar da olacaktır. Bu konuda Türkiye modelinin, -hele hele Fukuşima'dan önce sezdiği, gördüğü ve karar verdiği bu modelin- ne kadar isabetli olduğunu Fukuşima'dan sonra gelip bize söylediler, bütün bu işi bilenler. Ama iki elin parmaklarından daha az sayıda olanlar. Çünkü dünyada bu işi bilenlerin sayısı bu kadar. 'Siz bunu hangi öngörüyle tespit ettiniz de, böyle bir model geliştirdiniz? dediler.

Hiçbir ülke ve firma, bu modelle dünyada şu ana kadar iş yapmadı. Bizden sonra ülkeler ve bir kısım firmalar, bu modeli kendilerine göre dizayn ediyorlar. Dünyadaki model neydi? 'Paranız var. Nükleer santral kaç para? 100 lira. Gelin nükleer santral yapın, paranızı alın ve ülkenize dönün' diyordu. İşletmecisi başka, o ülke oluyordu. Biz diyoruz ki, 'Para bulun, bu nükleer santrali yapın, işletin ve risklerini de paylaşın'. Bunların hepsinin toplandığı tek adres, dünyada bu manada yok. Hep konsorsiyumlar ve işbirlikleri var. Biz açıkça bir itirafta bulunduk. Dedik ki, 'Bu bir itiraftır, Türkiye nükleer kültüre ve nükleer işletmeciliğe sahip bir ülke değildir.''