BIST 10.507
DOLAR 32,30
EURO 35,04
ALTIN 2.477,05
HABER /  GÜNCEL

Babahan eski defterleri açtı

Basın özgürlüğü gölgelendi mi? Kim haklı kim haksız? Ergun Babahan Aydın Doğan'a neleri hatırlattı?

Abone ol

kavgasına Sabah'ın tepe Ergun Babahan, nasıl bakıyor? Çuvaldızı Doğan'a batıran Babahan, POAŞ, Hilton ve frekans kovalama işlerini örnek gösteriyor.

"(...) Oysa, Doğan Grubu'nda işverenin Hilton'un imar izninden RTÜK'te frekans kovalama girişimlerini eleştirecek bir tek yazı çıktığına tanık olamazsınız.
POAŞ'ta vergi kaçakçılığı iddiası gündeme geldiğinde Doğan'ın yazarları toplu halde önce petrol şirketi yönetiminden brifing almış, sonra da sırayla şirketi savunucu yazılar yazmıştı.
POAŞ vergi kaçakçılığı gibi ağır bir suçlamayla karşı karşıya kaldığında başta Emin Çölaşan olmak üzere tüm yazarlarına "Başbakan, Maliye Bakanı aleyhine yazı yazmayın, önemli işimiz var" diyen de onlardı.
Emin Çölaşan'ın işine sırf bu nedenle son veren de onlardı.
Dünya üzerinde gazetecilikle ticaretin bu kadar iç içe girdiği başka bir kurum yoktur, olamaz.
Türkiye'de basın özgürlüğüne asıl zarar veren tablo budur.
Bugün Türkiye'de basına güven yerlerdeyse, her manşetin arkasındaki hesap soruluyorsa, bunun bir numaralı sorumlusu bu zihniyettir.
Bu zihniyet, Türkiye'de gazeteciliği bir çıkar ilişkileri ağına hapsetmiş, sonunda da bugünkü noktaya gelinmiştir.
Bu tablo rahatsızlık vericidir.
Çünkü hem siyasi ortamı germekte, hem de mesleğimiz üzerindeki gölgeyi artırmaktadır.
Siyasetin ekonomi üzerindeki rolü iyice azalmadan, yerel yönetimler başta İstanbul olmak üzere tüm önemli merkezler rant kapısı olmaktan çıkarılmadan, bu tablonun değişmesi mümkün değildir.
Bu işin bir yönü.
Diğer yönü ise medya sahipliğinin rakiplere karşı bir avantaj unsuru olarak görülmesinden kesinlikle vazgeçilmesidir.

Yoksa bugün içine girdiğimiz durumdan çıkış mümkün olmaz, olamaz.