BIST 10.052
DOLAR 32,37
EURO 34,74
ALTIN 2.434,68
HABER /  GÜNCEL

Aşkın güzelleştirdiği kadın

42 yaşına rağmen güzeliğine güzellik katan Julia Roberts, Lancome'un yeni yüzü olmaktan dolayı çok mutlu.

Abone ol

Aşık olmanın en güçlü güzellik iksiri olduğuna inanan oyuncu, güzellik anlayışı ve özel hayatı ile ilgili bilinmeyenleri ilk kez Marie Claire ile paylaşıyor.

O hala özel bir kadın... Bunu 42 yaşında Lancome'un yeni yüzü olarak bir kez daha kanıtlıyor ve müthiş bir özgüvenle gülümsüyor. Otuzlu yaşlarını sürerken kendisine yapılan bu tarz teklifleri hiç düşünmeden reddettiğini söyleyen güzel oyuncu, güzellik kavramının zihninde yıllar içinde oturduğunu dile getirerek; "Artık deneyim sahibi, olgun bir kadınım ve kendimi çok daha çekici hissediyorum" diyor.

Hayat neşesinin, kendini mutlu hissetmenin ve aşık olmanın en güçlü güzellik iksiri olduğuna inanan Julia Roberts, gerçek bir sinema ikonu. Esprili, muzip, sıra dışı ve gizemli...

Mesleğindeki en büyük başarısının da duyguları yüzüne bütünüyle yanzıtabilmesine bağlıyor. Roberts, uzun süren sessizliğinin ardından Lancome kampanyalarının yanı sıra Ryan Murphy yönetimindeki Eat, Pray, Love adlı filmle de karşımıza çıkmaya hazırlanıyor. İnatçı kişiliği ve kararlılığı ile tanınan Roberts'ın, şöhretini yardım kuruluşlarına destek amaçlı kullanması da Lancome'un değerleriyle birebir örtüşüyor.

Lancome'un yeni yüzü olmak neler hissettiriyor size?

Bu benim için hedefi 12'den vurmak gibi, zira olgun, zarif görünümlü ve deneyimli kadınların timsalidir Lancome. 40'lı yaşlarımda modellik yapmak da hayatıma eğlence ve yenilik kattı. Bu teklif bana daha önceleri getirilseydi bugünkü kadar zevk alamayabilirdim. Bir tür meydan okuma gibi algılıyorum. Artık çok daha özgüvenli bir kadınım çünkü. Lancome benim için hep özel bir marka olmuştur... Lancome; Isabella Rossellini'dir, Lancome; zarafettir. Ona müşteri olarak da hap sadık kaldım. Ürünlerini kullanmaya başladığınız anda hayatınızın değişmez bir parçası oluyorlar. Bu sadakattir! Sadakatin de hayatın en temel taşlarından biri.

Cilt bakım ürünlerinde genellikle hangi özellikleri arıyorsunuz?

Hafiflik ve kolay uygulanabilme... Cildimde katman oluşturan ya da 'Acaba nasıl uygulanıyor?' diye soracağım ürünleri sevmiyorum.

Cilt bakımınızı önemseyen biri misiniz? Günlük bakım rutininizin içinde neler yer alıyor ve hangi ürünleri kullanıyorsunuz?

Zamanımın büyük bir kısmını evde geçirmeme rağmen mutlaka güneş kremi kullanırım. Göz kremleri de benim için gittikçe daha fazla önem taşımaya başladılar. Eğer zamanım varsa boynuma da nemlendirici uyguluyorum ve masaj yapıyorum. Makyaj için ise her zaman Juicy Tube! Sonrasında da maskara! Ben eyeliner kullanmayı da çok severim. Doğru uygulayabildiğimde kendimi Sophia Loren gibi hissediyorum.

Bugüne kadar size verilen en büyük güzellik sırrı neydi?

Kirpikleri kıvırmak ve kaşlara çeki düzen vermek. Özellikle kaş şekli ifadenizi anında değiştirebiliyor. Ancak ben insanın kendini mutlu hissetmesinin çok daha önemli olduğunu düşünüyorum çünkü hissettiklerimiz tamamıyla yüzümüze de yansıyor!

Sizce önemli olan güzellik midir yoksa zarafet mi?

İkisi de birbirini tamamlıyor. Güzelliği hayat neşesi olarak görüyorum, zarafet ise sakin ve güvenli bir duruş demek. Anouk Aimee gibi... O tarz kadınlar kim olduklarını ve nerede bulunduklarını asla unutmazlar. Kendileriyle de barışık görünürler.

Görünüşe göre Fransız kadınlarından hoşlanıyorsunuz... Peki, Fransız
dokunuşu hakkında ne düşünüyorsunuz?


Bunu tanımlamak imkansız gerçekten! Bu tamamıyla Fransız olmakla ile ilgili bir olgu. Kendileri; 'je ne sais quoi' dedikleri şeye sahip.