BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

Armağan Çağlayan tiyatrocuları çıldırtacak

Popstar'la herkesin tanıdığı en acımasız jüri üyesi olarak bilinen Armağan Çağlayan hakkında bilinmeyenlari anlattı

Abone ol

Derya Demir'in röportajı

Kimilerinin sempatik, kimilerinin antipatik bulduğu jüri üyesi kim diye sorulduğunda herkesin aklından geçen ilk ve tek isim hiç kuşkusuz o olur. Farklı karakteriyle sıradışı bir imaj çizen Çağlayan dünyaya farklı bir pencereden bakıyor ve başlıyor konuşmaya.

Derya Demir'e konuşan Çağlayan'ın eleştirilerinden nasibini alan bu kez Türk tiyatrosu ve tiyatrocular oldu. Türk tiyatrosu demode kalmış diyen sivri dilli yapımcı ve televizyoncu tiyatrocuları kızdıracak.

Yeni bir televizyon projesiyle yeniden ekranlara dönüyorsunuz. Şarkı yarışmalarından tanıdık sizi fakat şimdi sıradışı bir yarışma programında göreceğiz sizi. Neden

Önümüzdeki hafta Show Tv'de başlayacak. “Ben Buradan Atlarım” yarışması olacak. Ünlü isimler yüksekten tramplenden havuza atlayarak jüriden puan kazanmaya çalışacak. İşin tekniğini bilen arkadaşlarımla jüri koltuğuna oturacağım. Biraz değişiklik iyidir. Ünlülerin yarıştığı bir yarışma programında ilk defa jüri üyeliği yapacağım.

Popstar Alaturka yarışması başladı sizi gözlerimiz aradı. Neden yoksunuz?

Anlaşamadık.

Gereğinden fazla sivri dilli diyorlar size. Patavatsız, küstah diyenden var. Bu sizi rahatsız etmiyor mu?

İlk zamanlar kafama takıyordum ama alıştım. Kim ne derse desin hiç takmıyorum.

Eleştiride dozu aşıyorsunuz sanki. Kusursuz insan olmadığına mı inanıyorsunuz. Herkes dört dörtlük olabilir mi?

Hayır hiç kimse dört dörtlük değildir. Ben kimseye bugüne kadar hakaret etmedim. Kimseye hırsızsın veya sen yalancısın demedim. Ben gördüğümü söyledim. Benim gördüğümüde herkes görüyordu. Üstelik çoğu insan da bana hak veriyordu. Bu ağır bir şey değil. Detaycıyım ben. Bardağın boş tarafını görürüm. Benim yapım bu.

Siz kendinizi eleştiriyor musunuz. Özeleştiri yapabililiyor musunuz?

Kendimi eleştirdiğim oluyor. Mesela sigara içmemem gerektiğini biliyorum ama içiyorum. Dört dörtlük değilim. Belki olan vardır. Belki Budist rahipler öyledir. Belki keşişler dört dörtlüktür. Belki bazı insanlar dini vecibelerini yerine getiriyor ve dört dörtlük yaşıyorlardır. Bilmiyorum ama benim çevremde yok onu biliyorum.

Kamera arkasında yıllarca emek verdiniz. Bir tiyatro oyununda rol aldınız. Köşe yazarlığı, gazetecilik yaptınız. Şu anda restaurant işletiyorsunuz ayrıca. Avukatlık da yaptınız. On parmakta on marifet var. Hiç yapamadığınız bir şey yok mu?

Olmaz mı. Spora karşı son derece yeteneksiz bir insanım. Futboldan hiç anlamam. Basketbol izlemeyi severim ama hiç anlamam. Bir roman yazacak sabrım yoktur. Denemedim hiç ama böyle bir sabrım yok. Benim de yetersiz olduğum alanlar var. Ama ben yetersiz olduğum alanda yeterliyim diye ortaya çıkmıyorum. İşin sırrı da burada bence. Tıpkı şunun gibi. Popstar yarışmasına katılıyor. Ama aynaya baksa yeterli olmadığını anlayacak. Pop star olamayacağı halde hala geliyor yarışmaya katılıyorlar. Bu işi yapmanın belli kuralları var. Sadece iyi şarkı söylemek yetmiyor. Zaten pop star olmanın kuralları içinde iyi şarkı söyleyebilmek yok. Pop star olupta iyi şarkı söyleyemeyenler var. Ama pop star mı evet öyle.

Müzik yarışmalarında her yıl birinciler çıkıyor. Ama bunlar piyasada yoklar. İnsanları sömürüyorlar mı?

Kimseyi zorla o yarışmalara sokmuyorlar. İnsanlar kendi istekleri ile geliyorlar. Bundan önceki yarışmaların da ne olduğu ortada ama hala katılıyorlar. Çünkü beklentileri var insanların. Bu insanlar yarışmalara katılıp pop star olamıyorlarsa suçlu ne yapımcı ne de jüri. Suçlu halktır. Kendileri sms gönderiyor, kendileri birinci yapıyorlar sonra da sahip çıkmıyorlar. Biz bir televizyon şovu yapıyoruz. Onları birinci yapan biz değiliz ki. Biz sadece 13 kişiyi sahneye getiriyoruz. Onları birinci yapan, pop star seçen halk. Pop star olarak seçmek ne demek. “Ben bu insan birinci olup albüm yaparsa albümünü alıp, onu dinlerim demek.” Ama yapmıyorlar.

Jüri ve yapımcı ellerinden tutamaz mı?

Tutamazsınız. Ne yapacaksınız. Ben menejar değilim ve plak şirketim yok. Kim kimin elinden tutmuş ki. Herkes kendisi birşeyler oldu. Yeteneğiniz varsa piyasada tutunursunuz. Ekrana çıkmak önemli brişey. Bunu kullanabilen tutunabilir. Pop star Mehtap var. O hala bu piyasanın içinde. Bir kanalda program yapıyor, ekmeğini çıkarıyor. Artık pavyonda çalışmıyor.

Televizyon kimi sever?

Sıradan insanları sevmez. Hiç şansları yok. Televizyon, hayatımızda her gün gördüğümüz insanların yeri değil. Farklı insanların yeri.

Ünlü olmanın götürüleri oldu mu?

Olmaz mı. Bütün ünlü insanlar için geçerli bu. Fatih Aksoy bugün bana pop stara çık deseydi çıkmazdım. Şimdiki aklımla yapmazdım bunu. Bütün bunları yaşadıktan sonra söylüyorum. Çevrem değişti, herkesin zevk aldığı şeylerden zevk almamaya başlıyorsunuz. Her yere gidip eğlenemiyorsunuz. Arkadaşlarım şuraya gidelim diyorlar, hayır gelemem diyorum. Çünkü kestiremiyorum. Arka masada oturan birinin fazla alkol alıp dönüp bana yanlış bir harakette bulanamayacağını kestiremiyorum. Özgürlük alanım kısıtlandı. En son bir gece yarısı çıktım arkadaşlarla bir yere gittim. Kafama bira şişesi attılar.

Oyunculuğun altından kalkabildiğinize inanıyor musunuz. “Tatlı Kaçık” adlı tiyatro oyununda rol aldınız. Tereddüt etmediniz mi. Bu işin üstadları bunu nasıl karşılar diye bir çekinceniz olmadı mı?

Onun kararını seyirci verir. Ben iyi oyuncuyum demek saçmalık olur. Hiç tereddüt etmedim. Nasıl olsa eleştireceklerdi. Tiyatro sanatı eski ve demode bir sanat olduğu için televizyondaki popüler insanlara ihtiyaç var. Ben çok iyi oyuncuyum ve konservatuar bitirdim diye gel demiyorlar ki, ben popüler olduğum için seyirci çekiyorlar tiyatro oyununa. Benim yerime çok iyi bir oyuncu çıkar tiyatro sahnesine, konservatuar bitirmiştir, ama popüler olmadığı için seyirci çekemez.

Tiyatro sanatı için demode derken neyi kastediyorsunuz?

Demode bir sanat. Niye demode. Antik Yunandan kalmış bir sanat dalından söz ediyoruz sonuçta. Türkiye'de yapılan tiyatro sanatını demode buluyorum. Herşey çok gelişti. Televizyondaki prodüksiyon çok gelişti. Evinde oturan herkes artık internete girebiliyor. İnternet ortamından herşeyi izleyebiliyorlar. Ama Türk tiyatrosunda hala bir tane sunta duvarın üstüne iki kapı koyuyorlar, biri o kapıdan, biri diğer kapıdan kaçıyor, kapıyı kapatıyorsun sunta sallanıyor. Gerçeklik nerede? Oradaki seyirciyi inandırmanız lazım. Eğer oradaki seyirciye dünyanın ne olduğuna inandıramazsanız komik oluyor. İşin büyüsü de burada. Son zamanlarda “ın your face” adlı daha gerçekçi, daha radikal bir tiyatro akımı çıktı. İnsanlar şimdi gidip onları seyrediyor. Daha önce tiyatro sanatı ölüyor diyorlardı, ben niye ölüyor anlamıyordum. İçine girince anladım. Tiyatro giderek yok oluyor.

Sizin öneriniz nedir?

Şu bana ters geliyor. 4 yılda hiçbir oyunda oynamamış her ay gidipte bankamatikten emekli maaşını çeken bir insanı devletim emekli etmesi bana kötü gelmiyor. Adam dört yıldır zaten hiçbir yerde oynamıyor. Nereye kadar yani. İlla 65 yaşına gelinceye kadar beleş parayı alacak mı? Ben de televizyoncuyum, işsizim o zaman devlet bana da para versin. Bence tiyatronun akil adamlarının biraraya gelip çare bulması lazım. Bir kere biletler çok pahalı. 40-45 liraya bilet satılıyor. Yapılan şey aynı. Hep sıcak aile komedisi izliyoruz. İnsanlar zaten milyon kere bu sıcak aile komedisini izlemiştir. Bence Türkiye'deki özel tiyatroların başındaki insanların gelişmesi lazım ki tiyatrolar da gelişsin. Herşey eskiden nasılsa öyle. Artık zaman o zaman değil. 1970'de o oyun tutuyor olabilir. Ama biz 2013'teyiz. Artık sosyolojik olarak Türkiye o eski Türkiye değil. Psikolojik olarak insanlar değişti. Alışkanlıklar değişti. Türk tiyatrosunun en büyük sorunu özel tiyatrolardır. Çağa ayak uyduramıyorlar. Gençlerin tiyatroya ilgisi yok. Demode bir sanat olması da bu sebepten dolayıdır. Oyun Karacaahmet ya da Zincirlikuyu mezarlığında oynansa izleyici sayısı rekor kırardı. İnsanlar eskiden yılbaşı gecesi tiyatro izlemeye gidermiş.

Kolay beğenmeyen birisiniz. Şarkıcılar arasında beğendikleriniz yok mu?

Demet Akalın'ı beğeniyorum. Dinlerken eğleniyorum. Hande Yener, Ebru Gündeş'i de beğeniyorum. Oyuncular arasında Vahide Gördüm, Zeynep Abdullah Farah beğendiklerim arasında. Kıvanç Tatlıtuğ çok iyi bir oyuncu.

Siz jüri üyesi olsaydınız CHP, MHP, AKP'ye eleştirileriniz nasıl olurdu?

Ben sosyal demokrat bir aileden geliyorum. Hayatımda hiç sağ bir partiye oy vermedim. Ama şu anda benim oy verecek bir partim yok. CHP'yi çok köhnemiş ve demode buluyorum. Sosyal demokrat demek düşünce anlamında herkesten bir adım önde olmak demektir. Ama CHP'de bunu göremiyorum. AKP'nin bugün yaptıklarını aslında CHP yapmalı. CHP'de Türk tiyatrosu gibi. AKP'ye zaman zaman oy veresim geliyor. Zaman zaman da çok kızıyorum. Bilsem ki bir gizli ajandaları yok oy veririm. Bir gün Türkiye'nin bir din devleti olacağı korkum olmasa gidip oy veririm. Başbakan fırça attığı zaman geriliyorum. Benim gibi düşünmeyen yaşamasın tavrı var. Gazetecilere yapılanları doğru bulmuyorum. Herkes fikrini özgürce ortaya koyabilmeli.

Öcalan'ın 21 Mart bildirisi okundu. Tartışılıyor. Siz neresinde duruyorsunuz bu tartışmanın?

Barış hiçbir zaman kötü olamaz. Yıllardır birbirimizi öldürdükte ne oldu. Kimin eline ne geçti. Olan gençlere oldu, anne-babalara oldu. Şartlar şimdi olgunlaştı. Savaştan, insanların ölmesinden daha iyidir. Bir insanın ana dilini konuşmasında bir sakınca görmüyorum. Ana dilde de eğitim görebilirler. Ben de Diyarbakır'da Nevruz kutlamasında olmak isterdim. Bu aslında bir anlamda Berlin Duvarı'nın yıkılması gibi bir şey. Berlin Duvarı'nın yıkılmasını da görmek isterdim. Diyarbakır'da tarihi bir nevruz kutlaması yaşandı. Bizden sonraki kuşaklara anlatacağımız bir 2013 Nevruzu oldu.

Nihat Doğan'ı nasıl buluyorsunuz?

Çok cesur Nihat. Kimsenin söylemeye cesaret edemediği şeyleri söylüyor. Benim konuşmaya hakkım varsa onun da var. O da bu ülkenin bir bireyi. Bu ülkeyi elitistler yönetmiyor. Mühim olan o fikrin dikkat çekmesi ve Nihat Doğan'da bunu başarıyor.

Diziler neden bu yıl tutunamadı?

Reytingi ölçen şirket değişti o yüzden böyle oldu. Biz hep eski bilgilerimizle hareket ettik. Bizdeki bilgiler AGB bilgileri. Reytingi artık TNS ölçüyor. Ölçülen panel değişti. Eskiden AB grubu olmak için belli bir eğitim olması ve belli bir para kazanmanız gerekiyordu. TNS'de eğitimin önemi yok. İlkokul mezunu olmanız da yetiyor. Belli bir parayı kazanıyorsanız sizi AB sayıyor. Biz o bilgilerle eski dizileri çektik. Eğitimli kişilerin izlediği dizilere göre hareket ediliyrodu. Eskiden AB grubu vardı C grubu azdı. Şimdi C grubu çoğaldı. Artık biz de öğrendik nasıl diziler yapmamız gerektiğini. Bir de insanlar artık dizilerden sıkıldı. Ben sıkıldım. Geçen yıla kadar ben her akşam eve koşar dizi izlerdim. Bu yıl hiç dizi izlemiyorum.

Evlenmeyi düşünmüyor musunuz. Çocuk sahibi olmayı istemez misiniz?

Evlilik bizim işimizi yapan insanlara göre değil. Çocuğum olmasını çok isterim. İnşallah, isterim. Olmasa evlat edinmeyi düşünürüm ama zor bir süreç o, çok beklemek gerekiyor.

derya-demir-armagan-caglayan.jpg